Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülerek kabul edilen torba yasada yer alan bir madde kamuoyunun yeterince dikkatini çekmedi. Aslında çok ilgi çekmesi, şiddetli tartışmalara neden olması gereken madde yasalaşma yolunda sessizce ilerliyor. Plan ve bütçe komisyonunda küçük bir değişiklikle kabul edildi.
Ben de maddeyi ilk gördüğümde çok şaşırdım ve neden böyle bir düzenleme yapılmak istendiğini gerçekten merak ettim.
Bahsettiğim düzenleme torba yasa teklifinin 15'inci maddesinde yer alıyor. Bu madde ile 213 sayılı Vergi Usul Kanununa "katılma payı" başlığıyla aşağıdaki mükerrer 413'üncü maddenin eklenmesi öngörülüyor:
"Katılma payı:
Mükerrer Madde 413- Gelir İdaresi Başkanlığı sistemlerinde yer alan ve bu Kanunun 5'inci maddesi kapsamında üçüncü kişilerle paylaşılabilecek bilgilerin genel yönetim kapsamındaki kamu idareleri dışındaki kamu kurum ve kuruluşları ve gerçek veya tüzel kişilerle paylaşılması karşılığında sorgu veya dönen kayıt başına 25 kuruştan az olmamak üzere katılma payı alınır. Katılma payının tutan, sorgulanan veya dönen verinin sayısı, boyutu ve kapsamı, verinin sorgulama dışında toplu olarak paylaşılması durumunda paylaşılan verinin sayısı, boyutu, kapsamı ve mükellef sayısı ayrı ayrı veya birlikte dikkate alınarak Hazine ve Maliye Bakanlığınca belirlenebilir. Katılma payları, yeni bir belirleme yapılmadığı sürece, her yıl bir önceki yıla ilişkin olarak bu Kanun uyarınca belirlenen yeniden değerleme oranında artırılır. Ödenecek katılma payı tutarının belirlenmesine esas olan sorgu, dönen kayıt veya toplu olarak paylaşılan veri miktarının belirlenmesinde Gelir İdaresi Başkanlığı kayıtları esas alınır.
Katılma paylan, takvim yılının üçer aylık dönemleri itibarıyla Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından paylaşılan veriler üzerinden hesaplanır ve üç aylık dönemi takip eden ayın sonuna kadar veri paylaşılanlara bildirilir. Katılma payları bildirimin yapıldığı ayı izleyen ayın sonuna kadar Bakanlık merkez muhasebe birimine ödenir.
Süresinde ödeme yapmayanlarla ödeme yapılıncaya kadar bilgi paylaşımı yapılmaz. Süresinde ödenmeyen katılma payları gecikme zammı ile birlikte 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre vergi dairelerince takip ve tahsil edilir.
Bu maddenin uygulamasına ilişkin usul ve esaslar Hazine ve Maliye Bakanlığınca belirlenir."
Bu maddeye göre, Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB) sistemlerinde yer alan ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun "vergi mahremiyeti" başlıklı 5'inci maddesi kapsamında üçüncü kişilerle paylaşılabilecek bilgilerin genel yönetim kapsamındaki kamu idareleri dışındaki kamu kurum ve kuruluşları ve gerçek veya tüzel kişilerle paylaşılması karşılığında sorgu veya dönen kayıtlar karşılığında katılma payı alınması öngörülüyor.
Mevcut bilgi paylaşımının detayları ve bu paylaşıma ilişkin sorularım
Halen imzalanan protokoller kapsamında kamu idareleri dışında üçüncü kişilerle bazı bilgilerin paylaşıldığını duyuyorduk, ancak Plan ve Bütçe komisyonunda yapılan açıklamalarla bu husus resmen teyit edilmiş oldu.
Komisyonda açıklama yapan, teklifin ilk imza sahiplerinden Ali Özkaya'nın verdiği bilgilere göre, GİB'in bilgi işlem altyapısında yer alan bilgiler halihazırda, vergi mahremiyeti de dikkate alınarak ve Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK)'na uygun bir şekilde sorgulama yapan yaklaşık 150 ticari kuruluşa ücretsiz olarak veriliyormuş.
Bilgi paylaşılan kuruluşların banka, noter ve birtakım ticari platformlar olduğu anlaşılıyor.
Şimdi soruyorum:
* Mevcut bilgi paylaşımı hangi mevzuata dayanılarak yapılıyor? Kamunun bilgi işlem alt yapısında yer alan bilgileri ticari kuruluşlarla paylaşmasının (ücretli veya ücretsiz) yasal dayanağı var mı?
* Hangi bilgiler paylaşılıyor? (Komisyon tutanağından öğrendiğimize göre, Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı vergi levhasındaki verilerle sınırlı, protokol çerçevesinde paylaşım yapıldığını söylemiş.)
* Vergi mahremiyetinin dikkate alındığı ve KVKK'ya uygun bilgi paylaşıldığı söyleniyor. Bu konuda da tereddütlerim var. Sanıyorum gerçek kişilere ilişkin bilgiler de paylaşıma konu oluyor. KVKK'ya uygun paylaşımdan söz edebilmek için gerçek kişilerin bu paylaşımı onaylaması lazım. GİB bu protokolleri imzalarken Kişisel Verileri Koruma Kurumundan görüş aldı mı acaba?
Özetle belirtmek gerekirse, halen ücretsiz yapılmakta olan bilgi paylaşımında da önemli sorunlar olduğunu söylemek durumundayız.
Bu bilgi paylaşımı neden ücret/katılma payı karşılığı yapılmak isteniyor?
Katılma payı kavramına "harcamalara katılma payı" adı altında Belediye Gelirleri Kanununda rastlıyoruz.
Harcamalara katılma payları, 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununda, vergi ve harçlardan sonra belediyelerin üçüncü bir gelir kalemi olarak yer alıyor.
Bu Kanuna göre yol, kanalizasyon ve su tesisleri harcamalarına katılma payları hesaplanıp hizmetten faydalanan gayrimenkuller paylaştırılıyor. Yani belediyelerin kamu hizmetinde bulunurken katlanmış oldukları giderlere söz konusu hizmetlerden yararlananların da katılmasını sağlamak amacını güdüyor.
Anayasa mahkemesi harcamalara katılma payını "vergi benzeri mali yükümlülük" olarak değerlendiriliyor.
Görüldüğü gibi bu yükümlülüğün yasal dayanağı var.
Torba yasa ile getirilmek istenen "katılma payları" için bu düzenlemeden ilham alınmış olabilir. Çünkü Bakan Yardımcısı Komisyonda, buradaki temel amacın gelir elde etmekten öte gereksiz kullanımların önlenmesi olduğunu, sağlıkta katılım paylarındaki temel amaçlarının da bu olduğunu, ciddi bir veri altyapısı yatırımı yapıldığını ve bu sorguların ciddi bir yük getirdiğini, bilgi paylaşımı nedeniyle ilgili kuruluşlardan sorgu başına 25 kuruş alınacağını, bir gelir elde edileceğini, ama onun dışında gereksiz kullanımların da önüne geçilmiş olacağını açıklamış. Bu açıklamadan benim anladığım, yapılan alt yapı yatırım maliyetlerine, bilgi paylaşımından yararlanan kuruluşların katılmasının amaçlandığıdır.
Komisyonda açıklama yapan Sayın Ali Özkaya'nın verdiği bilgilere göre, GİB'in bilgi paylaşmakta olduğu yaklaşık 150 kuruluş için aylık 169,3 milyon sorgulama yapılıyor. Getirilmek istenen katılma payı uygulaması ile bankalardan, finans kuruluşlarından, e-ticaret platformlarından, elektrik ve doğal gaz dağıtım şirketlerinden, bir de noterlerden her sorgulama başına 25 kuruş tahsil edilmesi öngörülüyor. Buradan da aylık 25, yıllık da 300 milyon lira gibi bir gelir elde etmesi düşünülüyor. Bu büyüklük, gelir beklentisinin de ciddi bir beklenti olduğu yönünde değerlendirilebilir.
Komisyonda ne değiştirildi?
Madde Komisyonda sadece bilgi verilecek kişiler arasında yer alan "gerçek kişi" ibaresi madde metninden çıkarılarak kabul edildi. Buna göre bilgi paylaşımı gerçek kişilere yapılamayacak, ancak mevcut 150 civarındaki kuruluşa ilaveten protokol imzalayan tüzel kişilerle bilgi paylaşılabilecek.
Gerçek kişilere ait olan bilgilerin paylaşımında KVKK'ya aykırılık sorunu olabileceği düşünülmüş ki Komisyona Kişisel Verileri Koruma Kurumu temsilcisi da davet edilmiş. Sayın yetkili bu konuda bir sorun görmediklerini, "gerçek kişiler" ibaresinin maddeden çıkartılmasını karşılıklı mutabakatla uygun gördüklerini ve bu değişiklikle düzenlemeyi uygun bulduklarını ifade etmiş. Bu açıklama bence yeterli ve doğru değil, gerçek kişi verilerinin açıklanmasında KVKK mevzuatına açık bir aykırılık olduğunu düşünüyorum.
Bu yazı için son sözlerim…
İçinde yetiştiğim Maliye Bakanlığının bu konu dolayısıyla yıpranmasını istemem, ancak bu olasılık çok yüksek, çünkü düzenlemenin teknik açıdan eksiklikleri bir yana psikolojik açıdan savunulması çok zor. Kamunun sahip olduğu kişisel bilgileri ticari kuruluşlara ücret karşılığı paylaşması çok doğru görünmüyor.
Bu nedenle Genel Kurulda verilecek bir önerge ile düzenlemeden vazgeçilmesi isabetli olur.
Teknik eksikliklere gelirsek;
* Öncelikle katılım payının alınmasına yönelik yasal dayanak yok. Vergi benzeri yasal yükümlülük olan bu yükümlülüğün de yasa ile düzenlenmesi şart. Torba yasadaki madde bu açıdan yeterli değil. Hangi bilgiler paylaşılacak, kimlerle paylaşılacak vs. tüm konuların net bir şekilde yasayla tanımlanması gerekir. Her şeyin Maliye Bakanlığı tarafından belirlendiği bir yükümlülük yasallık ilkesi uyarınca olamaz.
* Tahsil edilecek katılma paylarının bütçeye gelir kaydedilmeyeceği anlaşılıyor. Bu tutarların nasıl harcanacağı da belli değil.
* Bu düzenleme girişimi mevcut bilgi paylaşımının tartışılmasına da vesile oldu. İş dünyası şeffaf olmayan bu paylaşımdan rahatsız. Kendilerine ait bilgilerin rakiplerin eline geçmesinden endişe duyuyor. Mevcut uygulama ve ihdası düşünülen yükümlülük, kamuoyu görüşü alındıktan ve yeterince tartışıldıktan sonra gündeme getirilmelidir.
* Halen birçok uygulama GİB altyapısı kullanılarak yürütülüyor. Yarın bunlar için de tüm mükelleflerden katılma payı talep edilmeyeceğini garantisi yok. GİB'in çıkıp böyle bir niyetin olmadığını açıklaması ve kamuoyunu rahatlatması gerekir.