Başlığı özellikle bu şekilde kullandım.
Yeni yıl, yeni umutlar demektir. Ama yeni umutların gerçekleşmesi bazı konularda yapılacak çalışma ve düzenlemelere bağlıdır. Öyle ise 2025 yılının yeni umutlarının gerçekleşmesi için neler gerekecek, biz de bir yazalım bakalım.
1. Herkes haddini bilmelidir. Elinize bakın, her birinde 5 parmak olan iki eliniz var. Bu ellerinizdeki parmaklara bakın, her parmağınız değişiktir. Başparmak, işaret parmağı, orta parmak, yüzük parmağı ve küçük parmak. Her birisi diğerinden farklı olup, farklı fonksiyonları vardır.
İnsanları elimizdeki parmakları esas alarak değerlendirelim. Her insan, görünüşü, bilgisi, mesleği farklıdır. 5 parmağın farklı olması gibi insanların mesleği de farklıdır. Bir bakıyorsunuz birisi patron, birisi genel müdür, birisi müdür, birisi mavi yakalı işçi, birisi beyaz yakalı memur gibi meslekteki durumları farklıdır. Yine her birinin geliri ve maaşı farklıdır. Gelir veya maaş o insanın çalışması, bilgisi, beyaz veya mavi yakalı oluşuna göre değişir. Normal olarak da eskiden herkes durumuna göre gelirine razı olurdu, şimdi görüyorum ki kimse kazancına veya gelirine razı değil. Hatta ve hatta benim tabirimle herkes RABBENA HEP BANA diyor, 2025 yılında bu tip bir düşünceden vazgeçmek gerekir emin olun.
2. Bu yıl en çok takıldığım olaylardan biri de asgari ücrettir. Yeni yılla birlikte asgari ücret de yeniden ilan edildi. Asgari ücretteki artış yüzde 30’larda oldu. Asgari ücretin ilanı ile birlikte ne gördük.
a. Herkes asgari ücretteki artıştan şikayetçi
b. Kimse aldığı maaşa razı değil
c. Hükümet de asgari ücreti yüzde 30 artırmış, ama 2025 yılında enflasyon yüzde 21-22 olacak diye hesap yapıyor. Oysa asgari ücreti düzenlerken, geçmiş yılı ve gelecek yılı da göz önüne alıp ona göre asgari ücret tespiti yapılmalıdır. Yoksa ekonomiyi bir tahterli gibi düşünürsek tahterli hiçbir şekilde dengeye gelmeyecektir. Ondan sonra uğraşın uğraşın ve kimseyi de memnun edemezsiniz vesselam.
3. Hiçbir şekilde ekonomiyi emirle idare edemezsiniz. Kesinlikle alacağınız bütün kararlar yüzlerce yıldır herkesin bildiği kuralların dışına çıkmamalıdır.
a. Enflasyonu düşüremiyorsanız faizi düşüremezsiniz, buna dikkat edin, yoksa faiz elinizde patlar.
b. Ülkemizdeki durum nasıl biliyor musunuz? Eğer siz faiz alıyorsanız, daha fazlasını istiyorsunuz, ama siz kredi almışsanız ve sizden istenen faizi kabul etmek istemiyorsanız, o zaman kara kaplı kitabı açıyor ve itiraz ediyorsunuz.
c. Oysa gerek mevduat ve piyasa faizi ve gerekse kredi faizleri ülkenin genel durumuna, üretime ve dünyadaki duruma bağlıdır. Bunları çok yakından takip eden ve piyasadaki değişikliklerde hemen karşı tedbir alan bir ekonomi ekibine gerek vardır.
4. 2025 yılında ülkemiz, sanayicimiz ve tüccarımız biraz daha fazla zorlukla karşılaşacaktır.
5. Tekstil, az gelişmiş ülkelere kaymaktadır. Tıpkı bir zamanlar Avrupa’dan bize kaydığı gibi.
6. Makine ve otomotiv sanayiinde de azgelişmiş ülkelerin çalışması, gücü ve biraz d aha gelişmiş olan Hindistan ve Çinin zorlamaları da artmaktadır. Dolayısıyla Türkiye biraz daha zorlanacaktır.
7. Öyle ise sadece hükümet değil, sanayici ve tüccar da ülkemizdeki ve dünyadaki gelişmeleri göz önüne alarak el birliği ile tedbir almalıdır.
8. Bir zamanlar bir tabir vardı. Karşımızda Çin A.Ş. var diye, işte Türk sanayicisi, tüccarı öyle bir şekilde el ele vermelidir ki bütün dünya Türkiye’nin gücünü görmelidir.
Yeni bir yıl, yeni umutlar, haydi hayırlısı, ekonomi kurallarına uyan, üretim ve satış yapan Türkiye’ye.