Sermaye piya­salarının hızla dijitalleşmesi ve ya­pay zekânın hem veri işleme hem de karar alma süreçlerinde daha faz­la kullanılması, piyasa dinamikle­rini köklü bir şekilde değiştiriyor.

IMF’nin "Global Financial Stabi­lity” (Küresel Finansal İstikrar) ra­porunda ele alınan bulgular ışığın­da, yapay zekânın finans piyasala­rına nasıl etkilediğini, potansiyel riskler ile gelecekteki düzenleyici ihtiyaçlarını analiz ettim.

Sermaye piyasalarında verimlilik sağlamada ve fiyat belirlemede yapay zekâ

Yapay zekâ (AI), sermaye piyasa­larında verimliliği artırmakla kal­mıyor; aynı zamanda bilgiye daya­lı, daha hızlı ve sağlıklı fiyat oluşu­munu da teşvik ediyor. AI karmaşık, yapılandırılmamış veriler dahil, de­vasa veri setlerini analiz ederek ya­tırımcılara daha stratejik fırsatlar sunuyor. Örneğin, algoritmalar sa­dece geleneksel finansal gösterge­lerden değil, sosyal medya analiz­lerinden, güncel gelişmelerden, ra­porlardan ve haberlerden oluşan geniş veri yelpazesinden beslene­rek fiyat tahminlerini dinamik hale getiriyor.

Yapay zekânın gelişmiş öngörü gücü, piyasa analistlerinin iş yükü­nü azaltırken aynı zamanda hızla değişen piyasa koşullarına adapte olabilen esnek stratejilerin gelişti­rilmesine de imkan tanıyor.

Bu, sa­dece profesyonel yatırımcılar için değil, küçük yatırımcılar için de da­ha erişilebilir ve stratejik bir yatı­rım ortamı sunuyor. AI destek­li portföy yönetim araçları, piyasa duyarlılığı, haberler ve analizelere dayalı olarak daha isabetli kararlar alabilmekte ve portföy dağılımları­nı bu verilere göre optimize edebil­mekte.

Artan hız ve volatilite: Yapay zekânın iki ucu keskin bıçağı

Yapay zekâ, işlem hızını artırarak piyasalardaki likiditeyi desteklese de bu hızlanmanın beraberinde ge­tirdiği riskler göz ardı edilmeme­li. AI tabanlı algoritmaların piyasa sinyallerine benzer ve senkronize tepki verme eğilimi, dalgalanma ve ani fiyat değişimlerini kaçınılmaz hale getirebilir.

Özellikle stres dö­nemlerinde, büyük miktarda algo­ritmanın aynı anda benzer tepkiler vererek volatiliteyi artırması, piya­salarda ani ve öngörülemez çöküş­lere de yol açabilir. Örneğin, 2010 yılında yaşanan "Flash Crash" olayı, yüksek frekanslı ticaret algoritma­larının ani ve büyük fiyat dalgalan­malarına yol açabileceğini göster­miştir (Flash Crash, 6 Mayıs 2010 tarihinde ABD borsalarında yaşa­nan ani ve büyük bir çöküştür.

Bu olayda, ABD'nin önde gelen borsa endekslerinden Dow Jones Indust­rial Average (DJIA) endeksi dakika­lar içinde yaklaşık 1.000 puan (9%) düşmüştür. Flash Crash'in nedenle­ri üzerine yapılan araştırmalar, yük­sek frekanslı ticaret yapan algorit­maların tetiklediği zincirleme bir reaksiyonun bu olaya sebep olduğu­nu ortaya koymuştur).

Yeni piyasa yapıları ve algoritmik ticarete dayalı dönüşüm

AI ile algoritmik ticaretin yükseli­şi, sermaye piyasalarında yeni bir pi­yasa yapısı ortaya çıkarıyor. Finans dışı oyuncular AI destekli modelleri daha fazla kullanarak piyasada etkin rol oynamaya başlıyor ve bu, likidi­teyi artırmakla birlikte aşırı likidite dalgalanmalarına da yol açabiliyor.

Regülasyonlar ve şeffaflık: AI çağında gözetim ihtiyacı

AI tabanlı sistemlerin finansal pi­yasaların ayrılmaz bir parçası haline gelmesiyle birlikte, düzenleyiciler için yeni gözetim ve şeffaflık sorun­ları ortaya çıkıyor.

AI modellerinin çalışma prensiplerinin karmaşık­lığı, düzenleyici kurumların bu sis­temlerin risklerini ve etkilerini anla­masını zorlaştırabilir. Yapay zekânın finans piyasalarındaki etkisi, açık­lanabilirlik ve şeffaflık gereksinim­lerinin yeniden tanımlanmasını ge­rektiriyor.Düzenleyicilerin yapay zekâ destekli sistemlerin izlenme­sini sağlayacak yeni araçlar geliş­tirmesi ve bu sistemlerin işleyişini takip edebilmesi önemli.

Özellikle yüksek hacimli algoritmik ticaretin etkilerini gözlemleyebilmek, regü­lasyon süreçlerinde kritik bir adım olarak öne çıkıyor. Bu yeni dijital gö­zetim yapıları, piyasa dalgalanma­larını dengelemek ve AI'nin potan­siyel olumsuz etkilerini minimize etmek için büyük bir gereklilik hali­ne geliyor. Ayrıca, etik ve sorumlu AI kullanımını teşvik etmek için ortak standartlar geliştirilmesi ve AI uy­gulamalarının güvenliğini sağlama­ya yönelik uluslararası uyumluluğun artırılması önem taşıyor.

Siber güvenlik ve AI’ın güvenlik riskleri

AI tabanlı sistemlerin finansal pi­yasalarda yaygınlaşması, beraberin­de yeni nesil siber güvenlik risklerini de getiriyor. Özellikle sahte içerikle­rin ve deepfake teknolojilerinin fi­nansal manipülasyon için kullanıl­ması, piyasa güvenliğini tehdit eden önemli bir risk olarak ortaya çıkıyor. 2020’de yaşanan Twitter hack olayı gibi olaylar (2020’de Twitter’da bir­çok tanınmış kişinin hesaplarının ele geçirilmesiyle gerçekleşen bü­yük bir siber saldırıdır.

Ünlü kişi ve şirketlerin hesaplarından, takipçi­lerine sahte Bitcoin bağışı yapılması için mesajlar gönderilmiştir), finan­sal piyasalarda büyük yankı uyandı­rabilecek siber güvenlik açıklarını gözler önüne seriyor. Bu riskleri yö­netmek için siber güvenlik protokol­lerinin yeniden gözden geçirilmesi ve AI destekli güvenlik çözümleri­nin devreye sokulması, gelecekteki finansal istikrar için hayati bir rol oynuyor.

Küçük yatırımcılar AI’dan nasıl yararlanabilir?

AI’ın gelişimi, küçük yatırımcılar için de büyük fırsatlar sunuyor. Da­ha önce yalnızca büyük finansal ku­rumların erişebildiği araçlar ve ana­liz sistemleri, artık bireysel yatırım­cılar tarafından da kullanılabilir hale geldi. Bu durum, piyasa bilgilerine erişimi kolaylaştırarak küçük yatı­rımcıların daha bilinçli kararlar al­masını sağlıyor.Küçük yatırımcıla­rın kullanabileceği AI destekli yatı­rım platformlarından öne çıkanları şu şekilde özetleyebiliriz:

Robo-danışmanlık hizmetleri su­nan uygulamalar, kullanıcıların fi­nansal hedeflerine ve risk tolerans­larına uygun kişiselleştirilmiş port­föyler oluşturup yönetiyor.Portföy yönetimi için yatırımcılara yardım­cı olan araçlar, yapay zekâ kullana­rak hisse senedi ve ETF'ler hakkın­da öneriler sunuyor.Hisse senedi analizleri ve piyasa trendlerine da­ir yapay zekâ destekli veriler sunan platformlar, yatırımcıların yatırım kararlarını daha bilinçli hale getiri­yor. Finansal piyasalardaki hızlı de­ğişikliklere dair erken uyarılar sağla­yan ve sosyal medya trendlerini ana­liz ederek yatırımcıları bilgilendiren uygulamalar öne çıkmaya başladı. Birçok AI platformu, kullanıcılarına finansal eğitim materyalleri sunarak piyasa bilgilerini geliştirmelerine yardımcı olmakta.

Ayrıca, yatırımcı­ların diğer kullanıcıları takip etmesi­ne ve stratejiler öğrenmesine olanak tanıyan sosyal ticaret platformları, eğitim odaklı bir deneyim sunmak­ta.Duygusal kararlar nedeniyle riskli işlemleri minimize etmek adına, AI tabanlı risk yönetimi araçları uyarı sistemleri geliştirebilir.Özetle, yapay zekânın sermaye piyasalarına enteg­rasyonu, yatırım süreçlerini hızlan­dırırken aynı zamanda yeni riskle­ri de beraberinde getiriyor. Sermaye piyasalarında yapay zekânın yükse­lişi, daha hızlı ve verimli bir piyasa yaratırken düzenleyici kurumların ve piyasa aktörlerinin bu yeni eko­sisteme uyum sağlaması gereklili­ğini doğuruyor. AI’nin getirdiği hız ve yeniliklere rağmen, regülasyonla­rın esnek ve ileriye dönük bir şekil­de gelişmesi, sermaye piyasalarının sürdürülebilirliği açısından kritik olacak.

Yapay zekânın finans dünya­sında yaratabileceği olası çalkantı­lara karşı hazırlıklı olmak, bu tekno­lojiden maksimum fayda sağlamak için zorunlu hale geliyor. Yapay zekâ­nın getirdiği hız, analiz kapasitesi ve erişilebilirlik, küçük yatırımcıların büyük oyuncularla daha eşit bir ze­minde rekabet edebilmesine olanak tanıyor. Ancak, başarılı olmak için bu araçları yalnızca destekleyici bir rehber olarak görmek ve uzun vadeli stratejilere odaklanmak şart.

Dünya | Nomupay Türkiye Genel Müdürü, Yapay Zekâ ve Teknoloji Derneği YK Üyesi Ergi ŞENER