Bilinçli takipçilerim sayesinde he­men hesapların kapatılmasını sağladık fakat son dönemde bu tarz haberleri ya­kın çevremde daha sık duyar oldum.

Finans dünyası, benim de bu köşede her hafta anlattığım üzere dijitalleşme sayesinde son yıllarda büyük bir dönü­şüm geçirdi. Bankacılık işlemlerinden yatırım platformlarına kadar birçok hizmet, artık yalnızca birkaç tıklamay­la erişilebilir hale geldi. Ancak bu dönü­şüm, yalnızca kolaylık ve hız değil, aynı zamanda riskleri de beraberinde getir­di. Dijitalleşmenin hızına ayak uydu­ran dolandırıcılar, teknolojinin ve sos­yal medyanın sunduğu imkanları ken­di çıkarlarına uygun şekilde kullanmayı başardı. Özellikle Instagram, X, Facebo­ok ve Telegram gibi sosyal medya plat­formları, sahte hesaplar üzerinden ya­pılan dolandırıcılıkların merkezi haline geldi.

Bu dolandırıcılıklarda genellikle sah­te bir hesap, profesyonelce hazırlan­mış bir profil ile kullanıcılara ulaşıyor. Forex gibi yüksek kazanç vaat eden ya­tırım fırsatları sunduğunu iddia eden dolandırıcılar, sahte reklamlar ve me­sajlarla binlerce kişiyi tuzağa düşürü­yor. İnsanların zengin olma hayallerini istismar eden bu yöntemler, her geçen gün daha karmaşık hale geliyor. Sahte hesaplar, mağdurları genellikle “garanti kazanç” ya da “yüksek getiri” gibi vaat­lerle kandırıyor.

Dünya genelinde yapılan araştırma­lar, sahte hesapların ve sosyal medya dolandırıcılığının ne denli büyük bir tehdit oluşturduğunu gözler önüne se­riyor. Bugün Facebook ve Instagram’da aktif kullanıcıların yüzde 5 ila 10’unun sahte olduğu tahmin ediliyor. X’te ise bu oran yüzde 15’e kadar çıkabiliyor. 2023 yılında, yalnızca sosyal medya kaynaklı dolandırıcılıklardan kaynaklanan top­lam zarar yaklaşık 5 milyar dolara ulaş­tı. ABD, İngiltere, Hindistan ve Türki­ye, bu dolandırıcılık yöntemlerinden en çok etkilenen ülkeler arasında yer alı­yor. Telegram ise özel mesajlaşma alt­yapısıyla dolandırıcıların sıklıkla tercih ettiği platformlardan biri haline geldi.

Sosyal medya dolandırıcılıklarının bu kadar yaygın olmasının arkasında çeşit­li sosyo-ekonomik ve psikolojik neden­ler yatıyor. İnsanlar genellikle hızlı ve kolay para kazanma arzularıyla bu do­landırıcıların vaatlerine inanıyor. Eko­nomik zorluklar yaşayan bireyler, bu tür vaatlere daha açık hale geliyor. Özellik­le finansal okuryazarlık düzeyinin düşük olduğu ülkelerde ve toplumlarda, dolan­dırıcılık yöntemlerinin başarı oranı da­ha yüksek oluyor. Bunun yanı sıra, sos­yal medyanın profesyonelce hazırlanmış içerikleri, dolandırıcıların güvenilir gö­rünmesini kolaylaştırıyor. İnsanların bu platformlara duyduğu güven, onları sa­vunmasız birer hedef haline getiriyor.

Türkiye özelinde, Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), bu tür dolandırıcılıklar­la mücadele etmek için çeşitli çalışma­lar yürütüyor. SPK, yalnızca lisanslı plat­formların forex işlemleri yapmasına izin veriyor ve kullanıcıları bilinçlendirmek adına düzenli bilgilendirmelerde bulu­nuyor. Ancak yurtdışından erişim sağla­nan illegal platformlar ve sosyal medya reklamları hala ciddi bir tehdit oluşturu­yor. Bu noktada, yalnızca düzenleyici ku­rumların değil, bireylerin de dikkatli ol­ması büyük önem taşıyor.

Sahte hesaplar ve dolandırıcılık yön­temleri, sosyal medyanın karanlık yü­zünü gözler önüne seriyor. Bu neden­le, finansal okuryazarlık çalışmalarının toplum geneline yayılması büyük önem taşıyor. İnsanların finansal terimleri an­layabilmesi ve bilinçli birer kullanıcı ha­line gelmesi, dolandırıcılıklara karşı en güçlü savunma mekanizmasıdır. Çünkü bilinçli bir toplum, dolandırıcılıkla mü­cadelede en etkili silahtır.

Güzel bir gelecek için…

Kaynak: Dünya | İskender ADA