Asgari ücret için “ara zam” yapıldı ve net asgari ücret rakamı 11 bin 402 TL olarak açıklandı. Ocak 2023’e göre yüzde 34’lük bir artış gerçekleşmiş oldu. Ara zam olmasına rağmen bu yeni asgari ücret rakamı beklenenin üzerinde bir artışa işaret etmekte. Nitekim geçen yılın aynı dönemine göre asgari ücrette artış oranı yüzde 107’ye ulaştı.
Çalışanların reel gelirleri bakımından ele alınırsa, daha önceki Çalışma Bakanı’nın ifadesiyle 500 doların altında ancak 486 dolar civarında bir rakam oluştu. Aslında bu rakam döviz cinsinden ele alınırsa bugüne kadar verilmiş en yüksek asgari ücret rakamı. Bu artışta refah payının etkisi var. Enflasyonun üzerinde bir artış refah artışı payıyla mümkün olabiliyor. Çalışanların satın alma güçleri ancak bu şekilde korunabiliyor. Fiyat artışları kontrol altına alınabilse bu refah payına da gerek kalmadan herkesin üzerinde rahatlıkla uzlaşabildiği bir rakam çıkacaktır. Türk – İş Başkanı Ergün Atalay bu konuya dikkat çekmekte. Asgari ücret toplantısı sonrasında yaptığı açıklamada enflasyonun kontrol altına alınmasının önemine vurgu yapıyor. TİSK Başkanı Özgür Burak Akkol da bu artışın mutabakatla gerçekleşmesinin önemine değiniyor. Akkol, bu zor zamanlarda bile ortak paydaya ancak sosyal diyalogla ulaşılabileceğini ifade ediyor.
Destek sürecek
İşverenlere verilen asgari ücret desteği bu ay itibariyle sonlanmıştı. Asgari ücretin yeni rakamının belirlenmesiyle bu konuda da bir gelişme yaşandı. Destek uygulaması yıl sonuna kadar devam edecek, destek miktarı ise 400 TL’den 500 TL’ye çıkacak. Artan asgari ücret rakamı karşısında tek başına bu destek aslında yeterli değil, brüt asgari ücret rakamı 13 bin 414 TL, asgari ücretin işverene toplam maliyeti ise 15 bin 762 TL’ye ulaştı. Bu nedenle yapılması gereken geçen yıl yürürlükte olan sigorta prim teşviklerinin tekrar devam etmesidir. Bu konuda hükümetin atacağı adım hem işletmeleri hem de istihdamı koruyucu nitelikte olur. Ayrıca artması beklenen kayıtdışılığı da engeller.
Ücretler yakınlaştı
Sigortalı çalışanlarımızın yüzde 40’a yakınının asgari ücret seviyesinde gelir elde ettiği biliniyor. Bu oran konusunda farklı görüşler olsa da asgari ücretli çalışanların toplam çalışanlar içerisindeki payının yüksek olduğu aşikar. Durum böyle olunca asgari ücret beklentisi toplumda geniş yer buluyor. Medyanın bir numaralı konusu haline geliyor. Çalışanların beklentileri artıyor. Sadece asgari ücretle çalışanlar değil, tüm ücret seviyelerinde haklı olarak bir beklenti oluşuyor. Bu nedenle işletmeler asgari ücrete yüzde 34’lük zam yapılmasının diğer çalışanların ücreti üzerinde nasıl bir etki yaratacağını düşünüyorlar. Çalışanların beklentilerini yönetmek için uğraş veriyorlar. Asgari ücretin üzerinde geliri olan çalışanlarda aynı oranların kendi ücretlerine de yansıtılmasını işyerlerinden talep ediyor.
Asgari ücret artışı son yıllarda diğer ücret seviyelerine kıyasla daha yüksek oranlarda artış gösterdi. Bu durum ücret seviyelerinin birbirine yakınlaşması sorununu beraberinde getirdi. İşletmelerde kıdeme bağlı ya da performans sistemiyle oluşturulan ücret yapıları bozuldu. Diğer ücret seviyelerinde işverenler aynı artışları maliyet baskısı sebebiyle yapamadıkları için kıdem, liyakat, performans vb. ayırt edici unsurlar kaybolmaya başladı. Hal böyle olunca aslında işletmeler içerisinde memnuniyetsizlik, iş uyuşmazlıkları da yoğunlaştı.
Enflasyon önlenmeli
Sorun elbette sürekli fiyat artışlarından yani enflasyondan kaynaklanıyor. Önemli olan enflasyonla mücadele. Yeni dönemde enflasyonun azalması bu bağlamda elbette en çok ücret – maaş geliri olanları olumlu yönde etkileyecek. Ücret seviyeleri arasında denge ancak bu şekilde sağlanabilir. Enflasyonun olduğu bir yapıda ücretlerin belirlenmesi maalesef ücret – fiyat artışı şeklinde birbirini izleyen kararlarla ortaya çıkıyor. Buna son verebilmenin yolu enflasyonu kontrol altında tutabilmek.
Ancak bu geçiş döneminde işyerlerinde işgücü devir oranının artmaması, istihdamın kaybedilmemesi ve her şeyden önce çalışanlar arasında huzurun sağlanabilmesi adına ücret artış oranlarında, asgari ücret artışına en azından yakın olabilecek seviyelere ulaşılmalıdır. Zaman içerisinde fiyat artışlarının da kontrol edilmesiyle tekrar dengeli bir ücret yapısına kavuşulabilir.
Asgari ücret artışında dikkat edilmesi gereken bir başka konu ise kayıtdışılık konusu. Kayıtdışılıkta son 20 yılda önemli başarılar sağlandı. Buna rağmen kayıtdışı istihdam seviyesi halen daha yüzde 30’lar düzeyinde. Bu nedenle yapılan bu artışların kayıtdışılığı tekrar yüzde 45’ler seviyesine çekmemesi için dikkatli planlanması, enflasyonun kontrol altına alınması ve işyerlerine destek olunması gerekiyor.
Milliyet | Cem KILIÇ