31 Aralık 2022 tarihi itibariyle kesinleşmiş vergi, harç, prim, idari para cezaları, vergiye benzer vergiler, ecrimisil vb. borçların yapılandırmasını öngören ve kamuoyuna Cumhuriyet tarihinin en büyük af yasası olarak sunulan vergi, sigorta primi ve İPC’nin yapılandırmasını öngören af/yapılandırma kanun teklifinin 23.01.2023 tarihinde kabineden görüşüldükten sonra kamuoyuna açıklanması beklenilmektedir. Tasarı henüz net bir şekilde ortaya konulmadığı için bu çalışmamızda konunun genel hatları itibari ile soru-yanıt şeklinde siz değerli okurlarımıza aktarılmasına çalışacağız.
Soru-1: Hangi vadeli borçlar yapılandırma kapsamındadır?
Yanıt: 31 Aralık 2022 tarihi itibari ile vadesi dolmuş ve ödenmemiş vergi, SGK Prim borçları, İPC, ecrimisil, oda aidat borçları vb. borçlar yapılandırma kapsamındadır. Örneğin; Kasım 2022 KDV borcu kapsama girmektedir. Aralık 2022 KDV borcu girmemektedir. Çünkü Aralık Ayı ödemesi Ocak 28 2023 tarihinde ödeneceği için Aralık dönemi kapsam dışındadır.
Soru-2: Tasarıda yer alan matrah artırımı hüküm ile hangi yıllar kapsama alınmaktadır?
Yanıt: En çok sorulan sorulardan bir tanesi de 2022 yılının matrah artımına alınıp, alınmayacağı konusu önem taşımaktadır. Yasanın kabulü muhtemelen Şubat Ayında kabul edilerek, Resmi Gazetede yayınlanma ihtimali yüksektir. Geçmiş yıllarda olduğu gibi yasanın Resmi Gazetede yayınlanmasına müteakip Ay başından itibaren uygulama başlayabilir. Örneğin; Resmi Gazetede Şubat Ayında yayınlandığı varsayılırsa ertesi Ay yani Mart 2023’ten itibaren uygulama muhtemelen 2 Aylık süre içerisinde yani Nisan sonuna kadar müracaatların yapılması olasıdır. Buna göre, 2017 yılı 2022 yılı sonunda tarh zamanaşımına uğradığı için 2017 yılı matrah artırımına girmeyeceği düşüncesindeyiz. 2018, 2019, 2020, 2021 yıllarının matrah artırımına konu edilmesi mümkündür. Asıl soru 2022 yılıdır. 2022 yılının matrah artırımına konu edilip, edilmeyeceği şu anda belli değildir. Ancak önümüzdeki günlerde konu netlik kazanacağı için mevcut duruma göre yanıt vermek mümkün değildir. Ancak, 31 Mart itibari ile gelir vergisi mükelleflerinin beyanname verecekleri bilinmektedir. Pek çok vergi mükellefi hesap ve işlemlerini 31 Mart tarihi itibari ile kesinleştirmiş olacaktır. Zaten büyük şirketler Marttan itibaren genel kurularını da ona göre yapmaktadırlar. Ancak konu gelir vergisi mükellefleri için sorun olmamakla beraber, şirketler açısından biraz daha farklılık arz edebilir. Şirketler açısından 2022 yılının matrah artırımına girip girmeyeceği konusu henüz netlik kazanmamıştır.
Soru-3: Hileli vergi suçları konusu matrah artırımına girecek mi? Başka bir ifade ile sahte fatura düzenleme nedeni ile haklarında VTR veya VİR bulunan mükelleflerin durumu nedir?
Yanıt: Geçmiş matrah artırımları ile ilgili hükümlere bakıldığında (örneğin; 7326 sayılı Yasa mad. 5/9) sahte fatura düzenleme raporu bulunan mükellefler, defter ve kayıtları yok edenler, tahrif edenler, FETÖ suçluları, hileli vergi suçu raporu bulunan mükellefler matrah artırımı kapsamı dışında tutulmuştur. Muhtemelen bu yasada da benzer paralel bir düzenleme getirilmiş olduğunu öğrenmiş bulunmaktayız.
Soru-4: Vergi Yargısında mahkemesi devam eden mükelleflerin durumu nedir?
Yanıt: Bu defa peşin ödemede borç asıllarında yüzde 25 indirim olanağının bir seçenek olarak sunulacağı söyleniyor. Ayrıca taksit sayısının da artırılması düşünülüyor.
Yapılandırma kanun teklifinin kapsamında, önceki uygulamalarda olduğu gibi, şu olanakların da yer alması öngörülüyor:
- Dava safhasında bulunan kamu alacaklarına ilişkin yapılandırma (davanın bulunduğu aşamaya göre vergi/prim asıllarında belli oranlarda indirim, cezanın silinmesi, faizin düşürülmesi, taksitle ödeme gibi),
- İnceleme, tarhiyat, takdir ve uzlaşma safhasında bulunan kamu alacakları için sağlanan avantajlar,
- Genel uygulamadan daha avantajlı pişmanlıkla ya da kendiliğinden yapılan beyanlara ilişkin olanaklar,
- Matrah ve vergi artırımı,
- İşletme kayıtlarının düzeltilmesine ilişkin getirilen olanaklar (kasa ve ortaklar cari hesaplarının düşük bir vergi alınarak silinmesi, stok affı vs.
Sonuç olarak, gerek vergi mahkemelerinde ve gerekse Bölge İdare yani İstinaf mahkemelerinde devam eden davalar olsun gerekse Danıştay’da devam eden davalar olsun son karar çıkasıya kadar bu Yasadan faydalanması mümkündür. Konuyla ilgili standart Ek-3 dilekçesi doldurularak ilgili vergi dairesine söz konusu dilekçenin verilmesi yeterli olacaktır. Vergi daireleri ilgili dilekçeyi vergi yargısının bulunduğu yere yollayacaklardır. Ayrıca mükelleflerin vergi mahkemesine gitmelerine gerek yoktur.
Soru-5: Avukatlık ücretleri ve yargılama masraflarının akıbeti nedir?
Yanıt: Önceden tahakkuk eden veya duruma göre mükelleflerin birinci derecedeki mahkemede davayı kaybetmeleri halinde tahakkuk etmiş yargılama masrafı, avukatlık vekalet ücreti vb. masraflar davadan vazgeçilerek yapılandırma talebinde bulunulması halinde karşılıklı olarak taraflar bu masrafları talep etmeyecektir. Keza ödeme emrine yönelik açılmış davalarda mükellefin davayı kaybetmiş olması halinde de tahakkuk eden avukatlık vekalet ücretleri mükellefin aftan faydalanması durumunda karşılıklı olarak bu gibi alacaklar silinecektir.
Soru-6: Tasarıya göre anapara borcu üzerinden herhangi bir indirim yapılacak mıdır?
Yanıt: Geçmiş yıllarda olduğu gibi anapara af kapsamında düşünülmemektedir. Sadece anapara üzerinden hesaplanan gecikme zamları, varsa gecikme faizleri veya vergi ziyaı cezaları af kapsamında silinmektedir. Peşin ödemede ana borçtan belli bir oranda örneğin; %25 indirim söz konusu olabilir. Vergi aslına bağlı olmayan cezalar örneğin; özel usulsüzlük, vergi ziyaı gibi cezalara da önemli ölçüde silinme, terkin vb. indirimler söz konusu olabilir. Geçmiş yıllarda vergi aslına bağlı olmayan özel usulsüzlük cezalarında %50 indirim uygulana gelmiştir. Ancak vergi yargısında devam eden özel usulsüzlük cezaları açısından davadan vazgeçilmesi durumunda cezanın %75’i silinmiştir. Bunun için dava açılmamış olması veya açılmış davadan vazgeçilmiş olması gerekecektir.
Soru-7: Her başvuru için madde numarasına göre ayrı ayrı tip dilekçe örneği doldurulması gerekecek midir?
Yanıt: Geçmiş yıllarda olduğu gibi madde bazında istenilen duruma göre yasaya bağlı olarak çıkartılacak genel tebliğ ekindeki standart form dilekçe örnekleri 2 nüsha olarak düzenlenmesi gerekecektir. Buna göre. Örneğin; tarhiyat aşamasında olan olaylarda Ek-2 veya Ek-3 form dilekçesi doldurulmalıdır. Öte yandan, vergi yargısına intikal etmiş derdest davalardan vazgeçilmesi durumunda ise; sadece Ek-3 form dilekçe doldurulması gerekmektedir. Matrah artırımı ile ilgili dilekçelerin ise ayrı bir format olan Ek-5 ve alt kırılım örnek dilekçeleri (Ek-5/a) gibi dilekçe örnekleri kullanıla gelmiştir. Davadan vazgeçme olmadığı takdirde söz konusu vergi affından faydalanmak mümkün olmamaktadır. Öncelikle belirtelim ki maliye vazgeçme dilekçesini ön koşul olarak ileri sürmektedir. Her nedense maliye dava açılmasını pek sevmemektedir.
Soru-8: Yapılandırma başvuru ve ödeme koşulları nasıl olacaktır?
Yanıt: Borç yapılandırmalarının mutlak surette tek tek vergi dairesi bazında ve mükellef bazında yapılması zorunludur. Müracaatlar, elektronik ortamda veya kağıt ortamdaki standart dilekçe ile yapılması zorunludur. Bireylerin yani gerçek usuldeki mükelleflerin müracaatları e-devlet üzerinden de yapılabilir. Posta ile taahhütlü olarak kağıt ortamda başvuru yapılması mümkündür. Bunun dışında kargo veya adi posta ile de müracaatlar yapılabilir. Ancak, bu gibi durumlarda dilekçenin vergi dairesine veya ilgili kurumlara intikal ettiği evrak giriş kayıt tarih ve nosu baz alınacaktır. Müracaat dilekçelerinin ekinde gerekirse mükelleflerin imza sirküleri veya sair lüzumlu nüfus cüzdanı gibi belgeler istenebilir. Form dilekçe örneklerinin eksiksiz olarak doldurulması özellikle vergi, vergi ziyaı cezası tablosu, mahkeme dosya nosu ve ayrıca ilgili diğer bilgilerin dilekçe üzerinde yazılması gerekmektedir. Diğer taraftan, söz konusu standart dilekçelerin şirket ortaklarının kişisel vergi borçlarını payları nispetinde gösterip toplam borçtan ayrıca payları kadar taksitlendirme olanakları mevcuttur. Başka bir yönden ise vergi sorumluluğu kapsamında ikincil amme borçluları olan veli, vasi, kayyım, şirket ortağı, şirket müdürü, tasfiye memuru gibi alt ikincil sorumluların da yapılandırma müracaatları olanaklıdır. Son olarak, müteselsil sorumluluk kapsamında mali müşavir, yeminli mali müşavir vb. şekilde müteselsil sorumluluk kapsamında sorumlu olanların da taksitlendirme talebinde bulunmaları olanak kapsamındadır. Konuyla ilgili yasanın yürürlüğe girmesiyle birlikte ikincil mevzuat yani genel tebliğ ve idareyi ilgilendiren konularda iç genelgeler çıkacaktır. Bu mevzuatın takibi yararlı olacaktır. Yine yasanın tanıtımı ve açıklanmasıyla ilgili Gelir İdaresi Başkanlığının yetkilendirdiği kişi ve kurumlar seminer, sunum vb. toplantılar yapacakları bilinmektedir. Ayrıntılı bilgiler önümüzdeki aylarda Gelir İdaresi Başkanlığının www.gib.gov.tr adresinden öğrenilebilir.
Dr. Mustafa ALPASLAN SMMM
SMMM Elif CANKURT | HukukiHaber.com