Düne kadar sadece borsada kote olan işletmelerin, bağımsız denetimi ile ilgili küresel oyun kurucularına, ülkemizin güzide işletmeleri denetim tecrübesi ve sahip oldukları teknik donanım nedeni ile altın tepside sunuldu.
Yaklaşık 4000 adet tutarındaki bu ikramda yerli denetim şirketlerinin ne ölçüde payı olduğu konusu ise ortadadır..
Aynı olay 3568 Sayılı Yasanın tesisinde de yaşandı. Kamusal alandaki uzman kişiler ne yazık ki, mali sistem ile ticari sistemin arasındaki farkı, geleneksel devlet anlayışının yarattığı düşünce biçimini aşamadıklarından dolayı fark edemediler. Konu böyle olunca da uluslararası bağımsız denetim şirketleri, ham bilgilere ulaşabilmek için kendi sistemlerini kurarak güçlerini pekiştirdiler. Bağımsız denetim konusunda Sermaye Piyasası Kurulu ‘nun (SPK) üzerinde yarattıkları baskı ile denetçi yetiştirme konusunda bile kendi kurallarını mevzuatlaştırdılar. SPK'nın X serili tebliğleri bu konu için ciddi bir kaynaktır.
2001 yılına kadar denetim şirketlerinin kamusal denetiminin olmayışı, denetimlerin denetim birlikleri tarafından denetlenmelerinin, bu birlik içinde ağır paya sahip olan denetim şirketlerinin hareket ve zafiyet yeteneklerini arttırdı.
Hal böyle olunca Dot-com balonu 2000 yılının Mart ayında teknoloji firmalarını yer aldığı borsa endeksi olan NASDAQ 'daki senetlerin büyük değer kaybı yaşamasıyla sönen ekonomik balon, meydana gelen 11 Eylül saldırısı ile tavan yaparak, ardından Enron Vakası ‘nın patlamasına vesile olmuştur. Bu durumun sadece tetiklediği durum Enron ile kalmamakla beraber, 2008 dünya ekonomik krizine de kelebek etkisi yarattığının bilincinde olmalıyız. Dot-com balonu, bu vesile ile Amerika Birleşik Devleri ‘n de yine ortaya çıkan, krizin temelini oluşturmuştur.
Bu durum, Nasdaq ve Enron Krizinin önlenmesi için subprime kredilerin hortlamasına neden oldu. Yeterince parası veya geri ödeme kredibilitesi olmayan düşük faizle ev sahibi olma isteği, bireylerin, çıkar grupları tarafından, faizleri de indirerek, kredilere yönelmesine neden oldu. Kısa yoldan zengin olmak isteyen bu çıkarcılar, kredi ve sigorta firmaları da kredi başvuruları konusunda seçici olmayınca malum ekonomik krizi patladı.
Elbette bugün biz böyle olduğunu bildiğimiz konunun hiçte böyle olmadığı üzerine oluşan şüphelerimizin inceleme kaynaklarına ulaşabilme kabiliyetinde olmadığımızdan dolayı sadece komplo teorileri ile sınırlı kaldığını da biliyoruz.
Küresel ticaretin ve finansal sistemin yeniden kalibrasyonunun 2001 yılsonu SOX (Sarbanes-Oxley) Yasası ile devreye sokulduğunu, yeterli regülasyonların ancak tamamlanma aşamasına geldiği zamana kadar, geçen süredeki zayıflığın 2007 yılında küresel banka depremini yarattığını biliyoruz .
Her ne kadar inkar etseler dahi, bu konuda Janet YELLEN 'in İngiltere'deki toplantıda" yeni bir mali kriz olmayacak "diyebilme yeteneğinden çıkarabiliyoruz.
2017 yılında Fed başkanının bu sözü özünde 2007 yılında baş gösteren ve dünyayı etkileyen mali krizdeki kamusal gücün yetersiz kaldığına ilişkin bir özeleştiri olarak görülebilir. Eski FED başkanı Alan Greenspan 'ın " bankalara güvenmek ile hata ettim" samimiyeti de bu tahmini güçlendirmiştir.
Güçlü ekonomilerin tek dayanağı güçlü denetimdir.
Bugünü anlayabilmemiz ancak geçmişi iyi analiz yapmamızla orantılıdır.
2011 yılında 6102 Sayılı Türk Ticaret kanunu ve 6098 sayılı Borçlar Kanunu'nun yeniden yazılarak kanunlaşması, ülkemiz açısından devrim niteliğindedir.
Arkasından 660 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu ‘nun (KGK) kurulması ve SPK 'nın bağımsız denetim konusundaki regulatif kurumsal yeteneğinin, bakanlıklar üstü bir kuruma devredilmesi, ikincil düzenlemeler ile kurumun 6102 sayılı kanunun denetim ile ilgili maddelerinde yetkili kurum olarak tescili çok önemli adımlardır.
Bugün 16.500 kişiye varan bir yetkilendirme ile, 100 bin kişilik meslek mensuplarından rafine edilmiş bu mesleğin, uzmanlık mı yoksa meslek mi tartışmalarındaki ucuzluğun kökeni, akıl karıştırmaya hala devam ediyor.
Meslek tanımını araştırdığınızda hukuksal olarak tam bir meslek tanımına ulaşamadık.
Uzmanlık konusunda ise bir şekilde ne olduğunu anlayabiliyorsunuz. Uzmanlık, mesleki yeterliliğin üst boyutta olduğunun tescilinden başka bir şey olmadığını görüyorsunuz. Mesleğiniz muhasebecilik olduğuna göre, tüm imalat sektöründe faaliyette bulunan işletmelerin muhasebelerini mevzuata uygun bir şekilde tutabiliyor iseniz, bu imalat muhasebesindeki uzmanlığınızı gösterir.
Ama, bağımsız denetim konusunda binlerce sahifeden oluşan ve mali mevzuatı değil uluslararası ticari mevzuatı, uluslararası finansal raporlama standartlarını, bununla ilişkili uluslararası muhasebe sistemini, farklı denetim standartlarını kullanan bir mesleği sadece içinde muhasebe var diyerek, denetim var diyerek, uzmanlaştırma çabalarının iyiniyetli olarak okunmasını beklemek belge sahiplerine bir haksızlıktır. İçinde muhasebe var demek ile bilanço var demek ile uzmanlık konusu oluşuyor ise tüm bankacıların ve finans uzmanlarının da muhasebeci mali müşavir belgesine haiz olma zorunluluğunu üretir.
Bu tartışmayı artık nihayetlendirme zamanı geç de olsa gelmiştir.
"Meslek, insanın yaşamını sürdürebilmek için yaptığı ve genellikle yoğun bir eğitim, çalışmayı gerektiren sürecin sonunda kişilerin kazandığı unvanın adıdır.
Genellikle her meslek o mesleğin değerlerini, gelişimini, lisanslanmasını ve diğer insanlar açısından tanınmasını sağlayan kuruluşlara sahiptir” Wikipedi
Burada yazılan tanıma tamamı ile uyan Bağımsız denetim, gerek yoğun eğitim gerekse sahip olduğu pratik alan ve her şeyden önemlisi değerleri-gelişimi ve LİSANSLANMASI, farklı bir kurum tarafından yapılmakta ve mesleğin diğer insanlar tarafından tanınmasını sağlayacak farklı bir kuruluşa yani KGK 'ya sahiptir.
2013 Tarihinden zamanımıza kadar karşılaştığımız sorunları bireysel çabalar ile bir yerlere taşıdıysak da sistemin farklı kurumların alanlarına girmesi çözüm konularında bireysel heyecanı ister istemez bireysel yalnızlığa döndürüyor.
Sonuç olarak, TURMOB meslek örgütü çatısı altında Bağımsız Denetçiler Odası 'nın kurularak, geleceğin mesleğinin yüksek seviyede derinliğe ulaştırılması, uluslararası beklentilerin karşılanması açısından, gerekli tecrübelerin ve güvenilirliğin sağlanması için üstümüze düşen görevi yerine getirmemiz gerekmektedir.
Her nerede olursak olalım, bir ve beraber güçlü oluruz.
Yaktığımız ateşi, daha da harlayarak aydınlık yarınlarımıza sahip çıkalım…
Saygılarımızla...
10 Temmuz 2017
Selahattin İPEK Gökhan UYGUR
Bağımsız Denetçi Bağımsız Denetçi
DENETİM KÜTÜPHANESİ