Kimisine gülüp geçiyoruz, kimisine ise "böyle bir özelge/karar olamaz” diye karşı çıkıyoruz. Bazılarında "Maliye haklı", bazılarında ise "İyi ki Danıştay var" diyoruz.
Bazı Düzenlemeler, Maliye ve Danıştay’ı Karşı Karşıya Getiriyor!
Vergi uyuşmazlıklarının büyük bir kısmı; yasal düzenlemelerin açık, basit ve anlaşılır yapılmamasından, yoruma açık bırakılmasından kaynaklanıyor. Yorum yoluyla maddenin kapsamının genişletilmesi ise, her defasında yeni uyuşmazlıklara neden oluyor! Maalesef, geçmişten günümüze bu durum hiç değişmedi. Kısa sürede değişecek gibi de görünmüyor.
Danıştay’ın vergi düzenlemeleri ile ilgili iptal kararlarındaki ana gerekçe; “vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin yasa ile konulacağı vergi sistemimizin vazgeçilemez bir unsuru olmakla birlikte, bu duruma aykırı şekilde yapılan bir vergilendirmenin, verginin yasallığı ve hukuk devleti ilkelerini ihlal edeceği tartışmasız olduğu, yasada öngörülmeyen bir hususun tebliğ, sirküler, özelge gibi idari işlemlerle vergilendirilmesinin mümkün olmadığı” şeklinde.
Bize göre, uyuşmazlıkların önlenmesi için, söz konusu düzenlemelerin sınırlarının tam olarak çizilmesi ve kapsamının net olarak belirlenmesi şart.
Lüks Araçların Giderleri Konusunda Yaşanan Problem!
Uygulamada, sık olmamakla beraber bazı durumlarda Porsche, BMW, Mercedes, AUDİ gibi araçların tamir, bakım, yakıt, sigorta ve benzeri giderlerinin tamamı vergi matrahının tespitinde indirilecek gider olarak kabul edilmiyor, bu giderler reddedilmek suretiyle cezalı tarhiyatlar yapılıyor.
Bunun gerekçesi ise, söz konusu lüks araçların şirket faaliyetlerinde kullanılmalarının fiilen mümkün olmaması, şirket ortakları ve üst düzey yöneticileri tarafından şahsi işlerde kullanılması şeklinde izah ediliyor!
Binek Otomobillerin Giderleri İle İlgili Yasal Düzenleme Ne?
Bu konudaki düzenlemeler GVK’nın 40/5 ve 68/5. Maddelerinde yer alıyor.
Kiralama yoluyla edinilen veya işletmeye/envantere dahil olan ve işte kullanılan binek otomobillerin giderlerinin tamamı 2019 yılı sonuna kadar vergi matrahının tespitinde indirilecek gider olarak dikkate alınabiliyordu. Ancak, bu uygulama 2020 yılı başından itibaren değişti.
7194 sayılı Kanunla yapılan ve 2020 yılı başından itibaren yürürlüğe giren bu yeni uygulamaya göre, faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerinin kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olanların bu amaçla kullandıkları hariç olmak üzere, kiralama yoluyla edinilen veya işletmeye/envantere dahil olan ve işte kullanılan binek otomobillerin giderlerinin en fazla yüzde 70’i, gelir ve kurumlar vergisi açısından safi kazancın tespitinde gider olarak indirim konusu yapılabiliyor (GVK Madde 40/5, 68/5). Bu yeni düzenleme, binek otomobillerin tamir, bakım, yakıt, sigorta ve benzeri cari giderlerini kapsıyor.
Maliye’nin Lüks Araçların Giderleri İle İlgili Görüşü Ne?
GVK’nın 40/5 ve 68/5. maddelerinde sadece “kiralama yoluyla edinilen veya işletmeye/envantere dahil olan ve işte kullanılan binek otomobilleri” ifadesi yer alıyor. Söz konusu maddelerde, binek otomobillerin giderlerinin safi kazancın tespitinde indirilebilmesi bakımından, araçların lüks olup olmadığı yönünden ayrıca yapılmış özel bir bir belirleme bulunmuyor.
Ayrıca, Maliye’nin yaptığı ikincil mevzuat niteliğindeki Tebliğ, Sirküler, Genel Yazı, İç Genelge ve Özelgeler de de bu konuda sınırlayıcı bir düzenleme söz konusu değil. Yani, Maliye’nin markalı bazı binek otomobillerin lüks araç olduğu ve giderlerinin tamamının vergi matrahından düşülemeyeceğine ilişkin açık bir düzenlemesi yok.
Ancak, Maliye’nin yapılan vergi incelemeleri sonucunda düzenlenen raporlara göre yaptığı çok sayıda tarhiyat söz konusu.
Danıştay, Bu Konuda Ne Diyor?
Danıştay, GVK’nın ilgili hükümlerinde safi kazancın hesaplanmasında gider yazma açısından aracın lüks olup olmadığı yönünden bir ayırım yapılmaması nedeniyle, markasına bakılmaksızın şirket aktifine kayıtlı binek otomobiller için yapılan olağan bakım, yakıt ve diğer giderlerinin safi kazancın tespitinde indirim konusu yapılabileceği görüşündedir.
Konu hakkında verilen yeni tarihli bir kararın özeti şu şekilde:
“Lüks otomobil sınıfında bulunan binek otomobillerin şirket faaliyetlerinde kullanılamayacağı ve şirket ortakları ve yöneticilerinin kişisel kullanımına tahsis edildikleri gerekçesiyle söz konusu araçların giderleri kabul edilmemiş ise de, Kanunda safi kazancın hesaplanmasında aracın lüks olup olmadığı yönünden bir ayırım yapılmadığından, şirket aktifine kayıtlı binek otomobiller için yapılan olağan bakım, yakıt ve diğer giderlerinin safi kazancın tespitinde indirim konusu yapılmasında Kanuna aykırı bir husus bulunmamaktadır.” (Danıştay 3. Dairesi’nin 31.01.2020 tarihli ve E.2016/13699, K.2020/435 sayılı Kararı)
Sonuç Olarak;
Markalı bazı binek otomobillerin lüks araç olduğu, şirket faaliyetlerinde kullanılmalarının söz konusu olmadığı, ortaklar veya üst düzey yöneticilerin şahsi kullanımlarına tahsis edildiği gerekçeleriyle giderlerinin tamamı reddedilerek yapılan cezalı tarhiyatlar, Danıştay tarafından iptal ediliyor.
İptal gerekçesi ise oldukça basit, Kanunda, safi kazancın tespitinde gider yazma açısından aracın lüks olup olmadığı yönünden bir ayırım bulunmaması.
Bu ve benzeri konularda verilmiş Danıştay Kararları da dikkate alarak, yeni uyuşmazlıklar yaratılmaması gerektiği kanaatindeyiz.
Ne dersiniz!
OgünHaber | Abdullah TOLU