Hüküm, 1 Ocak 2025 tarihinden itibaren başlayacak hesap dönemlerinde elde edilen kurum kazançlarına uygulanacak. Bu yazımızda, gayrimenkul yatırım fonları ve ortaklıklarının özelinde vergileme ve özelde yurtiçi asgari kurumlar vergisi uygulamasını değerlendireceğiz.

GAYRİMENKUL YATIRIM FON VE ORTAKLIKLARININ VERGİLENDİRİLMESİ

Ülkemizde uzunca bir zamandır yatırım fonlarında prensip olarak fon bünyesinde vergilendirme esası benimsenmiş, Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 5/1-d4 maddesi hükmü gereğince gayrimenkul yatırım fonları ve ortaklıklarının kazançları kurumlar vergisinden istisna edilmiştir. Gelir Vergisi Kanunu geçici 67 maddesi ile genel olarak yatırım fonları ve ortaklıklarından gelir elde edenlerden yapılacak stopaj oranları belirlenmiştir. Fon türüne ve zaman zaman da elde tutma süresine göre farkı oranlarda uygulanmıştır. 

Halen yürürlükte olan Cumhurbaşkanı Kararı’na göre, 1 Mayıs 2024 tarihinden önce elde edilen yatırım fonu katılma belgeleri için stopaj oranı sıfır, 1 Mayıs-31 Ekim 2024 tarihleri arasında elde edilenler için yüzde 7.5 olarak uygulanıyor. 

Yatırım fonları ve ortaklıkları, SPK mevzuatı çerçevesinde olabildiğince benzer düzenlemelere tabi tutulma gayreti içerisinde olundu. Gayrimenkul yatırım fonlarının bugüne kadarki genel uygulamasında fona giriş çıkışlar ve gelir elde edilmesi daha ziyade katılma belgesinin fona iadesi şeklinde gerçekleşti. Bu nedenle yatırım fonları katılma belgelerine dayanarak elde edilen gelirler gerçek kişiler bakımından GVK geçici 67. madde kapsamında stopaj suretiyle vergilendirildiğinden, bunlardan elde edilen gelirler beyana tabi değildir. Nitekim Gelir İdaresi tarafından yayınlanan yatırım fonları ve ortaklıklarından elde edilen gelirlerin vergilendirilmesine ilişkin broşürde de yatırım fonları için durum bu şekilde açıklanmıştır. Yatırım ortaklıkları bakımından durum, kâr payında farklı gelişiyor. Yatırım ortaklıklarının hisse senedi satış kazançları borsada işlem görme veya elde tutma süresine bağlı olarak beyan dışı iken, elde edilen kâr payı ise GVK 94. maddesi kapsamında stopaja tabi olup, genel usule göre, beyan sınırını aşması halinde diğer hisse senetleri kâr payları gibi beyana tabidir.

YURTİÇİ ASGARİ KURUMLAR VERGİSİ KARŞISINDA DURUM 

Yurtiçi asgari kurumlar vergisi uygulamasında ise 7524 sayılı kanunun 36. maddesi ile Kurumlar Vergisi Kanunu’na eklenen 32/C maddesinin 2-a fıkrası hükmü ile gayrimenkul yatırım fonları ve ortaklıklarının sahip oldukları taşınmazlardan elde ettikleri kazançların yurtiçi asgari kurumlar vergisine tabi olacağı belirtilmiştir.

UYGULAMA NASIL YAPILACAK

Uygulamada; yatırım fonu bünyesinde gayrimenkullerin değerlendirilmesinden, satışından, kiralanmasından veya bunlara dayalı olarak farklı şekillerde elde edilen kazançlar ile yatırım fonu bünyesinde diğer unsurlardan elde edilen kazançlar ayrıştırılacak, sadece gayrimenkule dayalı olan kazanç tutarı yurtiçi asgari kurumlar vergisine konu edilecek.

Doğal olarak enflasyon muhasebesi uygulaması, yatırım fonları ve ortaklıklarını da etkileyecek. Ancak gerek gayrimenkul yatırım fonlarında gerekse ortaklıklarında daha ziyade aktifte bulunan gayrimenkul varlıklarının değeri kadar pasifte sermaye unsuru da söz konusu olduğundan enflasyon değerlemesinden normal şartlarda ekstra bir kazanç ya da zarar oluşmaması gerekir. Kaldı ki, SPK mevzuatı uyarınca bu kurumlar dönemler itibariyle değerleme raporları ile aktiflerinde bulunan gayrimenkulleri değerletmek suretiyle fon değerini tespit ediyor.

Bize göre düzenlemenin amacı, gayrimenkul yatırım fonları veya ortaklıklarının değerlemesinden ortaya çıkan kazançlar değil, doğrudan gayrimenkulden elde edilen kazançlar olduğundan ve genel olarak bu kurumların kazançları; kurumlar vergisinden ve bu sınırlama dışında yurtiçi asgari kurumlar vergisinden istisna tutulduğundan vergileme söz konusu olmayacak. Elbette uygulamanın ne şekilde olacağını Gelir İdaresi’nin yayınlayacağı tebliğ veya tebliğlerle hep beraber göreceğiz.

İstanbul Ticaret Odası Gazetesi | Osman ARIOĞLU