Kurumlar Vergisi Kanunu’nda hüküm altına alındığı üzere; kurumların yurt dışında iştirak etmiş oldukları şirketlerden elde ettikleri belirli şartları taşıyan temettü kazançları, Kurumlar Vergisi Kanunu(KVK)’nun “5/1-b” maddesi çerçevesinde kurumlar vergisinden istisnadır. En son, 7491 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 58’inci maddesi ile yurt dışı iştirak kazançları istisnasına ilişkin de düzenlemeler yapıldı. Yapılan düzenleme 01.01.2023 tarihinden itibaren etkili olmak üzere yürürlüğe girdi. Makalemizin esas konusu da bu değişiklikleri ele almak suretiyle yurt dışı iştirak kazançları istisnasında gelinen son noktayı, siz okuyucularımızla paylaşmaktır.
7491 Sayılı Düzenleme Öncesinde Yurt Dışı İştirak Kazançları İstisnasında Uygulama Nasıldı?
KVK’nın “5/1-b” maddesi uyarınca kurumların yurt dışından elde ettikleri iştirak kazançlarının istisnadan yararlanabilmesi için;
v İştirak edilen kurumun anonim veya limited şirket niteliğinde bir kurum olması,
v İştirak edilen kurumun kanuni ve iş merkezinin Türkiye’de bulunmaması,
v İştirak payını elinde tutan kurumun, yurt dışı iştirakin ödenmiş sermayesinin en az %10’una sahip olması,
v İştirak kazancının elde edildiği tarih itibarıyla, iştirak payının kesintisiz olarak en az bir yıl süre ile elde tutulması,
v İştirak kazancının iştirak edilen kurumun faaliyette bulunduğu ülke vergi kanunları uyarınca en az %15 oranında (iştirakin esas faaliyet konusunun finansman, sigorta ya da menkul kıymet yatırımı olması halinde Türkiye’de uygulanan kurumlar vergisi oranında) gelir ve kurumlar vergisi benzeri toplam vergi yükü taşıması,
v İştirak kazancının, elde edildiği hesap dönemine ilişkin kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi gereken tarihe kadar Türkiye’ye transfer edilmesi gerekmektedir.
Kazancın istisna kapsamında değerlendirilebilmesi, yukarıda belirtilen şartların birlikte sağlanmasına bağlıdır. Aksi durumda istisnadan yararlanılması mümkün değildir. Şartların sağlanması halinde istisna %100 olarak uygulanmaktadır.
7491 Sayılı Düzenleme Sonrasında %100 İstisna Uygulaması Değişti mi?
Esasen 7491 sayılı düzenleme; kanuni ve iş merkezi yurt dışında bulunan, en az %10 iştirak şartını, en az bir yıl süreyle elde bulundurma koşulunu, asgari %15 vergi yükü taşıma zorunluluğunu ve Türkiye’ye transfer yükümlülüğünü yerine getirmiş olup anonim ve limited şirketlerden elde edilmiş olan kazançlarda %100 olarak uygulanan istisnada herhangi bir değişiklik yapmadı. Şartları taşıyan temettü kazançları, %100 istisna uygulamasından yararlanmaya devam ediyor.
Peki, o zaman 7491 sayılı Torba Yasa neyi değiştirdi diye düşünüyor olabilirsiniz. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, neyi değiştirdiğinden ziyade ne getirdiğidir.
7491 Sayılı Torba Yasa Ne Getirdi?
Torba yasa öncesi KVK’nın “5/1-b” maddesinden görüleceği üzere; kurumların, yurt dışı iştirak kazançları (temettü) istisnasından yararlanması yine madde metninde yer alan şartların topluca sağlanmasına bağlıydı. Bu şartlardan herhangi birinin ihlali istisnadan yararlanmaya engel teşkil etmekteydi.
İşte bu noktada 7491 sayılı Torba Yasa devreye girerek basit bir dille şunu dedi:
-- Kanuni ve iş merkezi yurt dışında bulunan anonim ve limited şirketin ödenmiş sermeyesinin en az %50’sine sahipsen ve bunlardan elde ettiğin temettü kazancını, kazancın elde edildiği hesap dönemine ilişkin kurumlar vergisi beyannamesini vereceğin tarihe kadar Türkiye’ye transfer edersen; en az bir yıl süreyle elde bulundurma ve asgari %15 vergi yükü taşıma şartını aramam. Ancak, bu durumda istisnayı da %100 değil, %50 uygularım. Bu düzenlemeyi de 01.01.2023 tarihinden itibaren yürürlüğe koyuyorum.
Vergi İdaresi uygulamaya ilişkin farklı bir usul ve esas getirir mi bilinmez ancak, 7491 sayılı Torba Yasa ile getirilen düzenlemenin kabaca yorumu bu şekildedir.
Yalnız kafa karışıklığına mahal vermemek adına şunu da belirtmeden geçemeyeceğim. Eğer şartlar zaten sağlanıyorsa uygulanacak istisnanın da %100 olacağı tabiidir.