Neydi Tebliğin özeti hatırlayalım: Cirosu 50 Milyon altındaki işletmelere Enflasyon Düzeltmesi Gelir veya Kurumlar Vergisi Beyannamesi ile beraber yılda bir kez, diğer yanda yine ifade edilen limit üstündeki işletmeler de zorunlu olarak Geçici Vergi Dönemlerini de kapsayacak şekilde enflasyon düzeltmek zorundadırlar.
İhtilaflı olan birçok konunun da var olması bir yana, aşağıda Tebliğin 4-(3) Maddesi umarım dikkatinizi çekmiştir.
(3) Bu madde kapsamındaki mükelleflerin, ikinci geçici vergi dönemine ilişkin beyannamelerini, ikinci fıkrada belirtilen esaslar dâhilinde, enflasyon düzeltmesi öncesi oluşan kar veya zarara göre geçici vergi matrahlarını düzelterek vermeleri gerekmektedir. Düzeltme işlemlerinin beyanname verme süresi içinde yapılması durumunda herhangi bir vergi cezası veya gecikme faizi ödenmeyeceği tabiidir.
Peki, buradan yola çıkarak aşağıdaki sonuca ulaşmak mümkün müdür?
Vergi Usul Kanunu “Yanılma Ve Görüş Değişikliği:” başlığı altında yer alan Madde 369- (Değişik madde: 23/07/2010-6009 S.K/14.md.) söz konusu Tebliğ ‘in ceza-i şartını ortadan kaldırmaktadır.
Şöyle ki; “Yetkili makamların mükellefin kendisine yazı ile yanlış izahat vermiş olmaları veya bir hükmün uygulanma tarzına ilişkin bir içtihadın değişmiş olması halinde vergi cezası kesilmez ve gecikme faizi hesaplanmaz.
Bir hükmün uygulanma tarzı hususunda yetkili makamların genel tebliğ veya sirkülerde değişiklik yapmak suretiyle görüş ve kanaatini değiştirmesi halinde, oluşan yeni görüş ve kanaate ilişkin genel tebliğ veya sirküler yayımlandığı tarihten itibaren geçerli olup, geriye dönük olarak uygulanamaz. Şu kadar ki, bu hüküm yargı mercileri tarafından iptal edilen genel tebliğ ve sirküler hakkında uygulanmaz.”
Diye maddeye atıfta bulunarak, söz konusu uygulama pratiklerinden doğan konular mahkemeye taşındığı vakit olumlu ya da olumsuz karşılık bulabilirliğinden mahrum(mu)dur?
Sonuç olarak;
Anayasa ‘nın 73'üncü maddesinin üçüncü fıkrası ise; “Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır” şeklinde düzenlenmiştir. Yani bu gibi düzenlemeler Tebliğ ile değil Kanun ile yapılır ve vergi koyma yetkisi parlamentoya aittir.
Önemli bir konuya nokta koyarak dikkatinizi çekmek istedim.
Saygılarımla. 02.09.2024
Selahattin İpek