Bir mesleğin gelişimi ve kalitesi, O mesleğin kazancıyla ve itibarıyla yakından ilişkilidir.

Hele ki bu meslek,

Ülkenin gerçek ve tüzel kişiliklerinin kamusal ödevlerini yerine getirmelerini temin ediyorsa,

Bilgi kullanıcılarının gerekli analizleri yapmasını sağlayarak kredi veya yatırım kararında rol oynuyorsa,

Emin olunuz; ekonomi, sosyal adalet, şeffaflık ve hesapverebilirlik açısından kritiktir.

İşte mali müşavirlik böyle bir meslektir.

Ne var ki,

Bugün yoksulluk sınırının altında olan binlerce mali müşavir var.

Çok kazananları, AĞA olanları da var tabi ki…

Sektörü kapatan,

Defterleri toplayan,

İş isteyenlere gel yanımda defter tut diyen,

Muhasebeciliğin dışında ensesi kalın müşterilerden plaza yöneticiliği, federasyon muhasebeciliği, dernek takipçiliği gibi işler alan.

Lakin konumuz MUHASEBE AĞALARI değil!

Meselemiz diğerleri.

Geçim derdindekiler…

Barter yapanı var mesela.

Kasap defteri tutuyor, karşılığında et alıyor.

Berber defteri tutuyor, karşılığında tıraş oluyor.

Öğlen bedava yemek karşılığı defter tutanı da var.

İnanın, İstanbul gibi yerde defter başına ortalama Bin TL alan şanslı!

Öylesine OLİGARŞİK bir hal almış ki sektör;

Ağalar adeta yanaştırmıyor kimseyi.

Genç, azimli, tekdüzen tembelliğinden sıyrılarak yeniliklere açık bir mali müşavir inanın sırtından iten yoksa ayakta kalamaz. Kısacası, AĞALAR izin vermeli.

Bu durum karşısında öylesine etkisiz ve düzenin devamından yana bir TÜRMOB var ki,

Mali müşavirlerin temel meseleleriyle uğraşacağına;

ZENGİNLERİN vergi vermeyelim halayına giriyor…

Halbuki,

Büro standartları,

Hizmet bedellerinde asgari düzeylerin korunması kıstası,

Tahsilat güvencesi başta olmak üzere çok sayıda mesele masada bekliyor.

Tekrar edeyim, açık yazayım, net anlaşılsın!

Olay, enflasyon muhasebesi eylemi yaparak vergi vermeyelim lobisinin sözcüsü olmakta değil!

Olay, enflasyon muhasebesi için harcanan emeğin FİYATLANMASINI ve TAHSİLATINI SAĞLAMAK!

Sevgi ve vicdanla kalın…

Prof. Dr. Soner GÖKTEN