CUMHURBAŞKANI Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Amacımız enflasyonu tek haneli rakamlara düşürmek” derken, büyüme ve enflasyon arasında bir çelişki olmadığını söyledi. Yılmaz, “Sosyal güvenlik sistemimiz değişmeyecek. Esas şemsiyemiz o. İkame edici değil, tamamlayıcı adımlar atılacak. Emeklilerimize yüzde 41.5 enflasyon beklediğimiz bir yılda bunun iki katı kadar artış sağladık. İmkânlar oluştukça yanlarında olmaya devam edeceğiz. Büyümenin nimetlerini bütün toplumsal kesimlere yaymak istiyoruz. Buna da kapsayıcı büyüme diyoruz. Önümüzdeki süreçlerde enflasyonu düşürdüğümüz ve istikrarlı şekilde büyüdüğümüz ortamda ortaya çıkacak imkânlarımızı iki temel amaç için kullanacağız. Birisi ekonomimizin katma değerini yükseltici, reel sektörü destekleyici politikalar. İkincisi sosyal bünyemizi güçlendirici, sosyal refahı artırıcı adımlar. Özellikle bu deprem yükü de hafifledikçe bu önceliklerimize daha fazla yoğunlaşacağız. Bunda hiç kimsenin bir tereddüdü olmasın” ifadelerini kullandı.

 AA Editör Masası’nda gündeme ilişkin soruları yanıtlayan Yılmaz, son günlerde enflasyon ve büyümeye yönelik gündeme dair bir çelişki olmadığını belirterek “Türkiye bir taraftan enflasyonu kademeli bir şekilde düşürürken diğer taraftan belli düzeyde bir büyümeyi sürdürmeyi başarıyor” dedi.
 

OVP BELİRSİZLİĞİ KALDIRDI

Siyasi belirsizlikler gibi, politik belirsizliklerin de ortadan kaldırılmasının önemine değinen Yılmaz, OVP’nin bunu getirdiğini söyledi. Yılmaz, hükümetin üç yılda izleyeceği politikaları ve öngördüğü gelişmeleri bütün ilgili aktörlerle paylaştıklarını anlatarak, şöyle devam etti:

“Bu da ne yapıyor? Öngörülebilirliği artırıyor. Öngörülebilirlik artınca da ekonomik aktörler daha rahat ortamda karar alıp uygulama imkânına kavuşuyorlar. Bugünkü Orta Vadeli Programı’mız geçen yılki programın devamı niteliğinde. Geçen yıl seçimlerden sonra yeni bir hükümet oluştu. Yeni bir OVP yaptık ve önemli oranda bir politika değişimi, güncellemesi söz konusu oldu. Bu yaptığımız OVP’de ise o ölçüde bir güncelleme yok. Yani geçen yıl yaptığımız temel hedeflerimiz ne ise güncellediğimizde de temel hedeflerimizi koruyoruz. Neyi güncellemiş olduk? Makro ekonomik tahminlerimizi, bütçe büyüklüklerimizi. Son bir yılda dünyada, Türkiye’de birçok gelişme oldu. Geçen yıl OVP’yi yaparken Gazze’de içimizi yakan bu manzaralar yoktu. Jeopolitik durum bölgemizde daha farklıydı. Birtakım jeopolitik, ekonomik gelişmelerin OVP üzerindeki etkilerini yansıtmış olduk.”
 

‘BÜYÜME İLE ENFLASYON ÇELİŞİYOR’ İDDİASI YANLIŞ

OVP’nin enflasyonu düşürmek, büyümeyi belli seviyede sürdürmek, depremin yaralarını sarmak, sosyal refah oluşturmak olmak üzere dört amacının olduğunu belirten Yılmaz, “OVP’nin birinci ve en önemli temel amacı enflasyonu yeniden tek haneye düşürmek ve fiyat istikrarını sağlamak” ifadesini kullandı.

Yılmaz, OVP’de büyüme ve enflasyon tahmininin çeliştiği eleştirilerine ise şu yanıtı verdi:

“Bu, ekonomi biliminde de literatürde de politika dokümanlarında da çok tartışılan konu. Enflasyonu düşürürken bir miktar talebi baskılamak durumunda kalıyorsunuz. Bu da büyümeye belli oranda yansıyor. Enflasyonu düşürürken büyümeden bir miktar fedâkarlık etmek gerekir gibi bir yaklaşım söz konusu. Kısa vadede belli oranda geçerlilik ifade edebilir. Enflasyonu düşürürken, bir miktar büyümeden fedâkarlık etmek durumunda kalabilirsiniz. Esas itibarıyla, büyüme ve enflasyon arasında temel bir çelişki yok. Niye yok? Enflasyonu düşürdüğünüz ortamda öngörülebilirliği artırıyorsunuz. İstikrar oluşturuyorsunuz. Dolayısıyla yatırım ortamını daha iyi hale getiriyorsunuz. Yani enflasyonun düşmesi istikrar ve sürdürülebilir büyüme için sağlam bir zemin oluşturuyor. Kısa vadede bazı zorluklar olsa da orta ve uzun vadede bu ikisi arasında bir çelişki görmüyorum.” 
 

ÜRETİM ÜZERİNDEN BÜYÜME STRATEJİMİZ VAR

BÜYÜMEDE kompozisyonunun önemine değinen Yılmaz, “Büyümeyi farklı şekillerde sağlamanız mümkün. Tüketim üzerinden de büyüyebilirsiniz. Tüketim üzerinden büyüme daha enflasyonist bir etki oluşturur. Üretim üzerinden de büyüyebilirsiniz. Yatırım, üretim, ihracat üzerinden de büyüyebilirsiniz. Bu ikinci kanal hem arzı artırarak hem de büyümeyi, istihdamı sağlayarak aslında dezenflasyon politikamıza destek olur. Dolayısıyla tüketim üzerinden değil, daha çok üretim üzerinden büyüme stratejimiz var. Bu da aslında bizim enflasyonla mücadele politikamız ve büyüme politikamızın eş zamanlı yürütülmesine hizmet ediyor.” değerlendirmesinde bulundu. Yılmaz, para ve maliye politikaları boyutu ile yapısal dönüşümlere dikkati çekti. Yılmaz, “Bu bütünlük içinde yaklaştığınızda, farklı hedeflerinizi optimize ederek, dengeleyerek, daha dengeli bir şekilde büyümenizi sürdürmeniz mümkün” diye konuştu.
 

SEÇİMSİZ DÖNEM KIYMETLİ

YILMAZ, “erken seçim” tartışmalarının ekonomi gündemine olumsuz yansıdığını dile getirerek, halkın da bu tartışmaları onaylamadığına inandığını belirtti. Seçimsiz dönemlerde siyasetin, bürokrasinin ve kurumların daha yapısal, orta ve uzun vadeli meselelerle uğraşma imkânı bulduğuna dikkati çeken Yılmaz, şunları söyledi:

“Vatandaşımız da gereksiz tartışmalar istemiyor. Şu an içinden geçtiğimiz dönem altın kıymetinde bir fırsat penceresi. Bu fırsat penceresini erken seçim söylemleriyle, siyasi polemiklerle, halkın gerçek gündeminden uzak söylemlerle gölgelemeye çalışanların bu ülkeye fayda getirmediğini düşünüyorum. ”