Değerli okurlar, 7440 sayılı Yapılandırma Kanunu ile yapılan önemli düzenlemelerden biri de, kasa mevcutları ile ortaklardan alacaklara ilişkin kayıtların düzeltilebilmesi imkânı.
Düzenlemeye göre, kayıtlarda yer aldığı halde işletmede bulunmayan kasa mevcutları ile ortaklardan alacaklar yüzde 3 vergi ödenerek kayıtlardan silinebiliyor.
Diğer taraftan, kurumların ortaklarına borç para verebilmesi vergisel açıdan mümkün, ancak bu borçlar için emsallere uygun faiz oranı esas alınarak faiz yürütülmesi ve bu faizler üzerinden de yüzde 18 oranında katma değer vergisi (KDV) hesaplanması gerekiyor.
Ayrıca mevcut kâr payı vergileme sistemine göre, gerçek kişi ortaklara dağıtılan kâr payları üzerinden kurum tarafından yüzde 10 stopaj yapılır. Ortağın bu şekilde tahsil ettiği kâr payının yarısı gelir vergisinden istisna edilir. Kalan tutar, o yıla ilişkin beyan sınırı aşılmışsa, yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilir. Hesaplanan gelir vergisinden yapılan stopajın tamamı (yüzde 50 istisnaya tekabül eden tutar dahil) indirilerek ödenecek gelir vergisi belirlenir.
Örneğin 2023 yılında brüt 100 birim kâr payı elde eden bir gerçek kişi, kâr payının yarısı gelir vergisinden istisna edilmiş olduğundan, 50 birim vergiye tabi gelir elde etmiş sayılır. Bu tutar üzerinden, 2024 yılında verilecek beyannamede vergi tarifesinin en yüksek gelir dilimi için geçerli olan yüzde 40 oranında (50 x yüzde 40=) 20 birim gelir vergisi hesaplandığını varsayalım. Hesaplanan bu vergiden, kurum tarafından kesilerek vergi dairesine ödenen (100 x yüzde 10=) 10 birim stopajın mahsubu sonucunda ödenecek gelir vergisi vergi (20-10=) 10 birim olarak hesaplanır. Bu durumda, kurumlar vergisi hariç, kâr payı üzerinden toplam 20 birim vergi (10 birim stopaj + 10 birim gelir vergisi) ödenmiş olur. Bu vergi brüt kâr payının yüzde 20'sine tekabül eder.
Buna göre, ortak alacağı silinmeyerek dağıtılacak kâr payı ile kapatılırsa, bu oranda vergi ödenmesi gerekir.
Ortağın borcu kapatılmayıp faiz hesaplanırsa, kurum, hesaplayacağı faiz üzerinden 2023 yılı için yüzde 20 oranında kurumlar vergisi ödemek ve faiz üzerinden de yüzde 18 oranında KDV hesaplamak zorunda kalır.
Görüldüğü gibi, her durumda ortaklardan olan alacağın yapılandırma kanunu kapsamında silinmesi avantajlıdır.
Bu konu hakkında bir önceki Yapılandırma Kanunu dolayısıyla 2021 yılında yazdığım yazılara, bu yazımın sonundaki linklerden ulaşabilirsiniz. Aslında söz konusu yazılarda konuya ilişkin bütün detayları vermişim. Mevcut kanundaki düzenleme eskisi gibi yapıldığı için bu yazılar güncelliğini koruyor. Bu nedenle aşağıda kısa bir özet vermekle yetineceğim.
Hangi mükellefler kapsama giriyor?
Sadece bilanço esasına göre defter tutan kurumlar vergisi mükellefleri kapsama giriyor. Yani sadece kurumlar ortaklarından olan alacakları silebiliyorlar.
Hangi alacaklar kapsama giriyor?
Kurumlar vergisi mükelleflerinin, 31/12/2022 tarihli bilançolarında yer alan ve işletmenin esas faaliyet konusu dışındaki işlemleri dolayısıyla (ödünç verme ve benzeri nedenlerle ortaya çıkan) ortaklarından alacaklı bulunduğu tutarlar ile ortaklara borçlu bulunduğu tutarlar arasındaki net alacak tutarlarını ve bunlarla ilgili başka hesaplarda yer alan işlemlerini vergi dairesine beyan ederek düzeltmeleri mümkün bulunuyor.
Ortaklara borç olarak verilen paralar, yani gerçek alacaklar da tereddütsüz bir şekilde kapsama giriyor.
Alacak ve borç netleştiriliyor. Ancak bu netleştirmenin her bir ortak itibariyle ayrı ayrı yapılması gerektiğini düşünüyorum. Başka bir ifade ile bir ortaktan olan alacak diğer ortağın borcu ile netleştirilemez.
Alacak beyan tarihinde azalmışsa hangi tutar dikkate alınacak?
Silinebilecek alacak 31/12/2022 tarihli bilançolarda görülen tutarlardan fazla olamaz. Yani kayıtlardaki alacak 2023 yılı içinde artmışsa 31/12/2022 tarihli bilançolarda yer alan tutarlar, azalmışsa beyan tarihindeki tutar düzeltmeye konu edilebilir.
Örneğin bilançoda 1 milyon TL olarak yer alan alacak, beyan tarihinde 800 bin TL’ye düşmüşse, 800 bin TL’lik beyan/düzeltme yapılabilir.
Özel hesap dönemi olan mükellefler, 2022 yılı içerisinde sona eren hesap dönemlerine ilişkin olarak düzenleyecekleri bilançoları esas almak zorundadır.
Düzeltmeden kasıt nedir?
Kanunda önceki düzenlemelere paralel olarak "düzeltme" ifadesi kullanılıyor. Bu ifade ile esasen ortaklardan alacakların silinmesi kastediliyor. Yani beyan edilerek düzeltilen tutarlarla sınırlı olarak ortaklar şirkete olan borçlarından kurtuluyorlar.
Bu düzeltme, beyan edilen net alacak tutarının kanunen kabul edilmeyen gider (KKEG) yazılmak suretiyle silinmesi şeklinde yapılabileceği gibi, bilançonun aktifinde geçici bir hesapta izlenerek de yapılabilir.
Gerek doğrudan gider yazılan gerekse geçici hesaplarda izlenen tutarların herhangi bir şekilde vergi matrahının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün değil. Geçici hesapta izlenmesi tercih edilen tutarların ileride herhangi bir şekilde gider yazılması halinde de KKEG olarak dikkate alınması gerekir.
Ticari faaliyetten doğan, yani fatura karşılığı olan alacaklar kapsama girmiyor. Örneğin bir otelin ortaklarından konaklama sebebiyle oluşan alacakları bu kapsamda silinemiyor.
Düzeltme uygulamasında, ortaklardan net alacak tutarlarıyla ilgili olmakla beraber başka hesaplarda (örneğin müşteriler, avanslar, alacak senetleri gibi) izlenen tutarlar da dikkate alınabiliyor.
Düzeltme sebebiyle gider yazılan tutar dağıtılabilir kârı azaltıyor mu?
Hayır, azaltmıyor. Net alacak tutarı KKEG olarak dikkate alınmak üzere gider yazılmışsa, dağıtılabilir kâra eklenerek kâr dağıtımı yapılabiliyor.
Beyan edilen tutarlarla ilgili tarhiyat yapılamıyor!
Kanunda beyan edilen tutarlar nedeniyle ilave bir tarhiyat yapılmayacağı açıkça yazıyor. Bu nedenle silinen tutarlarla ilgili olarak kâr dağıtım stopajına yönelik tarhiyat yapılamayacağı çok açık. Nitekim tebliğde de bu husus açıkça teyit ediliyor. Ancak tebliğde sadece beyan edilen/düzeltilen tutarların ortaklara dağıtılıp dağıtılmadığına bakılmaksızın kâr dağıtımına bağlı vergi kesintisine yönelik ilave bir tarhiyat yapılmayacağı belirtiliyor. Diğer vergiler yönünden bir açıklamaya yer verilmiyor.
Kanunda, vergi türüne ilişkin bir belirleme yapılmadığına göre, tüm vergi türleri bakımından tarhiyat yapılmaması gerektiğini düşünüyorum.
Hatta kanaatimce silinen alacaklarla ilgili olarak beyan tarihine kadar hesaplanmamış faizlere ilişkin olarak da tarhiyat yapılmaması gerekir. Ancak buna rağmen geçmiş uygulamalarda silinen alacaklarla ilgili geçmiş dönemlerde hesaplanmayan faizler için kurumlar vergisi ve KDV tarhiyatları yapıldığını hatırlıyorum.
Borcu silinen kurumsa silinen tutar gelir mi yazılacak?
Bu konu çok tartışılıyor. Maliyenin görüşü, borcu silinen ortağın kurum olması durumunda, silinen borcun vazgeçilen alacak kapsamında gelir yazılması gerektiği yönünde.
Bu görüşe aşağıdaki nedenlerle katılmıyorum:
* Maliye, kâr dağıtım stopajı yapılmayacağını kabul ettiğine göre, ortada dağıtılmış sayılan kâr payı bulunmadığını kabul ediyor demektir.
* İlave tarhiyat yapılamayacağı hükmü, ortak kurum nezdinde de yok olan/silinen borcun gelir yazılmaması nedeniyle kurumlar vergisi tarhiyatı yapılmamasını gerektirir. Ancak bu özel hüküm olmasaydı, özsermaye mukayesesi yoluyla borçlunun dönem sonu özsermayesinin artmış olduğu gerekçesiyle borcun gelir yazılması gerektiği söylenebilirdi.
* Kanun düzeltme için alacaklının beyanını yeterli görmekte, borçlunun kabulünü ve kayıtlarını buna göre düzeltmesini şart koşmamaktadır.
* Ortaktan alacağını beyan ederek düzelten mükellef bu tutarı KKEG olarak dikkate aldığına göre ortağın da bu tutarı vergiye tabi kazançla ilişkilendirmemesi gerekir. Yani ortak silinen borcu “vergiye tabi olmayan gelir” olarak dikkate alarak matrahtan indirmeli ya da pasifte özel bir fon hesabında izleyebilmelidir. Kanun gereği alacağını tek taraflı düzelten kurum bunu KKEG olarak dikkate alırken, ortağın bunu vergiye tabi gelir olarak dikkate alması haksız ve kanunun amacına aykırıdır.
Ne zamana kadar başvuru yapılması gerekir?
Uygulamadan yararlanabilmek için beyanın/başvurunun 31 Mayıs 2023 tarihine kadar (bu tarih dahil) yapılması gerekiyor.
Ödenmesi gereken yüzde 3 vergi
Beyan edilerek düzeltilen/silinen alacak tutarları üzerinden yüzde 3 vergi ödenmesi gerekiyor. Bu verginin beyanname verme süresi içinde ödenmesi şart.
T24 | Erdoğan SAĞLAM