Kadın çalışanların iş hayatından kopmadan bebekleri ile ilgilenebilmeleri için 2016 yılında kanun çıkartıldı. Yeni doğum yapan kadınlara ilk çocukta 2 ay, ikinci çocukta 4 ay, üçüncü çocukta 6 ay olmak üzere haftalık çalışma süresinin yarısı kadar izin hakkı tanındı. Çoğul doğumlarda bu sürelere 30 gün ekleniyor. Çocuğun engelli doğması halinde ise 360 gün yarım çalışma hakkı tanınıyor. Üç yaşından küçük çocuğun evlat edinilmesi halinde bu hak kadın veya erkek işçi tarafından kullanılabiliyor.
İzin yapılan sürelere ait ücretler ve sigorta primleri İşsizlik Sigortası Fonu’ndan karşılanıyor. Asgari ücretle çalışanlar açısından bu dönemde bir gelir kaybı olmadığı gibi, sigorta primi fondan karşılandığı için ellerine geçen net ücret artıyor. Asgari ücretin üzerinde gelirle çalışanların yarım gün izinli oldukları dönemdeki gelir kayıpları ise sınırlı kalıyor.
Çalışanlar yeterince bilmediklerinden mi, işverenden çekindiklerinden mi yoksa ekonomik sebeplerden dolayı mı bilinmez ama yarım çalışma uygulaması bir türlü hak ettiği ilgiyi görmedi. Yarım çalışma hakkından yararlanan kişi sayısı bugüne kadar en yüksek seviyeye 2017 yılı mart ayında ulaştı. Söz konusu ayda 2.352 kişi yarım çalışma hakkından yararlandı. Sonraki dönemde yararlanan kişi sayısı artmak yerine giderek azaldı. Bu azalmada 2020 – 2021 yıllarında pandeminin etkisi olduğu değerlendirildi. Ancak, pandemi sonrasında da ilgi azaldı. Nitekim 2023’ün temmuz ayından itibaren 700-800 kişiye kadar geriledi.
Uygulamanın başladığı 2016 yılından 2023 sonuna kadar olan dönemde 42 bin 57 kişi yarım çalışma ödeneği almaya hak kazandı. Bu kişilere toplam 172.2 milyon lira ödeme yapıldı.
İŞÇİ TALEP EDERSE İŞVEREN KULLANDIRMAK ZORUNDA
Yarım çalışma hakkı, 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 74. maddesinde düzenleniyor. Kanun, işçinin talep etmesi halinde “ücretsiz izin verilir” diyor. İşverenin tercih hakkı bulunmuyor. İşverenin, kanuna aykırı olarak yarım çalışma iznini kullandırmaması işçi açısından haklı fesih sebebi oluşturur.
İZİNLİ SÜRENİN ÜCRETİ İŞSİZLİK FONU’NDAN ÖDENİYOR
Yarım çalışma hakkından yararlanan işçilerin ücretsiz izinde oldukları sürelere ait ücretleri Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) aracılığıyla İşsizlik Sigortası Fonu’ndan karşılanıyor. İşçinin ücreti ne olursa olsun, brüt asgari ücret üzerinden ödeme yapılıyor. Buna “yarım çalışma ödeneği” deniliyor. Yarım çalışma ödeneğinden damga vergisi hariç hiçbir kesinti yapılmıyor.
İşçinin ücretsiz izinli olduğu sürelere ait sosyal sigorta primleri İşsizlik Sigortası Fonu’ndan karşılanıyor. Dolayısıyla işçinin emeklilik açısından da hiçbir kaybı olmuyor.
ASGARİ ÜCRETLİ İŞÇİNİN ELİNE GEÇEN NET ÜCRET ARTIYOR
Asgari ücretle çalışan işçilerden yüzde 15 oranında sosyal sigorta primi kesiliyor. Brüt asgari ücret 20.002,50 TL. Bu tutardan 3.000,38 TL prim kesildikten sonra 17.002,12 TL net ücret ödeniyor.
Yarım çalışma izni kullanan asgari ücretli işçiye işveren o ay 8.501,06 TL ödüyor. İşsizlik Fonu’ndan ise brüt 10.001,25 TL veriliyor. Bu tutardan 75,91 TL damga vergisi kesildikten sonra net 9.925,34 TL ödeniyor. İşverenin ödediği tutarla birlikte işçinin eline geçen net ücret 18.426,40 TL’ye ulaşıyor. Asgari ücretli işçinin eline geçen net ücret 1.424,40 TL artıyor.
600 PRİM GÜNÜ OLANLAR YARARLANABİLİYOR
Yarım çalışma ödeneğinden yararlanabilmek için doğum veya evlat edinme tarihinden önceki son 3 yılda en az 600 gün süre ile prim bildirilmiş olması gerekiyor.
Yarım çalışma ödeneği başvuruları e-Devlet üzerinden veya doğrudan İŞKUR’a yapılıyor. Başvurunun, doğum öncesi ve sonrası için verilen 16 haftalık rapor süresinin bitiminden itibaren 30 gün içinde yapılması gerekiyor. Otuz günü aşan başvurularda işçinin ödeneğinden kesinti yapılır.
Ödenek, yarım gün ücretsiz izin kullanılan aydan sonraki ikinci ay içinde hesaplara yatırılıyor. Örneğin, bu ay yarım izin kullanan işçinin ödeneği nisan ayı içinde yatırılır.
Habertürk