Yaşı 18’den küçük olanların, çalışmaları halinde hangi durumlarda tüm sigorta kollarına tabi olarak sigortalı sayılıp sayılmayacakları zaman zaman yaşanan ihtilaflardan birini teşkil ediyor. Kendi nam ve hesabına bağımsız çalışma ya da şirket ortakları olmaları nedeniyle Bağ-Kur kapsamında, memur statüsünde kamuda sigortalı sayılması gerekenlerden 18 yaşını doldurmayanlar genel olarak sigortalı sayılmıyor. Ancak bir meslek veya sanat okulunu bitirenlerden, Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre mahkemece ergin kılınmak suretiyle öğrenimleriyle ilgili görevlerde kamuda memur olarak çalışanlar hakkında 18 yaşın bitirilmiş olması şartı aranmıyor.
Görüldüğü üzere küçüklerin 4/1-b (Bağ-Kur) ve 4/1-c (memur) sigortalılıklarında kurallar net olarak belirlendiğinden bu sigortalılarla ilgili pek çok ihtilaf söz konusu. Asıl ihtilaflar özel sektör işyerlerinde özellikle de anne ve babalarına ait işyerlerinde 4/1-a (SSK) kapsamında sigortalı gösterilenlerde yaşanıyor. Bu konu, emsal nitelikteki Yargıtay kararı muvacehesinde yazımızda değerlendirildi.
Konu: 18 yaşından küçüklerin ailelerine ait işyerindeki sigortalılıklarının geçerliliği
Kararı veren daire başkanlığı: Yargıtay
10. Hukuk Dairesi
Karar bilgileri: Esas 2023/1400, Karar 2023/1658
Yasal dayanağı: 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile bu kanuna istinaden yer verilen Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği ve 2013/11 Sayılı Genelge ile diğer alt mevzuatta yer alan hükümler uygulamanın yasal dayanağını teşkil ediyor.
KURUM İŞLEMİ İPTAL EDİLDİ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacının, 18 yaşından önce annesinin yanında gerçekleşen çalışmalarının, Medeni Kanun’un 271. maddesi uyarınca geçersiz sayılmasından dolayı … tarihli tahsis talebinin reddedildiğini, çocuğu korumak için konulmuş hukuk kuralının aksi sonuç doğurduğunu, kurum işlemlerinin yerinde olmadığını belirterek, kurum işlemlerinin iptali ile davacının 18 yaşını doldurmadan önce annesine ait işyerinde geçen çalışmalarının geçerli olduğunun tespitine karar verilmesini talep etti.
KARARDAKİ GEREKÇELER
Bölge Adliye Mahkemesi smd kararında aynen; ‘Somut davada, davacı adına 18 yaşını doldurduğu tarihten önce annesine ait işyerinden yapılan bildirimlerin fiili ve gerçek olmadığı iddia ve ispat edilmediği gibi davacı adına yapılan bildirimlerin doğru olduğunun ve davacının adına bildirim yapılan tarihler arasında işyerinde fiili olarak çalıştığının başta dönem bordrosunda adı bulunan tanık …’un beyanı olmak üzere tüm dosya kapsamından anlaşılması, gerek mülga 506 sayılı kanunda gerekse 5510 sayılı kanunda; davalı kurumun işlemine dayanak yaptığı mülga 743 sayılı Medeni Kanun’un (TMK) 271. maddesine veya halen yürürlükte bulunan TMK’nın 345. maddesine yapılmış herhangi bir atıf bulunmadığı gibi anılan madde hükümlerine aykırı davranılması halinde sigortalılık koşullarının oluşamayacağına yönelik herhangi bir düzenlemeye de yer verilmemesi, çocuk yararına olan hukuk kurallarının; çocuk aleyhine yorumlanmasının ve böylece vazgeçilmesi mümkün olmayan ve sosyal güvenlik hakkından çocuğun mahrum bırakılmasının hukuk ve adalet ilkeleriyle de bağdaşmaması, dosya kapsamı değerlendirildiğinde; verilen kararda isabetsizlik görülmediğinden, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildi. Bu kez temyiz yoluna gidildi. Netice itibarıyla Yargıtay 10. Hukuk Dairesi de kararı aynen kabul ederek kurum işlemini iptal etti.
VATANDAŞIN LEHİNE
28 yılı aşkın SSK/SGK Başmüfettişliğimde bizzat yaptığım teftişlerde, ülkemizde en yaygın sahte sigortalılık çeşitlerinden biri olarak, işverenlerin yanlarında çalışan işçilerini SSK/SGK’ya kanunen bildirmeleri mecburken bu işçilerin yerine yine kanuna aykırı olarak hizmet akdine göre çalışmadıkları halde eş, çocuk ve akrabalarını 4/1-a kapsamında sigortalı gösterdiklerini müşahede ettim. SGK denetim elemanları bu yönde ciddi çaba sarf ederken maalesef mevzunun sağlam yasal dayanağa oturtulmadığı görülmüyor. Sahte sigortalılık iddialarına ilişkin SGK’nın zamanında tespiti ve işlem yapmaması halinde de mağduriyetler yaşanıyor. Mezkur davada da 18 yaşından küçük iken yapılan sigortalılık SGK tarafından emeklilik müracaatı esnasında iptal edildi. Dolayısıyla SGK’nın zamanında söz konusu sigortalılığın fiili ve gerçek olmadığı yönünde tespiti bulunmadığından mahkeme telafisi mümkün olmayan mağduriyeti bertaraf etmek için vatandaş lehine karar vererek SGK işlemini iptal etti.
BURADA ACİL YASAL DÜZENLEME ELZEM
SGK, mevcut uygulamalarında halen annesine veya babasına ait işyerinde çalışan mümeyyiz küçüklerin vasinin iştirakiyle yazılı olarak yapılmış ve hakim tarafından tasdik edilmiş bir hizmet akdi mevcut olmadıkça sigortalı kabul etmiyor. Ancak emsal nitelikteki kararla SGK uygulama kanunlarında kurumun işlemine dayanak yaptığı mezkur Medeni Kanun’un hükümlerine herhangi bir atıfta bulunma yönünde bir yasal düzenleme bulunmadığından, sırf bu hükümlere aykırı davranılması halinde çocuk yararına konulmuş olan hukuk kurallarının; çocuk aleyhine yorumlanmasının, sosyal güvenlik hakkından çocuğun mahrum bırakılmasının hukuk
ve adalet ilkeleri ile de bağdaşmayacağı yönündeki kararın isabetli olduğunu söyleyebiliriz.
Bu bağlamda SGK’nın ivedi olarak yasal düzenleme yapmasının elzem olduğu aşikar.
GERÇEKTEN ÇALIŞANLAR SİGORTALI KAYDEDİLMELİ
Yasal boşluk olsa bile anılan Yargıtay kararında ‘fiili ve gerçek hizmet akdi’ vurgusu gözden kaçırılmamalı. Bu bağlamda
18 yaşından küçük veya büyük fark etmeksizin çalışması fiili ve gerçek hizmet akdine göre olmayanların, 4/1-a sigortalılığının tespit edilmesi halinde mutlaka iptal edileceği unutulmamalı. Hal böyleyken işyerinde gerçekten çalışanların sigortalı bildirilmeleri, çalışmayanların ise kesinlikle bildirilmemeleri hem gereksiz yargılama, idari para cezaları, teşvik iptalleri ve diğer müeyyidelerle karşılaşmamak için hayati ehemmiyet arz ediyor.