31 Mart Cuma günü katıldığım, Koç Üniversitesi Hukuk Fakültesi ile IFA (International Fiscal Assosiation)Türkiye’nin düzenlediği, birbirinden değerli vergi hukukçusu akademisyen-uygulamacının yönetici, konuşmacı, tartışmacı, dinleyici olarak katıldığı, katkı sunduğu bir panelden söz edeceğim. Panelde, üç oturumda, üç farklı konu tartışıldı. Bu ay verilecek kurumlar vergisi beyanları açısından da önemli konular olduğu için, özetle, gazete yazısı sınırları ve dili çerçevesinde sizlerle paylaşacağım.
1.Finansman Gider Kısıtlaması (FGK)Bu Yılda Dava Konusu Yapılacak mı?
Geçen sene çok sayıda şirket,4.2.2021 tarihli Cumhurbaşkanlığı Kararı (CBK)ile yürürlüğe giren finansman gider kısıtlaması konusunda ihtirazi kayıtla beyanda bulunup dava açtı.
Kabaca üç sorun ön plana çıkmıştı.
a. Kararname öncesi (4.2.2021)borçlara
FGK olur mu? FGK’nın 1.1.2013 tarihinde yürürlüğe girmiş olması nedeniyle, her ne kadar uygulama için CBK ile oran belirlenmiş olması gerekse, 1.1.2013-4.2.2021 arasında düzenlemeyi uygulamak mümkün olmasa da,25.5.2021 tarihinde çıkarılan tebliğ ile,1.1.2013 tarihinden itibaren yapılan borçlanmalara FGK uygulanacağı belirtildi. Mükellefler de konuyu yargıya taşıdılar. İlk yargı yerlerinde çelişen kararlar verilmiş. Bir de uygulamayı haklı bulan istinaf mahkemesi kararı varmış. Ancak henüz Danıştay bu konuda karar vermediğinden, bu sene de konunun yargıya taşınmaya devam edilmesi tavsiye edildi. Bu konuda 26.12.2022 tarihli yazımı okumanızı öneririm.
b. Yabancı kaynak tanımı tartışmaları
Kanunda finansman gideri yaratan dış kaynak ifadesine yer verilmişken, ilgili tebliğde bilançonun pasifindeki kısa ve uzun vadeli yabancı kaynak hesaplarının toplamının değerlendirmede dikkate alınacağı ifade edildi. Bu nedenle de finansman gideri yaratmayan, hatta yapılmakta olan işler gibi aslında faturası işin bitiminde düzenleneceği için bilançoda taşınan veya henüz vadesi gelmemiş ödenecek vergiler gibi hesaplar tartışma yaratmıştır. Bu konuda da çelişen kararlar varmış. Henüz Danıştay kararı verilmediği için, bu sene de şayet finansman gider yaratmayan, ancak, bilançoda yabancı kaynak olarak görüldüğü için tebliğ gereği kısıtlama oranlamasında şirketinizi kapsama sokan tutarlar varsa, konunun yargıya götürülmesi tavsiye ediliyor.
c. Netleştirme tartışmaları
Netleştirme konusunda, tebliğde, aynı kaynaktan olanlar hariç netleştirme (finansman gelir -gider karşılaştırılması)kabul edilmemiş. Bu konuda çok az yargı kararı var. Belli ki çok ihtilaf oluşmamış. Bu konuda önceki kanun döneminde verilen yargı kararının yeni düzenleme için emsal oluşturmayacağı, bu nedenle de şirketlerin durumlarına spesifik konuyu değerlendirip, bir haksızlık hissediliyorsa yargıya taşınmasını ,çünkü kanunda ne yapılması ne de yapılamayacağı yönünde bir düzenleme bulunmadığı, dolayısıyla tartışmanın tebliğdeki değerlendirmelerden kaynaklandığı değerlendirmesi yapıldı.
2.Enflasyon Muhasebesinin Ertelemesi Anayasaya Uygun muydu? Yapılan değerlendirmeler Anayasaya aykırılık bulunduğu yönünde oldu. Konunun bir mükellefçe yargıya taşındığı, ancak, henüz mahkemenin bu konuda bir karar vermediği ifade edildi.
3.Grup Şirketlerinden Dövizle Borçlanma Yasağına Uymamak Kur Farklarını KKEG Yapar mı?
Bu konuda bazı incelemelerde, kambiyo genelgeleri ile bir yasaklama getirildiği için, bu kabil borçların kur farklarının gider olarak kabul edilmediği paylaşıldı. Yapılan değerlendirmeler, vergi açısından böyle bir değerlendirme yapılamayacağı, olsa olsa kambiyo mevzuatına aykırılık çerçevesinde para cezası kesilebileceği, hatta böylesi bir cezanın dahi hukuki zemininin bulunmadığı, bu kabil cezayı gerektiren hususların genelgelerle düzenlenemeyeceği ifade edildi.
Dünya | Zeki GÜNDÜZ