Maliye, kendi aleyhine yerleşik hale gelen yargı kararlarını dikkate alarak, bu kararlara konu düzenlemelerinin bazılarını düzeltiyor, ısrar ettiği bazı düzenlemelerini ise ikincil mevzuattan (Yönetmelik, Tebliğ, Sirküler vb.) çıkararak, ilgili ana Kanunlara taşıyor. Son dönemlerde yapılan yasal değişikliklere bakıldığında, bu durum kolaylıkla tespit edilebilir.

Ancak, ilk defa yargıda kazandığı dava konusu bir düzenlemesinden kendi isteğiyle vergi mükellefleri lehine vazgeçiyor. Bu, ayakta alkışlanacak bir davranış olmasının ötesinde, bir o kadar da dikkat çekici!

Maliye’nin vazgeçtiği düzenleme ne ile ilgili?

Şimdi, Maliye yargı kararı ile destekli hangi düzenlemesinden vazgeçti diye merak ediyorsunuz değil mi? Hemen söyleyelim, kar yedekleri kullanılmak suretiyle sermaye artırımında bulunulması neticesinde sermaye artırımı nedeniyle ortaklara verilecek bedelsiz pay (hisse) senetlerinin, kar payı dağıtımı sayılıp sayılmayacağı ile ilgili!
 

Maliye’nin konu ile ilgili mevcut düzenlemesi nasıl?

Maliye’nin, bedelsiz olarak elde edilen pay senetlerinin satışından sağlanan kazançların vergilendirilmesiyle ilgili düzenlemesi şu şekilde (1 Sıra No.lu KVK Genel Tebliği):

“5.6.2.4.3. Bedelsiz olarak elde edilen hisse senetlerinin satışından sağlanan kazançların durumu 

Sermaye yedekleri kullanılmak suretiyle sermaye artırımında bulunulması neticesinde sermaye artırımı nedeniyle verilecek bedelsiz hisse senetlerinin, bu şirkete iştirak edenler yönünden aktif ve pasiflerinde bir artışa neden olmaması gerekir. Dolayısıyla, bedelsiz hisse senetleri nedeniyle aktifte tutulan hisselerin sadece adedi değişecek, bedelinde değişme olmayacaktır.

Dönem kârından ayrılan yedekler kullanılmak suretiyle sermaye artırımında bulunulması halinde ise bu işlem sonucu ortaklara bedelsiz hisse senedi verilmesi ile fiilen kâr payı dağıtılması arasında fark bulunmamaktadır. Her iki halde de ortaklar, kurum bünyesinde oluşan kârlar üzerinde tasarrufta bulunma imkanına sahip olmaktadır. Dolayısıyla, kâr yedeklerinden karşılanan sermaye artırımları sonucunda ortaklarca bedelsiz iştirak hissesi iktisap edilmesi durumunda, alınan bu iştirak hisseleri nominal bedelle iştirak hesaplarında izlenecek ve iştirak kazançları istisnası nedeniyle kurumlar vergisine tabi tutulmayacaktır.”
 

Bu düzenlemenin ikinci paragrafının iptali için dava açıldı!

Evet, Maliye’nin bu düzenlemesinin ikinci paragrafının yürütmesinin durdurulması ve iptali için bir mükellef tarafından dava açıldı.

2013 yılında açılan bu dava ile başlayan süreç, 2019 yılı sonunda Danıştay 4. Dairesi’nin verdiği bir karar ile sonuçlandı. Yaklaşık 6 – 7 yıl süren bir süreç sonunda Danıştay, Maliye’nin Genel Tebliğ ile yaptığı bu düzenlemeyi onadı. Ancak, dava süreci çok agresif ve heyecanlı geçti, düzenlemenin iptali ve onanması arasında gitti geldi. Bu konudaki ayrıntıları www.ogunhaber.com sitesinde 2 Haziran 2020 tarihinde yayınlanan köşe yazımda bulabilirsiniz.
 

Dava süreci nasıl gelişti?

Dava süreci aşağıdaki şekilde gelişti:

1) Şirket karının nakden dağıtılmayıp sermayesine ilave edilmek suretiyle ortaklara bedelsiz pay senedi verilmesinin kar dağıtımı olarak değerlendirilemeyeceği, çünkü nakden bir kar verilmediği ve ortaklar tarafından da elde edilmiş bir temettü, kar payı vb. olmadığı, dolayısıyla beyan edilmesi gereken vergiye tabi bir gelirin de olmadığı, Tebliğin ikinci paragrafı ile aksi yönde yapılan düzenlemenin hukuka aykırı olduğu gerekçeleriyle, söz konusu düzenlemenin yürütmesinin durdurulması ve iptali amacıyla 2013 yılında dava açıldı.

2) Danıştay 4. Dairesi, davacı mükellefin iddialarını yerinde görerek, Maliye’nin söz konusu düzenlemesinde yer alan ikinci paragrafın yürürlüğünü durdurdu (Danıştay 4. Dairesi’nin 16.09.2013 tarih ve E:2013/2951 sayılı Kararı).

3) Maliye, Danıştay 4. Dairesi’nin söz konusu yürütmeyi durdurma kararını temyiz etti.

4) Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu (VDDK), Danıştay 4. Dairesi’nin yürütmeyi durdurma kararını iptal etti (Danıştay VDDK’nın 28.11.2013 tarih ve E: 2013/9 sayılı Kararı).

5) Bu defa Danıştay 4. Dairesi, yukarıda yer alan ikinci paragraftaki düzenlemeyi esastan iptal etti (Danıştay 4. Dairesi’nin 14.06.2017 tarih ve E:2013/2951 K:2017/5260 sayılı Kararı). İptal gerekçesi ise şu şekilde:

“Sermayenin öz kaynaklar kullanılarak artırılması hem sermayede hem de pay sayısında artışa neden olmakla birlikte, şirkete dışarıdan bir katkı söz konusu olmadığından, yapılan sermaye artırımının şirketin malvarlığını artırıcı bir etkisi bulunmamakta, böyle bir sermaye artırımı nedeniyle oluşan payları temsil eden hisse senetlerinin ortaklara dağıtılması halinde ortakların malvarlığında da bir artış meydana gelmemektedir. Zira bedelsiz hisse senetleri ortaklara hisseleri oranında dağıtıldığından, sahip olunan pay adedi artsa da, ortaklık payları değişmemektedir. Genel Tebliğin davaya konu kısmında, dönem kârından ayrılan yedekler kullanılmak suretiyle sermaye artırımında bulunulması halinde ortaklara bedelsiz hisse senedi verilmesi ile fiilen kâr payı dağıtılması arasında fark olmadığı değerlendirilmiş ise de, şirketin malvarlığına dışarıdan getirilen bir katkı söz konusu olmadığından, şirket bünyesinden çekilmeyen ve şirketin öz kaynakları arasında bulunan kârın sermayeye eklenmesi ile sermaye artırımının yine öz kaynaklardan olan sermaye yedekleri kullanılarak yapılması ya da sermaye artırımına hiç gidilmemesi arasında iştirak edenlerin malvarlığına etkileri yönünden bir farklılık bulunmamaktadır.”

6) Maliye, Danıştay 4. Dairesi’nin esastan verdiği bu kararı da temyiz etti!

7) Danıştay VDDK, Maliye’nin temyiz talebi üzerine, bu kez de Danıştay 4. Dairesi tarafından esastan verilen kararı bozdu (Danıştay VDDK’nın 07.02.2018 tarihli ve E.2017/626, K.2018/51 sayılı Kararı).

Bozma gerekçesi ise şu şekilde:

“Kâr yedeklerini kullanarak sermaye artışı gerçekleştiren şirketin ödenmiş sermayesi, artırılan tutar kadar artmaktadır. Ortaklar açısından bakıldığında, iştirak edilen şirketteki sermaye artışı nedeniyle sahip olunan hisse senedinin sayısı artacağı gibi iştirakin değeri de artacağından, bu durumun, ortaklara doğrudan kâr payı dağıtımından bir farkı bulunmamaktadır. Dolayısıyla; kâr payı niteliğini haiz olan bu iştirak kazançlarının, Kanunda sayılan istisnaya ilişkin kurallar dışında, vergiye tabi kurum kazancına dahil edilmesi gerekmektedir.”

8) Danıştay 4. Dairesi bozma kararına uyarak, Maliye’nin Tebliğinde yer alan ve iptali istenen ikinci paragrafta yer alan düzenlemeyi onadı (Danıştay 4. D.nin 04.12.2019 tarihli ve E.2018/5022, K.2019/8373 sayılı Kararı).

Maliye, Danıştay onaylı bu düzenlemesinden U dönüşü mü yapıyor?

Evet, Maliye’nin yıl bitmeden kendi internet sitesinde yayınladığı 21 Seri No.lu Kurumlar Vergı̇sı̇ Genel Teblı̇ğı̇ (Serı̇ No: 1)’nde Değı̇şı̇klı̇k Yapılmasına Daı̇r Teblı̇ğ Taslağı ile, Danıştay Kararı ile onaylı yıllardır uyguladığı söz konusu düzenlemesinden vazgeçmeye hazırlandığı anlaşılıyor.

Büyük bir aksilik olmadığı veya son anda vazgeçilmediği  takdirde, yeni düzenleme söz konusu Tebliğin Resmi Gazete’de yayınlanmasıyla beraber yürürlüğe girecek!

Tebliğ Taslağındaki yeni düzenleme tam olarak nasıl?

Maliye’nin söz konusu Tebliğ Taslağında yer alan yeni düzenlemesi aynen şu şekilde:

“MADDE 1- 3/4/2007 tarihli ve 26482 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Kurumlar Vergisi Genel Tebliği (Seri No:1)’nin “5.6.2.4.3. Bedelsiz olarak elde edilen hisse senetlerinin satışından sağlanan kazançların durumu” başlıklı bölümü aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Sermaye yedekleri ve kar yedekleri kullanılmak suretiyle sermaye artırımında bulunulması neticesinde sermaye artırımı nedeniyle verilecek bedelsiz hisse senetlerinin, bu şirkete iştirak edenler yönünden aktif ve pasiflerinde bir artışa neden olmaması gerekir. Dolayısıyla, bedelsiz hisse senetleri nedeniyle aktifte tutulan hisselerin sadece adedi değişecek, bedelinde değişme olmayacaktır.”

Maliye, kar yedekleriyle sermaye artırımındaki görüşünden U dönüşü yapıyor!

Evet, Maliye, mevcut görüşünü, Tebliğ Taslağındaki bu yeni düzenlemesi ile, kar yedekleri kullanılmak suretiyle sermaye artırımında bulunulması neticesinde sermaye artırımı nedeniyle verilecek bedelsiz hisse (pay) senetlerinin, bu şirkete iştirak edenler yönünden aktif ve pasiflerinde bir artışa neden olmadığı, dolayısıyla, bedelsiz hisse (pay) senetleri nedeniyle aktifte tutulan hisselerin sadece adedinin değişeceği, bedelinde değişme olmayacağı, bu nedenle kar payı dağıtımı sayılamayacağı” şeklinde değiştiriyor.

Yani, Tebliğ Taslağındaki bu düzenleme yürürlüğe girdiği takdirde, kar yedekleri kullanılmak suretiyle sermaye artırımında bulunulması neticesinde sermaye artırımı nedeniyle ortaklara verilecek bedelsiz hisse (pay) senetleri, kar payı dağıtımı sayılmayacak ve vergilendirilmeyecek!

Peki, 232 No.lu Tebliğde de aynı yönde değişiklik yapılacak mı?

Kurumlar Vergisi Tebliğ Taslağında yer alan bu görüş değişikliği son derece olumlu, ancak eksik! Çünkü, aynı yöndeki değişikliğin 232 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği’nde de yapılması gerekiyor.

232 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği’nin ilgili bölümünde yer alan mevcut düzenleme aynen şu şekilde:

“3.5- Sermaye Artırımları Dolayısıyla Sahip Olunan Hisse Senetlerinin Maliyet Bedeli

(…)

Kar yedekleri kullanılmak suretiyle sermaye artırımında bulunulması halinde, bu işlem dolayısıyla sahip olunan hisse senetlerinin maliyet bedeli, daha önce sahip olunan hisse senetlerinin maliyet bedeli ile yeni alınan hisse senetlerinin itibari değerleri toplamının sermaye artırımı sonrasında sahip olunan toplam hisse senedi sayısına bölünmesi suretiyle hesaplanacaktır.”

Dolayısıyla, 1 seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinde değişiklik yapılırken, 232 No.lu Tebliğde de aynı doğrultuda değişiklik yapılması şart! Aksi halde uygulamada ciddi problemler çıkabilir.
 

Sonuç olarak;

Bu yeni düzenleme, kar yedeklerini kullanarak sermayelerini artıran ve ortaklarına bedelsiz pay senedi veren işletmeler ve bunların ortakları açısından son derece önemli! Küçük bir hatırlatma: Aynı değişikliğin 232 No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği’nde de yapılması lazım.

Yeni yılın ilk güzel haberi.

Bu güzel haberlerin daha da devam edeceğini düşünüyorum.

Hayırlı olsun!

Ekonomim.com | Abdullah TOLU