Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından her yıl düzenli olarak yayınlanan Dünyada İstihdam ve Sosyal Görünüm: Eğilimler Raporu’nun bu yılki versiyonu yayınlandı. Raporda, işgücü piyasalarının ekonomik koşullardaki bozulmaya rağmen şaşırtıcı düzeyde dayanıklılık gösterdiğinin altı çiziliyor. Ancak ortaya çıkan yeni kırılganlıklar ve peş peşe gelen krizler, sosyal adaletin daha fazla sağlanmasına yönelik umutları zayıflatmış durumda. Bu nedenle, pandemi sonrası toparlanmada iniş - çıkışlar görülmeye de devam ediyor.
ILO verilerine göre, işsizlik ve insana yakışır iş açığı, pandemi öncesi seviyelerin altında. Yüzde 5.1 çıkan 2023 küresel işsizlik oranı, 2022’deki yüzde 5.3’ün biraz altına inerek, sınırlı iyileşme göstermiş. Bununla birlikte, küresel iş açığı ve işgücü piyasasına katılım oranlarında 2023’te iyileşme görülmüş. 2024’te kayıt dışı çalışma oranlarının sabit kalması ve küresel işgücünün yüzde 58’ini oluşturması bekleniyor.
Kırılganlık sürüyor
İşgücü piyasasına katılım oranları pandemi öncesi seviyelere dönmekle birlikte, farklı gruplar arasında değişiklikler görülmeye devam ediyor. Rapora göre:
- Kadınların işgücüne katılımı konusunda hızlı bir toparlanma görülürken, özellikle yükselen ve gelişmekte olan ülkelerde cinsiyet farkı hâlâ kayda değer bir oranda.
- Genç işsizlik oranları da hala sorun teşkil edecek düzeylerde seyrediyor.
- Ne eğitimde ne istihdamda ne de öğrenimde olarak tanımlanan kişilerin oranı, özellikle genç kadınlar arasında hala yüksek.
2024 nasıl gözüküyor?
ILO, 2024 yılı için oldukça endişeli. İlk olarak, üretkenlikteki durağanlığın yükseleceği riskine dikkat çekiyor. G20 ülkelerinin çoğunda net gelir azalmış durumda ve ILO’ya göre genel olarak yaşam standartlarında meydana gelen enflasyon kaynaklı düşüşün hızlı bir şekilde telafi edilmesi pek mümkün görünmüyor.
İkinci olarak, işgücü piyasası görünümünün ve küresel işsizliğin daha da kötüleşeceği öngörülüyor. Buna göre, 2024 yılında iş arayan kişi sayısının 2 milyon artması ve küresel işsizlik oranının 2023’teki yüzde 5.1 seviyesinden yüzde 5.2’ye çıkması bekleniyor.
Üçüncü olarak, ILO’ya göre tüm bunların etkisiyle mevcut eşitsizlikler daha da artacak. Gelir eşitsizliği artmış durumda. Reel harcanabilir gelirdeki düşüş, toplam talep ve daha sürdürülebilir bir ekonomik toparlanma bakımından kötüye işaret ediyor.
Çalışan yoksulluğuna dikkat
ILO raporuna göre, yüksek ve düşük gelirli ülkeler arasında önemli farklılıklar görülmeye devam ediyor. Veriler, 2023 yılında iş açığı oranı yüksek gelirli ülkelerde yüzde 8.2 düzeyindeyken, düşük gelirli ülkelerde bu oran yüzde 20.5 olarak gerçekleşmiş olduğunu gösteriyor. Bunun yanında, işsizlik oranı da 2023’te yüksek gelirli ülkelerde yüzde 4.5 seviyesinde kalırken, düşük gelirli ülkelerde yüzde 5.7 düzeyinde kaydedilmiş.
ILO, ne yazık ki çalışan yoksulluğunun devam edeceğini de ifade ediyor. 2020’den sonra hızla düşmesine rağmen, aşırı yoksulluk içinde yaşayan çalışan sayısı (kişi başı satın alma gücü paritesine göre günde 2.15 ABD dolarından az kazananlar) 2023’te yaklaşık 1 milyon kişi artmış. Orta düzeyde yoksulluk içinde yaşayan çalışan sayısı (kişi başı satın alma gücü paritesine göre günde 3.65 ABD dolarından az kazananlar) ise 8.4 milyon yükselmiş.
İşgücü verimliliği düşüşte
İşgücü verimliliği, pandemi sonrasında görülen kısa süreli bir artışın ardından, önceki on yılda görülen düşük seviyeye geri dönmüş durumda. Teknolojik ilerlemelere ve artan yatırımlara rağmen verimlilik artış hızı yavaşlamaya devam ediyor. ILO’ya göre, bu durumun nedenleri şu şekilde:
- Ciddi tutarlardaki yatırımların, hizmetler ve inşaat gibi daha az verimli sektörlere yönlendirilmiş olması.
- Beceri kıtlığı.
- Özellikle gelişmekte olan ülkelerde ve verimliliği düşük firmaların ağırlıklı olduğu sektörlerde yeni teknolojilerin daha hızlı benimsenmesini engelleyen büyük dijital tekellerin hâkim olması.