2023 yılına girmekle birlikte, işletmeler yıl sonu kârlılık ve satış hedefleri ile bu hedeflerin gerçekleşmelerinin sonuçlarını karşılaştırmaya başlamış durumdalar. İşletmeler yıl içinde yapmış oldukları ticari faaliyetlerin neticesini yıl sonu finansal tablolarına aktararak dönemi sonlandırmış olurlar. Ticari kâr, işletmelerin normal faaliyet sonuçlarına göre ve genel kabul görmüş muhasebe standartları çerçevesinde raporladıkları kârlılıktır. Mali kâr ise, vergi mevzuatından kaynaklanan bir takım kısıtlamalar ve sınırlamalar nedeniyle ticari kâra eklenecek unsurlar ile ticari kârdan indirilecek unsurların dahil edilmesiyle ulaşılan kârdır. Bu aynı zamanda vergi matrahıdır.

Dönem sonunda dikkat edilmesi gereken hususlar

Kasa hesabı ve ortaklar cari hesabı

Kasa hesabında dikkat edilmesi gereken husus, kayıtlar ile fiili durumun uyumlu olması yanında bu hesaplarda oluşabilecek adat faizi risklerine dikkat edilmeli.

Dönem sonunda yüksek bakiye veren Kasa Hesabı ve Ortaklardan Alacaklar hesabı için adat hesaplanması gerektiği unutulmamalı ve bu tutar dönem sonunda ortağa fatura edilmeli. Kasa hesabı ve Ortaklardan Alacaklar hesabı için adat hesaplanmaması halinde Risk Analiz Merkezi (RAM) incelemelerine tabi tutulma olasılığı yüksektir.
 

Geçmiş yıl zararları

Kurumlar vergisi beyannamesinde, her yıla ilişkin tutarlar ayrı ayrı gösterilmek ve beş yıldan fazla nakledilmemek şartıyla geçmiş yılların beyannamelerinde yer alan zararlar kurum kazancından indirilebilecek. Mahsup edilecek zarar tutarı ticari zarar değil, mali zarar olduğu unutulmamalı. Mükelleflerinin matrah artırımında bulundukları yıllara ait zararların yüzde 50’sinin mahsup edilebileceği de unutulmamalı. Geçici vergi Mükellefler Gelir Vergisi Kanununun Mükerrer 120’inci maddesi ile 5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 32’inci maddeleri düzenlemeleri çerçevesinde gelir ve kurumlar vergisine mahsup edilmek üzere geçici vergi öderler. Geçici verginin mahsup edilebilmesi için ödenmesi gerekmektedir. Yıl içinde nakden veya mahsuben ödenmeyen geçici vergiler yıllık beyan üzerinden hesaplanan vergiden mahsup edilemez.
 

Bağış ve yardımlar

Türk vergi sisteminde beyan edilecek olan matrahtan indirilebilecek bağış ve yardımlarla ilgili düzenlemeler Gelir Vergisi Kanunun 89’uncu maddesi ile Kurumlar Vergisi kanunun 10’uncu maddesinde düzenlenmiştir.

Bağış ve yardımların indirim konusu yapılabilmesinin temel şartı makbuz karşılığı yapılmış olmasının yanı sıra birtakım kısıtlamalara tabi olması, bağış ve yardımların tamamının indirilmesine izin verilmemesi, kanunda sayılan kurum ve kuruluşlara yapılması gibi düzenlemeler yer alıyor. Beyannamelerde indirim konusu yapılacak olan bağış ve yardımlarda bu düzenlemeler doğrultusunda hareket edilmeli aksi takdirde vergisel riskler oluşabileceği göz ardı edilmemeli.
 

SGK ödemeleri

Dönem sonunda dikkat edilmesi gereken bir diğer husus SGK prim ödemeleridir. Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 88’inci maddesine göre kuruma fiilen ödenmeyen prim tutarlarının gider olarak yazılamayacağı hüküm altına alınmıştır. Söz konusu düzenlemeye göre, fiilen ödenen primlerin gider yazılması, ödenmeyenlerin ise KKEG atılması gerekiyor.

Stoklar

Dönem sonunda işletmede mevcut olan stoklar sayılmalı ve kaydi envanter miktarları ile fiili envanter miktarlarının birbirine eşit olduğu tespit edilmeli. Bu işlemler olası bir envanter incelemesinde oluşabilecek riskleri önleyecektir. Ortaya çıkan stok sayım noksanlıkları ve fazlalıkları doğrudan gelir gider hesaplarına yansıtılmak yerine sebebi bulunana kadar Sayım Tesellüm Noksanları ve Sayım Tesellüm Fazlaları hesaplarında takip edilmeli.

Dünya | Bülent YILDIRIM