Özet: Kambiyo mevzuatında, 8 Şubat 2008 tarihinde yapılan düzenlemeyle “ihracat bedellerinin tasarrufu serbest” bırakılmıştı. Gündemdeki ekonomik sıkıntıların yarattığı finansal kriz ve kur sorunları nedeniyle bir dizi tedbirler alınıyor. Önemli tedbirlerden birisi de, 4 Eylül 2018 tarihinde kambiyo mevzuatında yapılan değişiklikle, ihracat bedellerinin yurda getirilmesindeki tasarruf serbestisi 6 aylığına (geçici) kaldırıldı.
I-GİRİŞ
Vaktiyle, Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında (TPKKH) 32 Sayılı Karar gereği; her bir gümrük beyannamesi bazında 100.000 USD yi aşan ihracat bedellerinin %70’inin 90 gün içinde yurda getirilerek bankalara satılması zorunluluğunun yanı sıra, belirlenen süre ve şartlara uyulmaması halinde kambiyo kanununa muhalefetten ceza kesileceği öngörülmüştü.
Daha sonra, TPKKH 32 Sayılı Kararda 8 Şubat 2008 tarihinde yapılan düzenlemeyle; “İhracat bedellerinin tasarrufu serbesttir. Bakanlık ihtiyaç duyulması halinde ihracat bedellerinin yurda getirilmesine ilişkin düzenleme yapmaya yetkilidir” şeklindeki uygulama bugüne kadar devam etti. Ancak, ihracat bedellerinin yurda getirilmesindeki serbest tasarruf uygulaması sonrası, bazı firmalarca ihracat bedellerini banka üzerinden yurda getirmek yerine başka yöntemlerle kapatma veya uzun yıllar hiç getirmeme gibi yollara başvuruldu. Bu da; muhasebe hatalarına, uzun süre kapanmayan yurt dışı alacakların kur farklarının vergilenmesine veya vergi incelemelerinde sıkıntılara yol açtı.
Gelinen noktada; global siyasi ve ekonomik olumsuz gelişmeler nedeniyle, ülkemiz ekonomisinde yaşanan ciddi finansal kriz ve TL nin yabancı paralar karşısındaki değer kaybının yarattığı kur sorunu nedeniyle bir dizi tedbir alınıyor. Önemli tedbirlerden birisi de, “ihracat bedellerinin yurda getirilmesindeki tasarruf serbestliğine altı ay süre ile son verilmesi” oldu. Bununla, 2008 öncesi uygulamaya benzer bir düzenlemeye geçilmiş oluyor.
II-YASAL DÜZENLEME
4 Eylül 2018 tarihli ve 30525 sayılı Resmi Gazete’de “Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karara İlişkin Tebliğ (İhracat Bedelleri Hakkında) (No: 2018-32/48)” ile; ihracat bedellerinin Türkiye’ye getirilmesi ve söz konusu bedellerin en az %80’inin bir bankaya satılması diğer bir ifadeyle Türk Lirasına çevrilmesi zorunlu kılınıyor. Düzenleme, geçici olup 6 ay süresince geçerli bulunuyor.
Buna göre; Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkisini kullanarak, Türkiye’de yerleşik kişiler tarafından gerçekleştirilen ihracat bedellerinin fiili ihraç tarihinden itibaren en geç 180 gün içinde yurda getirilmesini ve söz konusu bedellerin en az %80’inin bir bankaya satılmasını (Türk Lirasına çevrilmesini) zorunlu kılıyor.
Tebliğde, yürürlük tarihi 4.9.2018 olarak belirlenmiş olup, Türkiye’de yerleşik kişilerce bu Tebliğin yürürlükte bulunduğu süre içinde fiili ihracı gerçekleştirilen ihracat işlemlerine ilişkin bedel getirme süresinin bu Tebliğin yürürlükten kalktığı tarihten sonra sona ermesi halinde de bu Tebliğ hükümlerinin uygulanmaya devam edileceği belirtilmiş. Ancak, 4.9.2018 tarihi öncesi gerçekleştirilen ihracatların değişiklik öncesi hükümlere tabi olması gerekiyor.
İhracat bedellerinin beyan edilen Türk parası veya döviz üzerinden yurda getirilmesi esas olup, Türk parası üzerinden yapılan ihracat karşılığında döviz getirilmesi mümkündür. İhracat bedelinin yolcu beraberinde efektif olarak yurda getirilmesi halinde gümrük idarelerine beyan edilmesi zorunludur.
Peşin döviz karşılığında ihracatın 24 ay içinde gerçekleştirilmesi zorunludur. Dâhilde İşleme İzin Belgesi ve Vergi, Resim ve Harç İstisna Belgesi kapsamında ihracat, ihracat sayılan satış ve teslimler ile döviz kazandırıcı hizmet ve faaliyetlerle ilgili olarak sağlanan peşin dövizlerin kullanım süresi belge süresi (ek süreler dahil) kadardır.
Tamamı tek seferde iade edilmeyen veya süresi içinde ihracatı gerçekleştirilemeyen peşin dövizler prefinansman hükümlerine tabi olur. Prefinansman hükümlerine tabi hale gelen peşin dövizlerin, ihracat taahhüt sürelerinin ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde uzatılması halinde, alıcının muvafakat etmesi kaydıyla kullanım süreleri de verilen ek süre kadar uzatılmış sayılır.
Yurt dışına müteahhit firmalarca yapılacak ihracatın bedelinin 365 gün içinde yurda getirilerek bir bankaya satılması zorunludur. Konsinye yoluyla yapılacak ihracatta bedellerin kesin satışı müteakip; uluslararası fuar, sergi ve haftalara bedelli olarak satılmak üzere gönderilen malların bedellerinin ise gönderildikleri fuar, sergi veya haftanın bitimini müteakip 180 gün içinde yurda getirilerek bir bankaya satılması zorunludur.
İlgili mevzuat hükümlerine göre yurt dışına geçici ihracı yapılan malların verilen süre veya ek süre içinde yurda getirilmemesi veya bu süreler içerisinde satılması halinde satış bedelinin süre bitiminden veya kesin satış tarihinden itibaren 90 gün içinde yurda getirilerek bir bankaya satılması zorunludur.
Yürürlükteki İhracat Rejimi ve Finansal Kiralama (leasing) Mevzuatı çerçevesinde kredili veya kiralama yoluyla yapılan ihracatta, ihracat bedelinin kredili satış veya kiralama sözleşmesinde belirlenen vade tarihlerini izleyen 90 gün içinde yurda getirilerek bankalara satılması zorunludur.
İhraç edilen malların bedelinin süresinde yurda getirilerek, bankalara satılmasından ve ihracat hesabının süresinde kapatılmasından ihracatçılar sorumludur. İhracata aracılık eden bankalar ihracat bedellerinin yurda getirilmesini ve satışının yapılmasını izlemekle yükümlüdür.
İhracatla ilgili navlun, sigorta primi, komisyon, ardiye, depolama, antrepo, gümrük resmi, harç ve faktoring masrafları ile uluslararası para piyasalarında geçerli faiz oranlarını geçmemek üzere iskonto giderleri gibi masraflar için yapılacak indirimler ile konsinyasyon yoluyla ihraç edilen mallarla ilgili nakil, muhafaza, bakım ve fümügasyon, rafa (maniplasyon), satış ve benzeri masrafların ihracat bedelinden mahsubu veya görünmeyen işlemlere ilişkin hükümler çerçevesinde döviz transferi talepleri bankalarca incelenip sonuçlandırılır.
Ticari teamüllerin gereği olarak satış akdinde veya akreditiflerde ayrıca varış yerinde tartı ve analiz yapılması şartı bulunuyorsa, tartı ve analiz sonucunda tespit edilen vezin noksanlığı veya kalite farkı ile ekspertiz ve tahkim ücretleri ve rafa (maniplasyon) masraflarının (hariçteki gözetme şirketleri ücretleri dahil) mal bedelinden mahsubu veya görünmeyen işlemlere ilişkin hükümler çerçevesinde döviz transferi talepleri bankalarca incelenip sonuçlandırılır.
Bedel getirme süreleri içinde yurda getirilen ihracat bedelleri; ihracatçının ithalat bedelleri, sermaye hareketlerine ilişkin ödemeleri, görünmeyen işlemlere ilişkin giderleri ve transit ticaretinin alış bedeli ile söz konusu süreler içinde bankalarca mahsup edilebilir. Dış ticaret mevzuatı hükümleri çerçevesinde gerçekleştirilen mal ihraç ve ithalinde, tarafların aynı kişiler olması ve ihraç bedellerinin yurda getirilme süresi içinde kalınması kaydıyla, mal ihraç ve ithal bedellerinin bankalarca mahsubu mümkündür. İhracat bedellerinden mahsuba izin verilen hallerde, ihracat bedelleri süresi içinde yurda getirilmiş sayılır. Mahsuba tabi tutulan kısım için mahsup tarihinde geçerli döviz alış kuru üzerinden döviz alım ve satım belgeleri düzenlenir.
Ticari amaçla mal ihracında, bedelleri yurda getirilme süresi içinde gelen ihracat ile ilgili hesaplar aracı bankalarca kapatılır. Süresi içinde kapatılmayan ihracat hesapları aracı bankalarca 5 iş günü içinde muamelenin safhalarını belirtecek şekilde yazılı olarak ilgili Vergi Dairesi Başkanlığına veya Vergi Dairesi Müdürlüğüne ihbar edilir. İlgili Vergi Dairesi Başkanlığınca veya Vergi Dairesi Müdürlüğünce, ihbarı müteakip 10 iş günü içinde ilgililere hesapların kapatılmasını teminen 90 gün süreli ihtarname gönderilir. Bu süre içinde hesapların kapatılması veya belirtilen mücbir sebep hallerinin ya da haklı durumun belgelenmesi gereklidir.
Mücbir sebeplerin varlığı halinde, mücbir sebebin devamı müddetince altışar aylık dönemler itibarıyla ilgili Vergi Dairesi Başkanlığınca veya Vergi Dairesi Müdürlüğünce ek süre verilir. Mücbir sebep halleri dışında kalan haklı durumların varlığı halinde, hesapların kapatılmasına ilişkin altı aya kadar olan ek süre talepleri, firmaların haklı durumu belirten yazılı beyanına istinaden üçer aylık devreler halinde ilgili Vergi Dairesi Başkanlığınca veya Vergi Dairesi Müdürlüğünce, altı aylık süreden sonraki ek süre talepleri Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından incelenip sonuçlandırılır.
Ayrıca;
Her bir gümrük beyannamesi itibarıyla;
a) 100.000 ABD doları veya eşitini aşmamak üzere, mücbir sebeplerin varlığı dikkate alınmaksızın beyanname veya formda yer alan bedelin %10’una kadar noksanlığı olan (sigorta bedellerinden kaynaklanan noksanlıklar dahil) ihracat hesapları doğrudan bankalarca ödeme şekline bakılmaksızın,
b) 200.000 ABD doları veya eşitini aşmamak üzere, bu Tebliğin 9 uncu maddesinde belirtilen mücbir sebep halleri göz önünde bulundurulmak suretiyle beyanname veya formda yer alan bedelin % 10’una kadar açık hesaplar ilgili Vergi Dairesi Başkanlığınca veya Vergi Dairesi Müdürlüğünce terkin edilmek suretiyle kapatılır.
Her bir gümrük beyannamesi itibarıyla, 200.000 ABD doları veya eşitini aşan noksanlığı olan açık hesaplara ilişkin terkin talepleri bu Tebliğin 9 uncu maddesinde belirtilen mücbir sebepler ile haklı durumlar göz önünde bulundurulmak suretiyle Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından incelenip sonuçlandırılır.
III-DEĞERLENDİRME
2008 öncesi, ihracat bedellerinin yurda getirilmesi belli koşullarda zorunlu idi, uyulmaması halinde %5 oranında kambiyo cezası kesiliyordu. Daha sonra, serbest piyasa ekonomisi çerçevesinde ihracatçı firmalar nezdinde Hazine Müsteşarlığından yurt dışında yatırım yapmak gibi bazı haklı talepler söz konusu oldu. Bunun üzerine 2008 tarihinden itibaren yapılan bir düzenlemeyle, ihracat bedellerinin yurda getirilmesi zorunluluğu kaldırılarak, tasarrufu serbest bırakılmıştı. Uzun yıllardır devam eden bu uygulama da, bazı sorunlara yol açmıştı.
Şöyleki;
a) İhracat bedelleri yurda hiç getirilmediği veya kısmen getirildiği halde, satışın tamamı ihracat sayıldı ve döviz gelirleri olarak birçok işlemde veri olarak kullanıldı.
b) Yurt içinde yatırım yerine yurt dışında yatırımlara ağırlık verildi.
c) İhracat bedelleri kısmen banka aracılığı ile getirildi, kısmen hiç getirilmedi veya yasal olmayan yollardan getirilerek alacak hesapları kapatıldı.
d) Getirilemeyen veya kapatılamayan ihracat bedelleri üzerinden uzun yıllar değerleme sonucu kur farklarından dolayı ciddi vergi yükleri yaşandı.
e) İhracat bedelleri bir şekliyle tahsil edilmiş olduğu, fiilen alacak kalmadığı halde, kambiyo mevzuatına göre kapatılmadığı için hesaplarda alacak kaydı fiktif olarak devam etti. Bu da, mali tabloların doğruluğunu tartışır hale getirdi.
Bize göre;
Eski uygulamanın yukarıdaki sakıncalarını uzatmak mümkün. Dolayısıyla, ihracat bedellerinin yurda getirilmesi veya kapatılmasındaki serbestlik doğru bir uygulama değildi. Ancak, şimdi getirilen geçici (6 aylık) düzenleme ise çok yeterli bir düzenleme olamayacak gibi görülüyor. Düzenleme, çok kısa olarak sadece, “ihracat bedellerinin %80’inin en geç 180 gün içerisinde yurda getirilmesi ve bankalara satılmasını zorunlu kılıyor. Oysa, konunun bazı istisnaları da dikkate alınarak daha geniş düzenlemeye ihtiyaç bulunuyordu. Yani, yeni düzenlemenin de eleştirilecek bazı noktaları bulunuyor.
Şöyleki;
a) Altı ay gibi bir süre ile sınırlı tutulması yerine, yaşanan finansal kriz tamamen ortadan kalkıncaya kadar, izlenecek vergi ve para politikaları paralelinde şimdilik kalıcı bir düzenleme olması gerekir.
b) İhracat bedelinin %80’inin altı ay içerisinde yurda getirilmesi doğru bir uygulama ancak bankalara satılması, yani TL ye çevrilmesinin zorunlu kılınması bazı sıkıntılara yol açabilir. Belli koşullarda dövizin TL ye çevrilmesi zorunluluğuna istisna getirilmeliydi. İhracatçı, bazı zorunlu hallerde iç piyasadaki tedarikçilerine döviz cinsinden borçlanmış olabilir veya dövizli kredisini kapatabilir. Bu durumda, önce gelen dövizini TL ye çevirecek, daha sonra dövizli borcunu ödemek için tekrar döviz satın alacak gibi bir yorum çıkarılabilir.
c) Bilindiği gibi önceki uygulamada konu ile ilgili kambiyo mevzuatına uyulmaması halinde % 5 ceza uygulanmaktaydı. Bu defa, 6 aylık süre ile sınırlı olmak üzere getirilen bu düzenlemeye uyulmaması halinde uygulanacak cezai müeyyidenin ne olduğu tebliğde açık bir şekilde yer almadığından bu husus da tartışmalıdır.
Sonuç olarak; yeni düzenleme, altı aylığına getirilen geçici bir uygulama olsa da ihracatçıların, uygulayıcıların herhangi bir sorunla karşılaşmamaları için, düzenlemeyi doğru okumalı ve takip etmeleri gerekiyor. Söz konusu tebliği müteakip beklenen TCMB’nin genelgesinin de önem taşıyacağı bilinmelidir.
ALOMALİYE | TALHA APAK(YMM)