Olası bir düzenlemede kazançlara enflasyon düzeltmesi uygulanması ve 6 ay 1 yıl gibi taşınan hisse kazançlarına muafiyet tanınması gibi maddeler eklenmesi halinde piyasada oluşan tepkiler azalabilir.
Hisse senedine yönelik vergi çalışmaları son dönemde gündemin üst sıralarını meşgul ediyor. İlk olarak hisse senedi değer artışlarına yönelik bir vergi çalışması olduğu habere gündeme gelmişti. Resmi ağızlardan böyle bir çalışma olmadığı, düşük bir oranda işlem vergisi üzerine çalışıldığı açıklamaları yapıldı. Ardından getiri-götürü hesabı sonrasında işlem vergisinden vazgeçildiği duyuruldu.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in geçen hafta başında bir televizyon programında yaptığı açıklamalar hisse senedine yeniden vergi tartışmalarını alevlendirdi. Şimşek, kamuoyu gündemine gelen vergi paketi hazırlıklarına ilişkin açıklamasında "Kripto varlıkları vergi kapsamına alacağız. Bu pakette değil ama bir sonraki pakette muhtemelen borsa kazançlarının da vergilendirilmesine çalışıyoruz. Mevduatı, fonları vergi kapsamına aldık. Tahvilden, bonodan kazanç elde edenleri vergi kapsamına aldık” dedi.
Yeni düzenleme Ekim sonrası
Bakan Şimşek’in bu açıklaması haftanın ilk yarısında borsada sert fiyat hareketlerine neden olsa da endeks haftayı yüzde 1.91’lik artışla kapattı. Borsa kazançlarına yönelik getirilmesi düşünülen vergi düzenlemesi bir sonraki vergi paketinde yer alacak.
Yeni düzenleme en azından 1 Ekim’e kadar gündemde olmayacak. Çünkü tatile girecek Meclis, ekim ayında yeniden göreve başlayacak. Borsa kazanç vergisinin içeriğinin netleşmesi, kamuoyunda tartışılmaya başlanması ve hayata geçirilmesi için önümüzde 3-4 aylık bir süre var. Bu alana bir vergi, geleceği de piyasalar tarafından kabul edilmiş durumda. Aslında borsa kazançlarından alınacak vergi yeni bir uygulama değil. Geçmiş yıllarda borsa kazançlarından vergi alınmıştı.
GİB’in önerisini piyasa beğenmedi
Gelir İdaresi Başkanlığı’nın hazırladığı ve kamuoyuna yansıyan çalışmasında hisse senetlerini taşıma sürelerine göre kademeli bir vergilendirme önerilmişti. Ardından Bakanlık bu çalışmanın kendilerinin onayından geçmemiş bir çalışma olduğunu açıkladı. Söz konusu çalışmadaki oranlar borsa çevreleri tarafından yüksek bulundu ve geçmiş yıllardaki oranların daha makul olduğu ifade edildi.
Özellikle 1 yıl dahi taşınan bir hisseden elde edilen kazançtan vergi alınmasının önerilmesi eleştirildi. Geçmişte hayata geçirilen son uygulamada hisse senedi alım-satım kazançlarında yabancı yatırımcılar için çifte vergilendirme olmaması için yüzde sıfır stopaj uygulanırken yerli yatırımcılardan yüzde 15 stopaj kesiliyordu. Anayasa Mahkemesi eşitlik ilkesine aykırı olduğu gerekçesiyle bu uygulamayı iptal etmişti. Ardından yerli yatırımcılardan alınan stopaj da sıfırlanmıştı.
Taşıma süresi ve enflasyon düzeltmesi
Gelebilecek olası borsa kazanç vergisinde kilit nokta enflasyonun göz önüne alınıp alınmayacağı. Çünkü yüksek enflasyonist ortamda elde edilecek kazançlardan bir enflasyon düzeltmesi yapılmadan vergi alınması, Türk Lirası varlıkların özendirilmeye çalışıldığı bir dönemde borsaya ilgiyi azaltabilir. 2005 yılındaki uygulamada borsa kazançları TÜFE endekslemesinden sonra belirlenen bir tutarın üzerinde kalan gelirlere stopaj uygulanıyordu. Hatta bu uygulama borsada işlem gören hisse senetlerinde 3 aydan daha kısa sürede elde edilen alım-satım kazançlarını kapsıyordu.
3 aydan daha uzun süre elde tutulan hisselerden elde edilen kazançlar stopaja tabi değildi. Türk Lirası yatırımlarda uzun vadeye özendirme stratejisi olası yeni bir vergi düzenlemesinin merkezinde olmalı ve TL varlıklara yatırım yapanları cezalandırmamalı. Özetlemek gerekirse, borsa kazançlarından alınacak vergi için öncelikle bir enflasyon düzeltmesi yapılmalı, Türkiye için uzun bir süre olarak nitelendirilebilecek 6 ay ya da 1yıl gibi bir süre ile elde tutulan hisse senetlerinden elde edilecek kazançlar vergiden muaf tutulmalı.
Dünya | Ufuk KORCAN