Birinci bölüm için tıklayınız - (Birinci bölümden devam)

“Ek Madde 6” ile“Esnaf Ahilik Sandığı”nı da içinde barındıran kanunun, bu defa denetlenmesi ile alakalı pozisyonunu ele alarak, tüm“gelir ve giderleri üçer aylık dönemler hâlinde 3568 sayılı Kanuna göre ruhsat almış, denetim yetkisine sahip meslek mensubu yeminli malî müşavirlere denetlettirilerek denetim raporlarının sonuçları ilân edilir.”

Cümlesine dikkat ederek, tekrar okursanız, ne demek istediğimi anlatmak için, konuyu genişleterek vermek zaruretimi anlamış olursunuz.

Peki, bu kelimenin neresine takıldık da, önemli addederek, medet Ya Rab diyeceğiz…?

O halde bakalım ayrıntısında gizli şeytanlık bunun neresinde…?

Denetim raporları her nasıl olmuşsa olmuş (!) 3568 Sayılı Kanuna göre ruhsat almış, denetim yetkisine sahip meslek mensubu (YMM) Yeminli Mali Müşavirlerce sonuçlandırılması veya mal edilmesi manidar değil midir?


3568 Sayılı, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu 2. maddesin de var olan "Denetim Yapmak" ibaresinin karşılık bulduğu, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ile Yeminli Mali Müşavirlerin Yapacakları Denetimlerle İlgili Çalışma Usul ve Esasları, Denetim Tanıtımı üst başlığı 48. Maddesin de; “Denetim ise; bu bilgilerin ilgili mevzuat ve Genel kabul görmüş muhasebe prensiplerine uygun olarak ekonomik olayların gerçek mahiyetinin kayıtlarda yer alıp almadığını tarafsız olarak kanıtları ile araştırarak sonuçlandıran ve onaylayan sistematik çalışmadır.” şeklinde yer almaktadır.

Binaenaleyh, bir denetim raporu yazılacak ise o halde hem yetki almış SMMM’ler ve hem de yetkiye haiz YMM‘ler bu konuya havi olarak, ilgili raporu düzenleyerek, gerekeni yapabilirler.

Bu durum da, Bağımsız Denetim denilince, rapor sahibi “denetçi” değil de, ne zaman YMM olmuştur?

Neden denetleyerek onlar rapor yazıyorlar? SMMM‘ler ne zaman yoktular…
Sorgulamak hak olduğu gibi, bilgilendirmek de paydaşın görevidir. İlk olmayan bu durum daha önceleri kobiler, sigortalar, sendikalarda ve dahi kooperatiflerde olmadı mı?

Serbest Muhasebeci Mali Müşavir (SMMM) Bağımsız Denetçi, yine bildik angaryaları üstlenen, üst hizmet insanlarına (!) memur olmuş, hayali maalesef sükûta uğramıştır.

Nasıl mı? Esnafın, Esnaf Ahilik Sandığı bir diğer adı İle Esnaf İşsizlik Sigortası, aylık ahilik sandığı ödeme işlemlerinin belgelerini kayıt altına alarak ve takibini de SMMM‘ler yaparak tabi…

Şimdi kanunun detaylandırmasına bile gerek kalmadan şu tespiti yapabiliriz… Burada geçen ibare, Bağımsız Denetim. Vergi denetimi değil. O halde tam tasdik görevi ifa eden bir meslek grubuna direk atıfta bulunarak, işin tevdi edilmesinin sebebi ne ola ki?

Bir denetim işi var ise, denetçi orada görevlendirme almalı değil mi? Bunun SMMM’si YMM’si olmaz. Esnaf Ahilik Sandığı, usulüne uygun yönetilip, yönetilmediği, SGK tarafından toplanarak, İŞKUR tarafından doğru kişilere yardımın verilip verilmediği, para ve diğer mevcutların yine doğru yönetilip, yönlendirilmesinin denetim raporuna bağlanması… İşlerinin direk olarak, “denetim yetkisine sahip meslek mensubu yeminli malî müşavirlere” verilmesinin kanun koyucunun ne kadar konudan uzak olduğunun da ispatıdır.

Bu adaletten uzak ve mesnetsiz, birden çok haksızlık hali ile yılma ve bıkkınlığa sebebiyet vererek, anlatma ve yazın olarak boşa ve beyhude çaba olarak yanımıza kalmaktadır.

Aklımıza tufan olan ise, hem bu Esnaf İşsizlik Sigortası ve hem de önceki bilinen kanunu arkadan dolanarak elde edilen haklar da YMM 'ler işaret edilmiş ise, tüm bu denetim işlerini yapacakları kanun dâhilinde ise,

Kamu Gözetimi Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu (KGK) neden kuruldu?

Neden Bağımsız Denetçilik Sınavı Hala Yapılıyor?


Yapılması belki YMM azınlığında olabilir, doğal ise, SMMM meslek mensubu sınava giremez dersiniz, gereken cıngılla oyun sahneye alınmış olur… Bu şekilde taraf olana, kin ve nefret duyguların da artmaya sebebiyet verilmektedir. Dahi meslek grupları arasındaki uçurum daha bir net ayrışarak,meslek milliyetçiliğin degettolaşmalar yaşanmasına doğru gidildiği yadsınamaz bir gerçektir.

660 sayılı Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunun Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile 13/01/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa dayanılarak çıkartılan Bağımsız Denetim Yönetmeliği kimlerin bağımsız denetim yapacağını çözüme kavuşturmuş bulunmaktadır. Denetim Meslek camiasına rağmen ısrarla denetim yetkisini 3568 sayılı yasaya dayanarak yetki almış bir meslek mensubu grubuna tevdi etmek, Kuruma, Ticaret Kanununa 660 sayılı Kanun hükmünde kararnameye karşı bir muhalefet girişimidir.

İlgili bölüm de geçen " 3568 sayılı Kanuna göre ruhsat almış denetim yetkisine sahip meslek mensubu Yeminli Mali Müşavirlere denetlettirilerek denetim raporu sonuçları ilan edilir. " Paragrafının değiştirilerek"Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumundan yetki almış, Bağımsız Denetçilere denetlettirilerek denetim raporları sonuçları ilan edilir. şeklinde değiştirilmesi için gereğinin yapılması önem arz etmektedir.

Durumun vahameti göz önüne alındığında, görsel ve işitsel tüm sahalar da kamuoyu oluşturarak, gereken her türlü çalışmaların aynı zamanda SMMM Odaları nezdinde de ele alınarak, açıklamalar yapılması ve meslektaşın ortaya koyduğu tepkiyi ilgili mercilere en saf ve güçlü bir şekilde iletmeleri, elbette ki meslek camiamızın geleceğine ışık tutacaktır.

Şahsen şimdiye kadar merak ettiğim bir konu var ki ( ! ) paylaşarak farkındalık yaratmak isterim.

Bu zamana kadar, yazar - çizer takımı yazılar yazmakta, her türlü kamuoyu oluşturmak adına, hayal üstüne hayatlar kurarak, hep boşa meslek ve meslektaşlarımıza bir şeyler vermeye çalıştık. Gerçekleşeceğine olan kanaatlerimiz devamlı olarak, kabul olunamayan dualar olarak bize
sukut-ı hayal olmuştur.

İsterseniz burada değerli meslektaşlarım bir kıssa anlatalım ve sonra hissemize düşeni suya yazmadan, konumuz konseptinde ciddiyetle ele alınmasına katkı sağlayalım.

O halde soru şu olmalı…
“Bizim Duamız Neden Kabul Olunmuyor?”

Hz. Musa zamanında müthiş bir kuraklık baş göstermişti. Musa peygamber ve ümmeti günlerce yağmur duasına çıktılar. Fakat duaları kabul olmuyor ve gökten yağmur inmiyordu.

Hz. Musa Tur’a çıkıp münacatta bulundu:

— Ya Rabbi! Halimiz, sana malûm. Bizim duamız neden kabul olunmuyor, dediğinde, Allah tarafından şu îlâhî hitap geldi:

— Ya Musa! İçinizde nemmam (Lâf taşıyıcı) var. Duanız o sebepten kabule şayan olmuyor.

Bu sefer Hz. Musa:

— Ya Rabbi bize bildir de, o nemmamı aramızdan çıkaralım ve Sana öyle yalvaralım. Bizim duamızı kabul buyur, diye niyaz ettiğinde, Cenab-ı Allah:

— Ya Musa o kulumu sana haber veremem. Duanızın kabul olunmasını istiyorsanız onu siz bulup aranızdan çıkarın, buyurdu.

Hazreti Musa, gelip kavmine durumu bildirdi ve hep beraber tövbe ettiler. Bunların içinde nemmam da bulunuyordu, o da hulusu kalp ile tövbe etmişti.

Günahlarının affını dileyenlerin tövbesini kabul eden Cenab-ı Allah kısa zamanda yağmur inzal etti.

Kabul olmayan dua yoktur… Yeter ki hulusu kalp ile tövbe edelim…

Saygılarımla...

Kaynaklar :

* 6824 Sayılı Kanun
* 3568 Sayılı Kanun
* 660 Sayılı KHK - Bağımsız Denetim Yönetmeliği
* SMM ve YMM Çalışma Usul ve Esasları