Uzmanlar, yapay zeka teknolojisinin, uzun vadede enflasyon karşıtı bir işlevi olabileceğini düşünüyor.

Finansgundem.com’un derlediği bilgilere göre, zorlu küresel ekonomik ortam, tüm dünyada enflasyonun yükselmesine ve hanehalklarının alım güçlerinin düşmesine neden oldu. Ancak uzmanlar, yapay zeka teknolojisinin, enflasyonu dizginleme noktasında kritik bir rolü olacağını öngörüyor.

Yeni enflasyon çağı

Fortune’dan Sowmyanarayan Sampath’ın haberine göre, ABD’de enflasyon geçen yılki zirve seviyelerinden yavaşladı ancak son rakamların gösterdiği gibi hala beklendiği kadar düşük değil. Fed, faiz oranlarını 11 kez artırarak ve son 23 yılın en yüksek seviyesinde tutarak üzerine düşeni yaptı. Peki bu yeterli olacak mı? Belki, ancak bazı ekonomistler, geniş kapsamlı küresel eğilimlerin yol açtığı yeni bir yüksek enflasyon çağında olduğumuzu söylüyor.

İster kalıcı ister geçici olsun maliyetler, iç üretime yönelik girişimler, Çin ile süregelen ticari gerilimler, yeşil enerjiye geçiş, daha sıkı iş gücü arzı, yüksek ücretler ve yaşlanan nüfusun sağlık harcamalarını artırması gibi birden fazla etken nedeniyle artıyor. İçinde bulunulan durum, toplumun artan maliyetlerle mücadele etmek için başka yollara ihtiyacı olduğunu gösteriyor.

Bu sorunun cevabının ise yapay zeka olabileceği düşünülüyor. Teknoloji daha önce de enflasyonu düşürücü bir güç olarak hizmet etmişti; mikroçip bunun mükemmel bir örneği olarak öne çıkıyor. Bugün ise yapay zeka, enflasyonist şokların yeni normal olduğu bir dünyada enflasyonu düşürücü bir denge ağırlığı olarak hizmet edebilir.

Geleceğe dönüş mü? Bu kez değil!

Son 25 yılın büyük bölümünde verimlilik artışları enflasyonu düşük tuttu. Sadece emek verimliliği değil, çıktı bazında da süreç böyle gelişti. Girdinin her doları çıktı açısından arttı ve bunun büyük bir kısmı offshoring yani düşük maliyetlerle ülke dışında üretim sayesinde oldu.

Çin, Vietnam, Hindistan ve ötesindeki yerlerde daha ucuz üretim kapasitesine güvenmek Batılı şirketler için önemli bir araçtı; ancak bu filmin aniden sona erdiği görülüyor. Gelecek 20 ila 30 yıl boyunca girdilerin çoğu enflasyonist olacak ve bunlara karşı koyacak tek gerçek silahın yapay zeka olduğu görülüyor.

Bazı açılardan çöküş çoktan başladı bile. 2012'den 2019'a kadar ortalama yıllık ABD üretkenlik oranı yüzde 1'in altındaydı; bu oran, net yatırımın GSYH yüzdesi olarak genel bir düşüş, üretim ve hizmetlerin yurt dışına taşınmasındaki yavaşlama ve artık otomasyondan elde edilen kazanımların çoğunun azalması nedeniyle aşağı çekildi.

İleriye dönük olarak şirketlerin üretkenliği artırmak için yapay zeka ve üretken yapay zekaya bakmaktan başka çok az seçeneği olacağa benziyor ve uzun vadede yapay zeka teknolojisinin muhtemelen mevcut tek veya en azından en iyi kaldıraç olacağı gözüküyor.

Üretken yapay zeka yaygınlaşmadan önce bile üretkenlik etkisine ilişkin tahminler iyimserdi. McKinsey, yapay zekanın yıllık olarak kurumsal kârlara 4,4 trilyon dolar ekleyebileceğini düşünüyor. Birleşik Krallık'ın GSYİH'sının 3 trilyon dolar olduğu düşünüldüğünde bu rakamın ne kadar büyük olduğu daha iyi anlaşılıyor. Nielsen ise, üretken yapay zekanın iş gücü verimliliğini yüzde 66 oranında artırabileceğini düşünüyor. Ancak kimse rakamları kesin olarak bilmiyor. Bu tahminlerin belirli endüstriler için performans farklılığı göstereceği de kesin.

Verimlilik kazanımlarının her endüstrinin ulaştığı dijitalleşme düzeyiyle ilişkili olması ise muhtemel. Ulaştırma, lojistik ve tarım gibi sektörlerin perakende, teknoloji, medya ve profesyonel hizmetler ile aynı yükselişi görmeyeceği düşünülüyor.

Yapay zeka on yılı

Öte yandan, birçok şirket yapay zekanın faydalarını görmeye başladı. İnsan muhakemesinin yerini almak için değil, insanların daha iyi, daha akıllı ve daha verimli çalışabilmesi için ağır bilişsel iş yüklerini ortadan kaldırmak için yapay zekaya güveniliyor. Bu, insanları döngünün içine çekmek ve veriye dayalı kararlarla test etme ve öğrenme yeteneğini hızlandırmakla ilgili bir husus olarak kabul ediliyor.

ABD’de endüstriler tedarik zincirinde ve lojistikte uçtan uca kesintisiz verimlilik sağlamaktan ağı otomasyon yoluyla daha etkili bir şekilde yönetmeye yardımcı olmaya kadar neredeyse on yıldır yapay zekayı kullanıyor.

Daha genel anlamda yapay zeka, görüntüleme tanılamalarındaki ilerlemeler ve yeni tedavilerin geliştirilmesiyle sağlık sektörünü yeniden şekillendiriyor. Gayrimenkulde yapay zeka, satışları desteklemek için mülk listeleme sorunlarının çözümüne dair süreleri kısaltıyor. Yatırım yaparken yapay zeka, gelişmiş analizler için yeni araştırma yolları açıyor. Bu verimliliklerin, bunları mümkün kılan ağlar ve daha gelişmiş bilgi işlemle birlikte Amerika'da gelecek 20 ila 30 yıllık üretkenlik kazanımlarını yönlendirmesi bekleniyor.

Uzun ve heyecan verici bir yol

Bugün yapay zekanın verimlilik avantajlarının birçoğu açıkça görülse de, hâlâ tam potansiyelini gerçekleştirmekten çok uzakta. Yapay zeka teknolojisiyle benimsenmesi arasındaki uçurumun oldukça büyük olduğu görülüyor. Halihazırda mevcut olan teknoloji, özellikle üretken yapay zeka konusunda inanılmaz derecede karmaşık.

Yapılması gereken çok iş olduğu görülüyor. Örneğin, yapay zekanın değerinin çoğu, bugün mevcut olmayan veya halen oluşturulmakta olan dikey modellerdeki özel veri kümelerinde bulunuyor. Bu, her gün milyarlarca bit veri alan büyük şirketler arasında yaygın bir sorun olarak öne çıkıyor.

Ama değişim giderek daha hızlı şekilde yaklaşıyor. Yapay zeka yolculuğuna şimdi başlayan veya halihazırda başlamış olan şirketlerin, gelecek 20 yıl boyunca düşük enflasyon ortamının anahtarı olacak üretkenlik kazanımlarını artırmak için iyi bir konuma sahip olmaları bekleniyor.

FinansGündem