Okurlarım bilir!… Gerekli şartlar oluştuğu halde enflasyon muhasebesi uygulamasının ertelenmesini eleştirenlerin başında ben de gelmekteyim. Gerek buradaki eski yazılarımda gerek diğer mecralarda yaptığım konuşmalarda enflasyon muhasebesinin uygulanması gerektiğini savunageldim.
Çünkü enflasyon muhasebesinin uygulanmaması işletmelerin önlerini görmelerini engellemekte, gerçek anlamda kar zarar hesabı yapamamaktadırlar… Bu sebeple, enflasyon muhasebesinin; enflasyonun bu denli yüksek seyrettiği böyle bir dönemde uygulanmayıp da ne zaman uygulanacağını sürekli sorduk…
Görüyoruz ki bu konuda, bizim yaptığımıza benzer asıl eleştiri yurt içinden çok yurt dışından yönetilmekte… Eleştirenlerin başında; ülkemizin de üyesi bulunduğu Uluslararası Muhasebeciler Federasyonu (IFAC) gelmekte ve işletmelerin finansal tablolarının tam anlamıyla gerçeği yansıtmadığını söyleyip durmaktadır. Aslına bakılırsa IFAC bu husustaki ağır eleştirilerinde haksız da sayılmaz.
Gelinen noktada, beklentinin 31.12.2023 tarihinde herhangi bir ertelemeye maruz kalmaksızın enflasyon muhasebesinin uygulanması olduğunu görüyoruz.
Bu hususta beklenen açıklamalar TÜRMOB’un 94. Başkanlar Kurulu toplantısında geldi… Öncelikle TÜRMOB Başkanı Emre Kartaloğlu tarafından; muhasebe meslek mensupları ve TÜRMOB tarafından gereken hazırlıkların yapıldığı, enflasyon muhasebesi uygulanmasına hazır oldukları beyan edildi. Ardından Hazine ve Maliye Bakan Yardımcımız İlhan Hatipoğlu; benzer bir açıklama ile Maliye Bakanlığı olarak gereken tüm hazırlıkları yaptıklarını, enflasyon muhasebesine geçmek için teknik anlamda bir sorun bulunmadığını beyan etti.
Yani teknik anlamda taraflar gereken hazırlıkları tamamladıklarını ve enflasyon muhasebesi konusunda hem fikir olduklarını karşılıklı olarak açıkladılar.
Buna göre bundan sonrası siyasi iktidarın takdiri ve tercihi!..
Siyasi iktidarın tercih yetkisini kullanırken; konuyu etraflıca değerlendirmesi, tüm tarafların bilgisine müracaat etmesi ve buna göre bir karar vermesi gerekir.
Bütün ekonomik sistemimizi etkileyecek olan bu konunun doğrudan 3 tarafı bulunmaktadır.
– Meslek Mensupları (SMMM – YMM ler),
– Hazine ve Maliye Bakanlığı,
– İşletmeler
Yukarıdaki açıklamalardan anladığımız; Meslek Mensupları (TURMOB aracılığı ile) ve Hazine ve Maliye Bakanlığı karşılıklı olarak uygulamaya hazır olduklarını kamuoyu ile paylaşmışlardır.
Ancak işletmeler bu konudaki tavırlarını henüz net olarak ortaya koymadılar. Oysa işletmelerin de bu konuda istekli olmaları gerekir. Çünkü işletme yönetimindeki karar vericiler işletmelerini yönetirken ihtiyaç duydukları doğru mali tablolara ulaşamamaktadırlar. Daha doğrusu ellerindeki mali tablolar enflasyon nedeni ile piyasa koşullarında doğru karar verebilmelerine olanak tanımamaktadır. Bu nedenle kararları her zaman isabetli olamamaktadır. Haklı olarak işletme sahiplerinin büyük bir çoğunluğu “bu dönem hareket çok ama bereketi bilmiyoruz“ diye yakınmaktadırlar.
Şimdi diyeceksiniz ki bu olumsuz etkileri ortadan kaldırmak için işletmelerin de enflasyon muhasebesi uygulamasını istemeleri gerekir. Evet haklısınız!..
Ancak işletmelerin enflasyon muhasebesi kararını etkileyecek en önemli etken vergi ödeme durumunda kalıp kalmayacaklarıdır. İşletmeler karar verirken doğal olarak ceplerinden çıkacak paraya bakacaklardır. Ülkemizde işletmelerin büyük bir kısmının -ki bu veriler Merkez Bankası’nın sektörel analizlerinde çok açık ve net olarak görülmektedir- öz kaynakları oldukça sınırlıdır. Ülkemizde işletmeler bankalardan kullanmış oldukları krediyi sermaye olarak görme eğilimindedirler. Bunun sonucu olarak işletmelerimizin büyük bir çoğunluğunun öz sermayesi düşük, borçluluk oranı yüksektir. Yani işletmelerimiz finansal ihtiyaçlarını öz sermaye ile karşılamak yerine borçlanarak, yabancı kaynak kullanarak karşılamaktadırlar.
Dolayısı ile sermaye yapıları zayıf olan ve ihtiyaçlarını borçla finanse eden işletmelerin enflasyon düzeltmesi nedeniyle daha yüksek vergi ödemeleri olasıdır.
Bilindiği gibi ülkemizde 2024 ve 2025 yıllarında da yüksek enflasyonla uğraşacağımız OVP de teyit edildi… Bu yıllarda enflasyon düzeltilmesi yapıldığında; öz kaynak yapısı zayıf, yabancı kaynak yapısı yüksek işletmelerin enflasyon düzeltmesi nedeni ile daha fazla vergi ödemesi büyük olasılık dahilindedir. Ödeyecekleri verginin ne kadar yüksek olacağını söylemek tabi ki mümkün değil… Çünkü işletmeye göre değişiklik gösteren; borçlanma oranı, borçlanma zamanı, varlıkların edinilme tarihi gibi çok sayıda parametre bu vergi tutarını etkileyecektir.
Bu durumda siyasi iktidarın tercihinin belirlenmesinde bu işletmelerin de büyük bir etkisinin olacağı görülmektedir.
Diğer yandan enflasyon muhasebesinin vergi gelirlerini azaltma ihtimali de siyasi kadroları düşündürmektedir elbette. Zira öz kaynağı yüksek, eski işletmeler vergi bakımından enflasyon muhasebesi ile avantajlı hale gelmektedirler. Siyasi idarenin yüksek bütçe açıklarının yaşandığı bu yıllarda bir de vergi gelirlerinin azalmasına tahammül etmek istememesi anlaşılabilir bir durumdur.
Kulağımıza gelen söylentilere göre kulislerde; bu ay içinde çıkacak torba kanun içinde enflasyon düzeltmesine ilişkin hükümlerin de yer alacağı, ancak sektör sınırlamaları ile uygulamaya sokulacağı…
İşin tekniğine göre; borçlu işletmelerin bir miktar fazla vergi ödemesine neden olsa bile enflasyon muhasebesinin uygulanması; işletmelerin mali tablolarının piyasa gerçekleri ile uyumu ve güvenirliğinin korunması bakımından zorunludur. Karar vericiler ancak enflasyondan arındırılmış mali tablolar üzerinden yorum yaparak doğru ve isabetli kararlar verebilirler.
Sanırım tüm bu endişeler ay sonuna kadar netleşmiş olacak, bekleyip göreceğiz. Dileriz her kesim için faydalı ve hayırlı sonuçlar çıkar…