Birkaç yıl önce 100. yılını kutlayan Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) en üst düzey karar organı olarak tanımlanan Uluslararası Çalışma Konferansı, 27 Mayıs - 11 Haziran tarihleri arasında İsviçre’nin Cenevre kentinde toplanmış durumda. Konferans kapsamında her yıl haziran ayında ILO üyesi 187 ülkenin üçlü heyetleri bir araya geliyor. Her ülkenin işçi, işveren ve devlet temsilcileri ile katıldığı Konferansın bu yıl 110’uncusu düzenleniyor.
Dünya Emek Parlamentosu
“Dünya Emek Parlamentosu” olarak da bilinen Uluslararası Çalışma Konferansı, işçi - işveren ve devletin yer aldığı, yani çalışma hayatının tüm aktörleri ile temsil edildiği, çalışma yaşamına özgü en büyük uluslararası toplantı.
Uluslararası Çalışma Konferansı, genel kurul ve teknik komitelerden oluşuyor. Konferansın ilk gününde, Arjantin Çalışma, İstihdam ve Sosyal Güvenlik Bakanı Claudio Moroni, Konferans Başkanı seçildi. Başkan Yardımcıları ise Katar’dan Ali Samikh Al-Marri (Hükümetler), Brezilya’dan Alexandre Furlan (İşverenler) ve Peru’dan Paola del Carmen Egusquiza Granda (İşçiler) oldu.
Karma formattaki konferansa delegeler şahsen Cenevre’de ve sanal ortamda katılacak. Komitelerin çalışmaları, 30 Mayıs’ta başladı. Genel kurullar ise 6-11 Haziran tarihlerinde yapılıyor. Üst düzeyli Çalışma Yaşamı Zirvesi ise “Çoklu Küresel Krizleri Çözümlemek: İnsan Odaklı Toparlanma ve Dayanıklılığı Desteklemek” temasıyla 10 Haziran’da toplanıyor.
Gündemde neler var?
110. Uluslararası Çalışma Konferansı’nda açılış konuşmasında ILO Genel Direktörü Guy Ryder, kalıcı barışın sosyal adalete dayandığını ve sosyal adaletin gerçekleştirilmesinin de barışa bağlı olduğunu söyledi. Bununla birlikte, Ryder’ın konuşmasında vurguladığı diğer hususlar; Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısının küresel gıda, enerji ve finans krizleri üreterek küresel ekonomiyi son derece olumsuz düzeyde etkilediği oldu.
En az gelişmiş ülkeler en yüksek risk altında
Toplantıda tartışılmak üzere hazırlanan “En Az Gelişmiş Ülkeler: Kriz, Yapısal Dönüşüm ve Çalışma Yaşamının Geleceği” başlıklı rapora göre, küresel düzeyde en riskli grup en az gelişmiş ülkeler. Özellikle küresel salgının 2020 yılında 255 milyon tam zamanlı işi yok ederek küresel ekonomiye indirdiği darbe dikkate alındığında, gelişmiş ekonomilerdeki güçlü toparlanmaya karşılık daha az gelişmiş ülkeler için salgının olumsuz etkileri hala sürüyor.
Bu bakımdan, temel endişe gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin büyüme ve işgücü piyasası yörüngeleri arasındaki büyük farklılık. Salgının işler ve gelirler üzerindeki ani etkisi, 2008 küresel ekonomik krizinin etkisinden dört kat daha fazla. Dahası, salgının işgücü piyasası üzerindeki olumsuz etkilerinin 2008 krizi ile karşılaştırıldığında daha uzun süreli olacağı öngörülüyor. Bu da mevcut şartlarda zaten eşitsizliğin hakim olduğu dünyanın daha da eşitsiz ve dolayısıyla daha tehlikeli bir hale gelmesi anlamını taşıyor.
3 milyon can kaybı
Toplantıda gündeme gelecek bir diğer konu iş kazaları ve meslek hastalıkları.
ILO Direktörü, açılış konuşmasında bu konuya da dikkat çekerek işe bağlı kaza ve hastalıklar nedeniyle her yıl üç milyon çalışanın yaşamını yitirdiğini vurguladı. Bu anlamda, ILO’ya göre çalışanları çalışmadan kaynaklanan hastalık ve yaralanmalara karşı koruma sorumluluğu “kesin” ve “açık” bir konu.
Gündemde yeni konu: Çıraklık
Bu yılki toplantıda, ele alınacak konulardan biri de “çıraklık” olacak. ILO tarafından çıraklık konusunda yeni bir uluslararası çalışma standardının oluşturulmasına yönelik olarak ön tartışma yapacak. Konferansta ayrıca “Adil Bir Küreselleşme için Sosyal Adalet Bildirgesi” takip mekanizmasının faaliyeti bağlamında insana yakışır iş, sosyal ve dayanışma ekonomisi ile istihdamın stratejik hedefi gibi konular da tartışmaya açılacak.
Milliyet | Cem KILIÇ