2023 yılı ve şartların sağlanması halinde takip eden dönemlerde yapılacak enflasyon düzeltmesine ilişkin açıklamalar içeren tebliğ taslağı ilk olarak 18 Ekim 2023 tarihinde duyuruldu. Kamuoyundan gelen görüşler doğrultusunda bu ilk metinde bazı değişiklikler yapılarak 24 Kasım 2023 tarihinde tekrar görüşe açıldı. Görüşlerin iletilebilmesi için 28 Kasım 2023 tarihine kadar süre verildi.
O günden bugüne geçen süre içerisinde söz konusu taslak metin resmi olarak yayımlanmadığı gibi bununla ilgili başka bir güncelleme de yapılmadı. O gün bugündür bekliyoruz. Samuel Beckett’in meşhur “Godot’yu Beklerken” eserindeki gibi sonu gelmeyen bir bekleyişe dönüştü bu bekleyiş.
Gerçekten de insan anlamakta zorlanıyor. 31.12.2023 tarihli mali tabloların enflasyon düzeltmesine tabi tutulmasını öngören Vergi Usul Kanununun (VUK) geçici 33 üncü maddesi bundan yaklaşık 2 yıl önce 29 Ocak 2022 tarihinde yürürlüğe girdi. Yapılacağı 2 yıl öncesinden belli olan bir uygulamaya ilişkin tebliğ aradan yaklaşık 2 yıl geçtiği halde ve 2023 sonuna bugün itibariyle 6 gün kalmasına rağmen hala yayımlanmış değil.
Tebliğin gecikmesi önemli sorunlar yaratıyor
Taslak tebliğde 2023 yılı düzeltmesine ait kayıtların 2023 yılı yasal defterlerine yapılacağı belirtiliyor. Dolayısıyla, 2023 yılı yasal kayıtları kapatılmadan enflasyon düzeltmesine ilişkin tüm sürecin tamamlanması şart.
Bunun için Aralık 2023 dönemi e-defter beratlarının son gönderilme tarihi olan Nisan 2024 dönemi sonuna kadar süre olduğu düşünülebilir ancak ülkemizde faaliyet gösteren yabancı ortaklı şirketlerin bir çoğu grup uygulamaları doğrultusunda Ocak ayının ilk 2 haftası içerisinde önceki yıla ait yasal kayıtlarını kapatıyorlar. Çünkü bir çoğunun kullandığı muhasebe/ERP sistemi yurt dışı departmanlar tarafından yönetiliyor.
Muhasebe/ERP sistemlerindeki değişiklikler nedeniyle kayıtlarını 2023 yılı kapanışı akabinde kısa süre içerisinde tamamlamak zorunda olanlar da var. 2023 yılı düzeltilmesi sonucu bulunan değerler 2024 yılı başlangıç değerleri olacağına göre, bir çok mükellef de bu düzeltilmiş değerleri bir an önce 2024 yılı yasal kayıtlarında görmek istiyor.
Haliyle bu kapanışlar öncesinde enflasyon düzeltmesinde kullanılacak tüm hesapların muhasebe programlarında tanımlanması ve hesap işleyişlerinin ona göre kurgulanması gerekiyor. Ama gelin görün ki, tebliğ henüz yayımlanmadığı için bu işlemler şu anda sonuçlandırılamıyor. Ortaya çıkan bu durumu yabancı ülkelerdeki muhataplara anlatması ise en zor olanı. Bunun nasıl mümkün olabildiğine anlam veremiyorlar. Bu açıdan ülke olarak iyi bir sınav vermiyoruz maalesef.
Enflasyon düzeltmesinde tartışmalar yeniden başladı
Tebliğin yayımlanması bu kadar gecikince mesleki kamuoyunda uygulamanın geleceğine ilişkin farklı görüşler yeniden dile getirilmeye başlandı. Kimisi burası Türkiye, son dakika her şey olur diyor; kimisi ise 2023 yılı için uygulamanın yapılacağını düşünse de 2024 ve devamında yapılacağına ihtimal vermiyor. Torba kanun görüşmelerinin çok da rastlanmayan bir şekilde TBMM Genel Kurulunda yarıda bırakılarak bütçe görüşmeleri sonrasına ertelenmiş olması da bu tartışmaları alevlendirmiş durumda.
Bu tartışmaları çok haksız bulmuyorum ama şahsen şu aşamada VUK kapsamında yapılacak enflasyon düzeltmesinin uygulama sürecinde bir değişiklik olacağını beklemiyorum. Bunun iki nedeni var.
Birincisi, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek geçtiğimiz hafta TBMM Genel Kurulunda Bakanlığının bütçe görüşmeleri sırasında bazı açıklamalarda bulundu:
“...Ve biz hiçbir şekilde finans sektörüne, bankalara karşı bir özel ayrımcılık yapmıyoruz. Tam aksine kurumlar vergisini bankalar için, finans sektörü için, yüzde 30’a biz çıkardık, yüzde 30’a temmuz ayında biz çıkardık. Bakın, şu anda gündeminizde bir yasa teklifi var? Ne yasa teklifi? Orada önemli bir madde var, enflasyon muhasebesiyle ilgili düzenleme. Biz bankaları dışarıda tutuyoruz ve böylece 70 milyar lira normalde vergi ödemeyecekken verecekler. Onun için en son söyleyeceğiniz şey, bizim büyük iş âlemini ve finans sektörünü kayırdığımız hususu olacaktır...”
“...Bakın, 2023 yılında kurumlar vergisinin tamamının yüzde 24'ü bankalardan tahsil edildi. Bütün kurumlar vergisinin yüzde 24'ü tek başına bankalardan tahsil edildi. Dolayısıyla Meclisimizin gündeminde olan kanun teklifine göre de bankalar bu sene enflasyon muhasebesinden yararlanmayacak ve ilave 70 milyar lira vergi verecekler...”
Halen TBMM’de Genel Kurul aşamasında olan torba kanunda, banka ve bazı finans kuruluşlarının 2024 ve 2025 yıllarında yapılacak enflasyon düzeltmesi nedeniyle ortaya çıkacak kar veya zararın vergisel açıdan dikkate alınmamasını öngören bir madde yer alıyor. Getirilmesi öngörülen değişiklikle, Cumhurbaşkanına bu uygulamayı 2026 yılı için de uzatma yetkisi veriliyor.
Sayın Bakanın bu açıklamaları da gösteriyor ki, hükümet hala getirmek istediği bu değişikliğin arkasında ve bu düzenlemeyi yasalaştıracak.
Diğer yandan, ben bu açıklamayı ve torba kanundaki bu maddeyi aslında hükümetin 2024 ve 2025 yıllarında (ve hatta 2026 yılında) enflasyon düzeltmesini uygulatacağının da teyidi niteliğinde görüyorum. Çünkü hükümetin bu yıllarda enflasyon düzeltmesini uygulatma niyeti olmasa böyle bir yasal değişikliğe hiç gerek duyulmayacaktı. Madem ki böyle bir değişiklik yapılıyor, o halde 2024 ve 2025 yıllarında kapsamdaki diğer mükellefler için enflasyon düzeltmesinin uygulanması düşünülüyordur.
İkinci nedenim ise, 16 Aralık 2023 tarihli Resmi Gazete’de Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerinde enflasyon düzeltmesi uygulamasına yönelik Muhasebat Genel Müdürlüğü Genel Tebliği (Seri No: 85) yayımlanmış olması.
Tebliğe göre, genel yönetim kapsamındaki kamu idareleri, aynı VUK’un mük. 298/A maddesinde olduğu gibi, içinde bulunulan hesap dönemi dahil son üç hesap döneminde fiyat endeksindeki artışın %100’den ve içinde bulunulan hesap döneminde %10’dan fazla olması halinde enflasyon düzeltmesi yapacaklar. Bu kamu idarelerinin 31/12/2023 tarihli mali tabloları da, yine VUK’un geçici 33 üncü maddesinde olduğu gibi, söz konusu şartlara bakılmaksızın enflasyon düzeltmesine tabi tutulacak.
Bu tebliğden de Maliye’nin sadece 2023 mali tabloları için değil, şartların sağlandığı takip eden dönemlerde de kamu idarelerinde enflasyon düzeltmesi uygulatma konusunda iradesi olduğunu anlıyorum.
Nitekim bugün yayımlanan Ekonomi gazetesinin bir haberinde (Maliye kararlı, iş dünyası düzeltme bekliyor - Ekonomim) de, Maliye’nin kamuoyundan gelen bazı itirazlara rağmen enflasyon düzeltmesinde ısrarcı olduğuna ve yeni bir erteleme düşünmediğine yönelik bir haber yer alıyor.
“Gazeteniz EKONOMİ’nin tüm detaylarıyla gündeme taşıdığı enflasyon muhasebesi uygulamasına yönelik son bir haftaya girilmesiyle birlikte, iş dünyasından erteleme talepleri artmaya başladı. EKONOMİ’nin edindiği bilgilere göre bir grup oda başkanı üyelerinden gelen tepkileri aktarmak üzere TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’na gittiler. Başkanların ekonomik yönden zor koşullardan geçilen bir dönemde, enflasyon muhasebesinin üzerinde olumsuz etki yapacağı işletmelerin daha da güç duruma düşeceklerini belirttiler. Bazı iş insanlarının ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a başvurarak enflasyon muhasebesinde yeni bir erteleme talep ettikleri öğrenildi. İş dünyasından geç de olsa yükselen bu seslere karşılık, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın düzenlemeyi uygulamada ısrarcı olduğu ve ertelemeye sıcak bakmadığı kaydediliyor.”
Yani benim gördüğüm Maliye enflasyon düzeltmesini sadece 2023 yılı ile sınırlı görmüyor ve takip eden dönemlerde de uygulanacak gibi hazırlıklarını yürütüyor. Tek eksik ilgili tebliğin henüz yayımlanmamış olması!
Tebliğ bir an önce yayımlanmalıdır!
Tebliğin yayımlanmasında bu kadar gecikilmesinin nedeni torba kanunda banka ve bazı finans şirketleri için öngörülen değişiklik olabilir mi? Acaba Maliye bu değişikliğe ilişkin açıklamaları da içerecek şekilde tebliği tek bir defada yayımlamayı düşündüğü için mi bekliyor? Öyleyse, Erdoğan Sağlam üstadın T24’teki dünkü yazısında belirttiği gibi bu nedenle bir geciktirme hata olur. Çünkü nersedeyse tüm mükellefler bir an önce tebliğin yayımlanmasını ve uygulama hazırlıklarını sonuçlandırabilmek için tüm sürecin netleşmesini bekliyor.
Eğer gecikmenin nedeni bu konudaki nihai siyasi kararın beklenmesi ise, bunun Maliye'yi ilgilendirmemesi gerekir. Zira Maliye işin teknik kısmının sorunsuz yürütülmesinden sorumludur, geçerli mevzuata göre uygulama hazırlıklarını sürdürmek zorundadır.
Umuyorum daha fazla gecikilmez ve tebliğ bir an önce yayımlanır. Yoksa gerçekten de mükellefler için zaten zor olan bu süreç tam bir kaosa dönüşecek.