Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch, Türkiye'nin kredi notunu bir basamak yükselterek "B"den "B+"ya çıkarırken, görünümü de "durağan"dan "pozitif"e revize etti.
Kredi notundaki yükselişe sebep olarak, makroekonomik ve dış kırılganlıkları azaltmada para politikası sıkılaştırmasının beklenenden daha fazla önden yüklenmesiyle Haziran 2023'ten bu yana uygulanan politikaların dayanıklılık ve etkinliğine olan güvenin artması gösterildi.
Daha olumlu dış finansman koşulları, yükselen rezervler ve daralan cari işlemler açığının enflasyon beklentilerinin hafiflemesine ve dış likidite risklerinin azalmasına yardımcı olduğuna işaret eden Fitch temel senaryonun, Mart ayındaki yerel seçimlerin sonucunun politika değişikliğine yol açmayacağı yönünde olduğunu belirtti. Fitch'in bir sonraki Türkiye değerlendirmesi 6 Eylül 2024 tarihinde olacak.
Gelen bu sürpriz denebilecek (piyasada genel beklenti seçimler sonrasında not artırımları geleceği yönündeydi) bu Not Artırımı, orta uzun vade için yeni bir hikayenin kapısını açıyor olsa da benim kısa vade endeks düşüncemi değiştirmediğini belirtmek isterim. 20 Şubattaki “Stratejiyi Güncelleme Zamanı” yazımdan beri endeks görüşüm aynı. 9400(+- 100) endeks için önemli bir bariyer ve ben bu aşamada yeni risk almak ve hisse pozisyonlarını artırmayı çok doğru bulmuyorum.
Hatta 9400 ve üzerinde (en noktası 9700 seviyeleri olabilir) kar almak ve hızlı gitmiş hisse ve sektörlerden geride kalmışlara bir rotasyon için değerlendirmek gerektiği fikrimi koruyorum. Mevcut enflasyon düzeyi ve trendi, kur üzerinde artan baskı daha sıkı bir parasal ve maliye politika setini kaçınılmaz kılıyor.
Bu yönde atılmaya başlayan adımların seçim sonrası daha güçlü hale gelmesini beklerken, yüksek faiz ve daralan likiditeyle geçici de olsa birkaç çeyrek büyümede sert bir yavaşlama, dolayısıyla riskli varlıklardan (hisse senetleri) bir süre geri durma eğilimi ortaya çıkarabilir. Fitch’den gelen not artırımı, atılan adımların normale ve normlara dönüşün bir yansıması olarak uzun vade için bir hikaye ortaya çıkarıyor.
Atılacak sıkılaşma yönündeki ek adımlar da bu uzun vadeli görünümü destekleyecek ve yılın ikinci yarısında yeni not artırım hikayeleriyle birlikte ekonomide yeni ve daha dengeli bir büyüme sürecinin de tohumlarını atıyor olacak. Ancak bir geçiş süreci yaşanacak ve bu süreçte ben endeksin yılın ilk iki ayındaki momentumu sürdürmesinin çok kolay olmadığını düşünüyorum.
Bu bağlamda, uzun vadede 12,500- 13,000 (kabaca 4 dolar) endeks beklentimi korumakla birlikte önümüzdeki 6-10 haftalık süreçte 8600-9700 bandında bir dinlenme, sindirme ve konsolidasyon yaşanmasının daha olası olduğunu düşünüyorum.
Bu dönemde yeni risk almak ve momentum trade etmek yerine, görece defansif, faiz ve büyüme duyarlılığı düşük, kendi hikayesini yaratabilen sektör ve şirketlerle band tradinge uygun bir stratejinin daha rasyonel olacağı kanısındayım. Ekonomi yönetimi tarafından yapılan açıklamalar takip edildiğinde de iç talebin dengeleneceği yönünde demeçlerin hemen her fırsatta tekrar edildiği görülüyor.
Sıkılaşma politikalarının iç talep üzerinde baskı yaratabileceği ve önümüzdeki çeyrekte şirket satışlarında ve kar rakamlarında negatif etkisinin hissedilebileceği bir sürece girmiş durumdayız. Mevcut süreçte finansman maliyetlerin yüksek olmasıyla finansmana ulaşmanın zor olduğu bir dönemdeyiz.
Bu kapsamda şirketlerin borçlanmak suretiyle yapacağı harcamalar risk barındırıyor. Şirketlerin yatırımlarında bu nedenle azalma görmemiz kaçınılmaz olacak. Ancak ekonomi yönetiminin özellikle ihracatçı şirketlere sağlayabileceği düşük maliyetli kredi ve yatırım teşvikleri de süreç içerisinde yakından takip edilecek.
Dünya | Volkan DÜKKANCIK