Bir yandan ekonomik daralma ve izlenen maliye politikası sonucunda ülke içinde satış zorluğu, diğer yandan vergi teşvikleri ihracata ilgiyi artırdı.

Ancak, Türkiye sadece ürün değil, sermaye de ihraç etti. 2023 yılında toplam 2.164 yatırım yoluyla yurt dışında 62,2 milyar dolarlık yatırım yapıldı. 2021 yılında bu, 2.043 yatırım üzerinden 51,8 milyar dolardı. Bu yatırımların önemli bir kısmı Türkiye merkezli bir şirket tarafından yurt dışında şirket kurmak (/iştirak) şeklinde gerçekleşti. Türkiye merkezli bazı holdinglerde yurt dışı cironun payı %50’nin üzerinde.

Türkiye merkezli bir firma bakımından “ihracat” mı yoksa “yurt dışı iştirak” mi kararının alınmasında rol oynayan farklı etkenler var. Ancak, kuşkusuz ilk bakılan faktörlerden birisi maliyet, ki burada vergiler önemli bir kalem. Acaba, Türkiye merkezli olup yurt dışında iş yapmak isteyen firmalar bakımından doğrudan Türkiye’den ihracat mı yoksa yurt dışı iştirak üzerinden satış mı vergisel açıdan daha avantajlı?

Hukuki rejim farklılığı

Öncelikle, ihracat çerçevesinde uygulanacak vergi düzenlemeleri ile iştirak nedeniyle uygulanacak vergi düzenlemelerinin kapsamındaki farklılığı bilmek gerekir. İhracat yapan bir firma, kural olarak sadece ulusal vergi mevzuatıyla karşı karşıyadır. Gümrük mevzuatı dahil.

Buna karşılık yurt dışı iştiraki olan firma, öncelikle iştirakin bulunduğu devletle Türkiye arasında çifte vergilendirmeyi önleme anlaşması varsa bunu, ayrıca iştirakin bulunduğu devletin vergi mevzuatı ve Türk Vergi Mevzuatı hükümlerini dikkate almak zorundadır. Dolayısıyla, tabi olunan kurallar oldukça kapsamlıdır.

İhracatta vergisel avantajlar

1 İndirimli kurumlar vergisi (KV): İhracatçı şirketlere tanınan vergi avantalarının başında, indirimli KV gelir. İhracat yapan kurumların sadece ihracattan elde ettikleri kazançlara KV 5 puan indirimli uygulanır. Dolayısıyla, halen normal KV oranı %25 olduğu için, ihracat kazançları için oran %20’dir. İndirimli oran, aracılı ihracat sözleşmesine dayanarak imalatçı veya tedarikçi kurumların, dış ticaret sermaye şirketleri veya sektörel dış ticaret şirketleri üzerinden gerçekleştirdikleri ihracat faaliyetlerinden elde ettikleri kazançları için de geçerlidir.

2 Kurumlar vergisinde gider indirimi: Bazı hizmetlerin ihracı çerçevesinde elde edilen kazancın %80’inin matrah hesabında gider yazılması mümkündür. Bunun anlamı, söz konusu kazancın sadece %20’si üzerinden KV ödenecek olmasıdır. Bu hizmetler, mimarlık, mühendislik, tasarım, yazılım, tıbbi raporlama, muhasebe kaydı tutma, çağrı merkezi, veri saklama hizmetleri ve ilgili bakanlığın izni ve denetimine tabi olarak verilen eğitim ve sağlık hizmetleridir. Gider indirimi için, yurt dışında yerleşik/mukim kişinin, bu alanlarda faaliyette bulunan Türkiye’deki şirketin Türkiye’de verdiği hizmetten münhasıran yurt dışında yararlanması şarttır. 

3 Katma değer vergisi (KDV) istisnası: Uluslararası bir kural olarak, ihracat çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetler KDV’den istisnadır. Çünkü, KDV tüketimin yapıldığı devlet tarafından alınır (varış yeri ilkesi). İhraç edilmek şartıyla ihracatçılara teslim edilen mallar da KDV istisnası kapsamındadır (tecil ve akabinde terkin mekanizması yoluyla).

4 Katma değer vergisi indirim ve iadesi: İhracat istisnasına tabi işlemle ilgili fatura ve benzeri vesikada gösterilen (/işlemin bünyesine giren) KDV, ihracatçının vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanacak KDV’den indirilebilmektedir. Vergiye tabi işlem yoksa ya da hesaplanan vergi indirilecek vergiden azsa, indirilemeyen KDV işlemi yapana iade edilecektir.

5 Özel tüketim vergisi (ÖTV) istisnası: İhracat, ÖTV’den de istisna edilmiştir. Keza, ÖTV konusu malların ihracat teslimleri de ÖTV’den istisnadır (tecil ve akabinde terkin mekanizması yoluyla).

6 Damga vergisi (DV) (ve harç) istisnası: İhracat karşılığı yapılacak ödemeler, ihracattan doğan alacağın ihracatçı tarafından temliki, ihracat bağlantıları için düzenlenecek anlaşmalar, transit ticarete konu malın satın alınması ve satılması, tedarik edildikleri şekliyle ihraç edilmek üzere mal alımı işlemleri için düzenlenen kağıtlar başta olmak üzere Damga Vergisi Kanunu’nda belirtilen kağıtlar DV’den (bu ihracatla ilgili bu işlemler ile Harçlar Kanunu’nda belirtilen diğerleri ise harçtan) istisnadır.

Ayrıca, ürünlerin yurt dışında tanıtım ve pazarlamasını sağlamak amacıyla, miktarı ticari teamüllere uygun örnek ürünler, tanıtım malzemeleri veya promosyon amaçlı ürünlerin bedelsiz ihracatına ilişkin düzenlenen kâğıtlar ile yurt dışındaki fuarlara katılım amacıyla düzenlenen kağıtlar da DV (ve söz konusu işlemler ise Harçlar Kanunu’nda belirtilen harçların) dışındadır. Nihayet, bazı döviz kazandırıcı faaliyetlere ilişkin işlemler nedeniyle düzenlenen kağıtlar da DV’den (işlemler ise harçtan) istisna edilmiştir. İstisna tutarı, belgenin geçerlilik süresi içerisinde belgede yer alan tutarla sınırlıdır.

İhracatta dezavantaj: İhracat bedelinin Türkiye’ye getirilip bankaya satış zorunluluğu

Yukarıda sayılan teşviklerin yanında, ihracatçılar bakımından büyük yakınma konusu bir durum söz konusudur: ihracat bedelinin, fiili ihraç tarihinden itibaren en geç 180 gün içinde Türkiye’ye getirilmesi gerekmektedir. Ayrıca, ihracat bedeli kabul belgesi (İBKB) veya döviz alım belgesine (DAB) bağlanan ihracat bedelinin az %30’unun ÖBKB veya DAB’ı düzenleyen bankaya satılması (/TL’ye çevrilmesi) zorunludur. Bu durum, faaliyetini yürütmek için döviz ihtiyacı olan firmanın daha sonra da TL’den dövize dönmesi nedeniyle kur zararlarına neden olmaktadır.

Zararı azaltmak üzere, yurt dışı kaynaklı dövizin Merkez Bankası’na satılması halinde, firmanın 1 ay boyunca dö- viz alımı yapmamayı taahhüt etmesi şartıyla, taahhüt sahibi firmaya dönüşüm kuru üzerinden TL’ye çevrilen tutarın %2’si kadar döviz dönüşüm desteği ödemesi düzenlenmiştir. Ödeme Merkez Bankası tarafından yapılmaktadır. Ancak, toplam kur farkının %2’nin üstünde olması halinde, zararın karşılanmamış olacağı açıktır.

Kaynak: Dünya | Avukat Prof. Dr. Funda BAŞARAN YAVAŞLAR