Yapılan düzenlemeyle eylül döneminden itibaren Ba ve Bs bildirimlerinin verilme mecburiyeti kaldırıldı.

Daha önce kayıtdışı faaliyetlerin kavranması anlamında idarenin veri ambarı sistemine veri toplamak amacıyla Ba formları verilmesi şeklinde başlatılan uygulama, 2005 yılında Ba-Bs şekline dönüştürülmüştü. Uygulama, 2008 yılından itibaren aylık hale getirilmişti. Zaman içerisinde gelişen teknolojik imkanlar, özellikle e-fatura, e-arşiv uygulamaları zaten büyük ölçüde bu işlemlerin entegratör kuruluşlar aracılığıyla bu bilgiler idarenin veri ambarı sistemine ulaştırılabiliyor. İdare zaten kademe kademe bildirimlere dahil edilmemesi gereken işlemleri kapsam dışına çıkarıyordu. En son Şubat 2024 tarihinde özellikle ithalat işlemleri başta olmak üzere birçok işlem kapsamdan çıkarılmıştı. Yapılan bu düzenlemeyle artık bu bildirimlerin yapılması tamamen kaldırılmış oldu. Bu uygulamanın kaldırılmasıyla özellikle meslek mensupları açısından ciddi bir angarya haline gelmeye başlayan bir uygulama da sonlandırılmış oldu.

Bu köşede zaman zaman ifade ettiğimiz üzere kamu idareleri, dönemin gerekçelerine göre makul olan, ancak zaman içerisinde anlamını yitiren uygulamaları sonlandırmakta tereddüt etmemeli.
 

SOSYAL İÇERİK ÜRETİCİLİĞİ KAZANÇ İSTİSNASI

İdare tarafından 26 Eylül tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan bir genel tebliğ ile esasen 7491 Sayılı Kanun’un 7. maddesi Gelir Vergisi Kanunu’nun 20/B maddesinde yapılan değişikliklere ilişkin açıklama yapılıyor. Açıklama her ne kadar biraz gecikmiş de olsa zaten kanun maddesinde durum netti. Özetle sosyal içerik üreticiliği, internet ve benzeri elektronik ortamlar üzerinden sunulan hizmetler ile mobil cihazlar için uygulama geliştiricisi gelir vergisi mükelleflerine elde ettikleri kazanç gelir vergisi tarifesinin dördüncü gelir dilimine kadar gelir vergisinden istisna edilip bankalara bu hesaplara gelen hasılatlar üzerinden yüzde 15 stopaj yapılması suretiyle vergilendirilme yolu seçilmiştir. Bu yıl için istisnaya tekabül eden tutar 3 milyon TL’dir. Dolayısıyla normal tarifeye göre vergilenme yerine hasılat üzerinden yüzde 15 stopaj nihai vergilenme haline getirilmiş ve yükümlülük bankalara verilmek suretiyle de bu mükelleflerin mükellefiyet tesis ettirme ve beyanname verme gibi külfete girmeleri engellenmiş oluyor. Bunun için talep edilen bu kişilerin bütün hasılatlarını tek bir hesapta toplamalarıdır. Tebliğ ile uygulamaya ilişkin detaylar örnekler verilmek suretiyle açıklanıyor.
 

YN ÖKC KULLANIMI MECBURİYETİNE İLİŞKİN LİMİTLER YENİLENDİ

İdare tarafından 25 Eylül tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan bir başka genel tebliğ ile de yeni nesil ödeme kaydedici cihaz (YN ÖKC) kullanımından muaf tutulmaya ilişkin limitler güncellendi. Buna göre; hesap dönemi sonu itibarıyla satış veya gayrisafi iş hasılatının 110 milyon TL’yi, bilanço aktif toplamının 110 milyon TL’yi, bilanço öz sermaye veya öz kaynak toplamının 11 milyon TL’yi aşması koşullarından en az ikisini sağlayan ve 50’den fazla YN ÖKC’ye sahip olan, perakende mal satışları ve hizmet ifaları dahil tüm satışlarında elektronik ortamda e-fatura ve/veya e-arşiv fatura düzenlemek üzere GİB’e yazılı olarak müracaat eden ve talepleri uygun görülen mükelleflerin taleplerinin uygun görüldüğünün bildirildiği tarihi takip eden ayın başından itibaren, perakende mal satışları ile hizmet ifalarının belgelendirilmesinde YN ÖKC kullanma mecburiyeti sona ereceği düzenlenmiştir.

İstanbul Ticaret Gazetesi | Osman ARIOĞLU