Başka bir deyişle, işverence, işçinin yıllık ücretli izninin yılı içerisinde kul­landırması esastır. Örneğin 1 Ocak 2023 tarihinde işe başlayan işçi, 1 Ocak 2024 tarihinde yıllık ücretli izne hak kazanır. Bu durumda işveren işçinin hak kazandığı yıllık ücretli iznini 2024 yılı sonuna kadar kullandırmakla yükümlüdür.

4857 sayılı İş Kanununa göre, yıllık ücretli izinlerin bir bölümünün on günden az kullandırılamayacağı yönündeki düzenleme yıllık izin kullanma süresinin asgari sınırını belirlemiştir (İşK m.56/3). En az yıllık izin kullanma süresinin on gün olması yasal çalışma koşulları arasındadır. Kural olarak on günden kısa süreli izinler, yıllık izin yerine “işverence verilen diğer izinler” olarak değerlendirilmelidir. Bu nedenle, yılda işçiye on günden az izin süresi tanınması haklı fesih nedeni sayılır. Ancak Yargıtay’ın son yıllarda verdiği kararlarında, on günden kısa süreli yıllık izin talebinin işçiden gelmesi ha­linde, bu izinlerin yıllık izinden düşülmesini kabul etmektedir[1].

4857 sayılı Kanun m.53’e göre de “İşyerinde işe başladığı günden iti­baren, deneme süresi de içinde olmak üzere, en az bir yıl çalışmış olan işçilere yıllık ücretli izin verilir”. 4857 sayılı Kanun’un 56/5 maddesine göre; ”yıllık ücretli izin günlerinin hesabında izin süresine rastlayan Ulusal Bayram, Hafta tatili ve Genel tatil günleri izin süresinden sayılmaz”. Ayrıca, işveren tarafından yıl içinde verilmiş bulunan diğer ücretli ve ücretsiz izinler veya dinlenme ve hastalık izinleri yıllık izne mahsup edilemez (m.56/4)”. İşveren tarafından iş sözleşmesinin feshedilmesi halinde İş Kanunu’nun 17 nci maddede belirtilen bildirim süresiyle, 27 nci madde gereğince işçiye verilmesi zorunlu yeni iş arama izinleri yıllık ücretli izin sü­releri ile iç içe giremez (m.59/2).

Yıllık izin kullanırken işçinin hastalık raporu alması ha­linde; bu durumu işverene bildirmeli, raporla çakışan yıllık ücretli izin gün sayısı ile rapor süresi yıllık izin süresi içinde kalmışsa; rapordan sonraki kalan izin gün sayısı kadar kullanılmayan yıllık izin işverence işçiye verilmelidir. Veya işçi; yıllık izin içinde kalan rapor süresinden sonra daha kullanılacak yıllık izin günü kalmışsa o günleri de kullanıp işbaşı yapar, daha sonra sadece raporlu günlerle çakışan gün sayısı kadar işverenden yıllık ücretli izin talep edebilir.

Yıllık izinde iken hastalık raporu alan işçi; yıllık ücretli izinle çakışan raporlu gün sayısı kadar yıllık ücretli iznini uzatamaz. Çünkü, işyerinde işin yürütümü; izin süresine göre planlanmış olacağından, işyerinde aksaklıklar meydana gelebilir. Şayet; rapor süresi yıllık izin süresini aşacak şekilde de­vam ediyorsa; doğal olarak bu durum işverene bildirilir, rapor süresi biti­minde işbaşı yapılır, bu durumda da rapor süresi ile çakışan yıllık izin günleri daha sonra işverenden talep edilerek, kullanılmayan süre kadar yıllık izin kul­lanılır.

Diğer taraftan, hastalık sebebiyle uzun süre rapor kullanmak zo­runda kalan işçinin yıllık izin hakkı konusunda da; Uğranılan kaza veya hastalık sebebiyle işçinin uzun süre işe gidememesi halinde, o tarihteki hizmet süresine göre hesaplanacak bildi­rim süresine altı hafta daha eklenir ve eğer raporlu olunan süre bu şekilde hesaplanacak süreden daha fazla ise, fazla olan kısım yıllık ücretli iznin he­saplanmasında değerlendirmeye alınmaz.

Sonuç olarak, Yıllık izinde iken hastalık raporu alan işçi; yıllık ücretli izinle çakışan raporlu gün sayısı kadar yıllık ücretli iznini uzatamaz. Çünkü, işyerinde işin yürütümü; izin süresine göre planlanmış olacağından, işyerinde aksaklıklar meydana gelebilir. Şayet; rapor süresi yıllık izin süresini aşacak şekilde de­vam ediyorsa; doğal olarak bu durum işverene bildirilir, rapor süresi biti­minde işbaşı yapılır, bu durumda da rapor süresi ile çakışan yıllık izin günleri daha sonra işverenden talep edilerek, kullanılmayan süre kadar yıllık izin kul­lanılır.

[1] ÇİL, Şahin İş Hukuku Yargıtay İlke Kararları, 1348.

Yazar Lütfi İNCİROĞLU