Uluslararası ticaret yapan firmaların iş ilişkisi içinde olduğu firmalara zaman zaman fatura (invoice) haricinde uluslararası ticarette önceden öngörülmeyecek şekilde ortaya çıkan fiyat farklılıklarını dengelemek için “Debit Note” (borç notu) veya “Credit Note (alacak notu) adı altında belgeler düzenlediklerini görmekteyiz.
Bu notlar (veya dekontlar), genellikle firmalar tarafından fiyat farklılıkları için düzeltme aracı olarak kullanıldığı gibi, satıcı tarafından alıcıya ticari, lojistik, teknik destek, komisyon ve indirim gibi nedenlerle de gönderilmektedir. Ayrıca; yılsonlarında grup şirketleri arasında transfer fiyatlarının düzeltilmesi, güncellenmesi veya benzeri nedenlerle düzenlenebilmektedir.
Konu hakkında detaya girmeden önce; vergi mevzuatımıza göre gider ya da maliyet yazılacak bir olgunun kesinlikle fatura ya da benzeri vesikaya dayanması gerektiği, aynı konunun yurt dışı ilişkiler içinde geçerli olduğunu, mümkün olduğu ölçüde fatura ile belgelenmesi gerektiğini hatırlatmakta fayda olduğu kanaatimdeyim.
Mali idare tarafından verilen özelgelerde, yurt dışındaki firmanın mukimi olduğu ülkenin mevzuatına göre söz konusu ticari işlemler için fatura düzenlenmesinin mümkün olmaması halinde Debit Note/ Credit Note’ ların yasal belge olarak kabul edilebileceği açıklandığını görmekteyiz.
Alıcı Fiyat Farkı-Borcu Azaltan Belge (Credit Note) Uygulaması ve Belge Düzeni:
Credit Note; ithalat işleminde genellikle fiyatlarda indirim uygulamasını sağlayan bir belgedir. Diğer bir ifadeyle; işlem ithalatçının borcunu azaltan bir işlemdir. İthalatçı firmaların mal ve hizmetin ithalatını yaptıktan sonra ortaya çıkan (mal veya hizmetlerin) istenilen kalite ve standartlara uygun olmaması nedeniyle yapılan fiyat indirimleri/ıskonto/fiyat farkları gibi sebeplerle alacak tutarının azaltması için “Credit Note” belgesi düzenlenir.
Uygulamada yurt dışındaki firmadan alınan mal veya hizmetler ile ilgili olarak satıcı ve alıcı arasındaki anlaşmaya istinaden belli dönemlerde veya bir ciro aşımı sonucunda ciro primi, satış primi gibi nedenlerden dolayı düzenlendiği görünmektedir.
“Credit note” belgesinde, satıcı ve alıcı, tarih ve sayı, ilgili sözleşmenin ve faturanın tarih ve sayıları, eşyaya ilişkin bilgiler ve indirimin hangi gerekçelerle yapıldığı açıkça yazılmış olması gerekmektedir.
“Credit note” belgesi; ithalatçı açısından borcunun azalması sebebiyle gelir unsuru olacağından (gelir) beyan edilmesi gerekmektedir. Bu sebeple de ithalatçının Türkiye’de olduğu varsayımıyla; Türkiye’deki ithalatçı tarafından yurt dışındaki firma adına fatura düzenlenmesi gerekmektedir. Konuyu bir özelgeyle açıklayacak olursak;
Kocaeli Vergi Dairesi Başkanlığı Gelir Kanunları Grup Müdürlüğü’nün 97726449-130[5260044566]-E.134979 sayılı 23.11.2018 tarihli özelgesine göre;
“Buna göre, yurt dışındaki satıcı tarafından satılan mal miktarına veya fiyat farkına istinaden firmanız adına fiyat indiriminde bulunması durumunda alınan mal veya hizmetin fiyatı azalacak, dolayısıyla şirketinizin yurt dışındaki satıcıya olan borcu da azalarak geliri artmış olacaktır. Bu durumda şirketiniz tarafından yurt dışındaki firma adına fatura düzenlemesi gerekmektedir. Ayrıca, yurt dışındaki müşterinin Credit Note düzenlemesi mümkün olmakla beraber kayıtların vergi mevzuatına göre tevsiki açısından faturanın düzenlenmesi zorunluluğu ortadan kalkmamaktadır.
Öte yandan, tüm tevsik edici belge ve yazışmaların muhafazasının ve gerektiğinde ibraz edilmesinin şart olduğu tabiidir.” Dikkat :(Kısaca) yurtiçindeki şirket tarafından fatura düzenlenmemesi idare tarafından %10 özel usulsüzlük cezasına tabi tutulabilir.
Öte yandan, “Credit Note” belgesi bir sonraki sevkiyatlarda indirim belgesi olarak kullanılamamakta ve “Credit Note” tutarı yurt dışına transfer edilmediği için KKDF kesintisi yapılması zorunluluğu ortaya çıkabileceği de unutulmamalıdır.
Satıcı Fiyat Farkı-Borcu Artıran Belge (Debit Note) Uygulaması ve Belge Düzeni:
Debit Note; Credit Note ‘un aksine satıcının alıcıdan alacaklı olduğunu göstermek amacıyla satıcı tarafından düzenlenen bir belgedir. Alıcının ithal etmiş olduğu eşyaya ilişkin olarak ödemesi gereken ek bir maliyet varsa ihracatçı tarafından düzenlenir. İthalatçı firma için ilave bir yük getirmektedir. Çünkü ithalatçının yurtdışına olan borcunu arttırmaktadır. Yine yurt dışındaki firmanın kendi ülkesinin mevzuatı gereğince fatura düzenlemesi mümkün değilse, bu firmanın düzenleyeceği “Debit Note”un kanıtlayıcı belge olarak kullanılması mümkündür.
Konuyu Türk vergi sistemi içerisinde ele aldığımızda; Debit Note 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 229 ve müteakip maddelerinde sayılan belgeler arasında yer almadığından ihracat yapanların Debit Note belgesi düzenlemesi mümkün görünmemektedir. Bunun yerine fark faturasının düzenlenmesi ya da mevcut faturanın iptal edilip fark kısmı da içeren yeni bir faturanın tanzim edilmesi daha uygun görünmektedir.
DEBİT NOTE’ UN KDV MATRAHINA ETKİSİ NEDİR?
Gümrük Yönetmeliğinin 53. maddesinin 5. fıkrasında “ithal eşyasının gümrük kıymetine veya katma değer vergisi matrahına girmesi gereken, ancak gümrük beyannamesinin tescili anında beyan sahibi tarafından mevcudiyetinin bilinmesi mümkün olmayan kıymet veya matrah unsurları için, en geç söz konusu kıymet veya matrah unsurunun öğrenildiği ayı takip eden ayın yirmi altıncı günü akşamına kadar beyanda bulunulur.” hükmü yer almaktadır.
Gümrükler Genel Müdürlüğü’nce yayımlanan 2011/48 sayılı Genelge’ de ithal eşyasının gümrük kıymeti unsurlarında herhangi bir değişiklik meydana gelmesi halinde durumu gümrük idaresi tespit etmeden önce bu değişikliğe ilişkin eksik KDV’nin vergi dairesine 2 No.lu KDV beyannamesi ile ödenebileceği belirtilmiştir.
Vergi dairesine ödenen KDV tutarı ile gümrükte hesaplanan KDV tutarı arasında farklılık olmaması kaydıyla Gümrük İdaresi tarafından ek bir işlem tesis edilmeyecektir. Buna göre, Debit Note üzerinden hesaplanacak KDV tutarı ilgili gümrük müdürlüğüne ödenebileceği gibi 2 No.lu KDV beyannamesi ile vergi idaresine de ödenebilmektedir.
“Yurt dışındaki kişi veya firmalardan belge alan mükelleflerin, bu belgeleri defter kayıtlarında gider olarak göstermeleri sırasında belgelerde yazılı bedelleri, belgelerin düzenlendiği günde Merkez Bankasınca belirlenen döviz alış kuru üzerinden Türk Lirasına çevirerek kayıtlarında gösterecekleri, ancak inceleme sırasında inceleme elemanınca lüzum görülmesi halinde, mükelleflerin bu belgelerini tercüme ettirmek zorundadırlar.”
Faydalı olması ümidiyle…
Özkan Çinar
Smmm/SPK Denetçisi
Yönetim Danışmanı/Eğitmen