Kestirmeden gideceğim, lafı sağa sola bükmeden direkt söyleyeceğim.
Hani şu meslek odalarında delegelik var ya…
Ondan bahsedeceğim. Yazımı kısa tutacağım.
Bende meslek örgütünde delegelik yaptım. Bende birileri tarafından isteyerek ya da istenmeyerek delege seçildim.
Bu yazımı uzun süredir yazmak istiyordum.
Hatta meslek duayenlerinden bir Üstadıma bu konuda söz verdim.
Şimdi bu yazım bazılarının ilgisini çekmeyebilir. Bazılarını da rahatsız edebilir. Umurumda da değil.
Delege nedir?
Tepede oturanları, yani başımızda yönetici diye seçtiklerimizi o makamdan inmesin diye, tekrar tekrar seçilmelerine ölünceye kadar başımızda kalmalarına hizmet edenlere delege denir..!
Al gülüm ver gülüm durumudur.
Bazı delegeler daha önemlidir. Onları güvence altına almak gerekir. Bunun para ile olması gerekmez. Çok cazip ve umut beklenti de olabilir.
Daha kötüsü, delege herkese açık olmasına karşın kapalı bir yapının teslimiyetine bırakılmıştır. Delegenin görevi, onu oraya getirenin verdiği ödevleri yerine getirmektir.
“Ben seni buraya bunun için seçtim. Delege yaptım.” mantığıdır.
Hatta meslek odaları seçim yapılmadan bir önce toplantıya davet edilir. Toplu olarak hangi grubu destekleyeceğine dair bilgilendirme yapılır. Farklı düşünen olursa bir daha ki döneme delege yapılmaz. Delegeliğinin birinin isteğini yerine getirmekse ödevini ve görevini bilmek zorundasın.
Kadrolu delegelerin yanında ilk kez delege seçilenlerde vardır. Hayatında ilk kez delege seçilenler neyin ne olduğunu anlamadan gösterilen ilginin şaşkınlığı ile görevini yerine getirmiş olur.
Peki…
Kazanan kim olur meslek mi? Bana sormayın…
Diğer konulara girmiyorum. Âlemin canı sıkılır.
13.06.2018
Kaynak: www.bdTurkey.com