Uygulamada sıkça karşılaşılan konulardan birisi de, şirketlerin Maden Kanununa göre ödemeleri gereken Devlet hakkı payını, maden üretiminin gerçekleştirildiği hesap döneminin mi yoksa bu tutarın hesaplandığı ve ödendiği hesap döneminin mi kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak dikkate alınacağına ilişkindir. Örneğin, 2014 yılına ilişkin olarak 2015 yılı Haziran ayının sonuna kadar tahakkuk ettirilerek ödenen Devlet Hakkı payı, 2014 hesap döneminin mi, yoksa ödemenin yapıldığı 2015 hesap döneminin mi kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak dikkate alınacak?
Bilindiği üzere, 3213 sayılı Maden Kanununa göre maden ruhsat sahibi işletmelerin yaptıkları üretim miktarları üzerinden, devlet hakkı payı ödemeleri gerekmektedir. Devlet Hakkı payı, anılan Kanunun 3. maddesinde, "maden istihracı ile sağlanacak gelirden devlet payına düşen kısım" olarak tanımlanmıştır. Bu tanımda geçen "istihrac" kelimesi; meydana ve harice çıkarma, yer altından ve tabiattan bir kısım değerler çıkarma, maden cevheri çıkarma anlamına gelmektedir. Devlet Hakkının hesabı ve beyanı ile ilgili hususlar ise aynı Kanunun 14. maddesinde düzenlenmiştir.
1) Devlet Hakkı Oranı
3213 sayılı Maden Kanununun 14. maddesinde Devlet hakkının;
a) I. Grup (a) bendi madenlerin valilik veya il özel idaresince belirlenen ve ilan edilen boyutlandırılmış ve/veya yıkanmış piyasa satış fiyatı üzerinden % 4 oranında,
b) I. Grup (b) bendi madenlerden % 4 oranında,
c) II. Grup (a) ve (c) bendi madenlerden % 4 (Kaba inşaat, baraj, gölet, liman gibi yapılarda kullanılan tüvenan hammadde dışında bu maddedeki Devlet hakkı boyutlandırılmış fiyat üzerinden alınır.) oranında,
ç) II. Grup (b) bendi madenlerde doğal taşın özelliklerine ve bulunduğu bölgeye göre ocakta oluşan piyasa satış fiyatı üzerinden % 4 oranında,
d) III. Grup kaynak tuzlarından % 1 oranında, bu grubun diğer madenlerinden % 5 oranında,
e) IV. Grup madenlerden; altın, gümüş, platin, bakır, kurşun, çinko, krom, alüminyum ve uranyum oksit madenlerinden ekli (3) sayılı tabloda belirtilen oranlarda, uranyum oksit dışındaki radyoaktif mineraller ve diğer radyoaktif maddelerden %8 oranında, diğerlerinden ise %2 oranında,
f) V. Grup madenlerden % 4 oranında,
alınacağı hükme bağlanmıştır.
2) Devlet Hakkının Beyanı ve Ödenmesi
Madenlerde Devlet hakkı payının beyanı ve ödenmesi konusunda birisi Maden Kanunu ve diğeri Uygulama Yönetmeliği olmak üzere aşağıdaki iki düzenleme bulunmaktadır:
- 3213 Sayılı Maden Kanunu’nun 14. maddesinde Devlet hakkı ve özel idare payının, her yıl Haziran ayının son günü mesai bitimine kadar ruhsat sahibi tarafından yatırılacağı hükme bağlanmış,
- Maden Kanunu Uygulama Yönetmeliğinin 75. maddesinde ise, ruhsat sahiplerinin her yıl Nisan ayı sonuna kadar bir önceki yıl gerçekleştirdikleri işletme faaliyetleri ile ilgili olarak her işletme izni için ayrı ayrı satış bilgi formu doldurarak Maden İşleri Genel Müdürlüğü'ne vermek zorunda oldukları belirtilmiştir.
Bu hükümlere göre, maden ruhsat sahiplerinin öncelikle içinde bulundukları yılın Nisan ayı sonuna kadar bir önceki yıl gerçekleştirdikleri satışlarla ilgili satış bilgi formunu doldurarak Maden İşleri Genel Müdürlüğüne vermeleri, form üzerinden hesapladıkları devlet hakkı payını da Haziran ayının son gününe kadar ödemeleri gerekmektedir. Buradan da anlaşılacağı üzere, bir önceki yılda gerçekleştirilen satışlarla ilgili verilmesi gereken bilgi formu ve bu formda belirtilen tutarlar üzerinden devlet hakkı payının hesaplanması ve ödenmesi işlemleri, bir sonraki yıl içinde yapılmaktadır.
3) Devlet Hakkı Payı Ne Zaman Gider Yazılabilir?
a) Şirketler Tarafından Yapılan Uygulama
Şirketler tarafından gerçekleştirilen muhasebe uygulamasında; üretilen maden miktarı üzerinden alınan devlet hakkı bedelleri, Maden Kanunu ve Yönetmelik hükümlerindeki beyan süreleri beklenmeden dönemsellik kavramı ve tahakkuk ilkesi gereği cari yılın üçer aylık dönemlerinde hesaplanarak, üretim maliyetlerine aktarılmaktadır.
b) Maliye Bakanlığı'nın Görüşü ve Uygulaması
Maliye Bakanlığı, Maden Kanununun 14. maddesi uyarınca ödenen devlet hakkı payının; ticari kazanç ile ilgili olması ve kanuni zorunluluk kapsamında ödenmesi nedeniyle, fiilen ödendiği yılın vergi matrahının tespitinde gider olarak indirilebileceğini, bu payın Maden Kanununda belirtilen beyan verilmeden ve ödeme süreleri beklenilmeden cari yıl içerisinde üçer aylık geçici vergi dönemleri itibariyle hesaplanarak üretim maliyetlerine intikal ettirilemeyeceği görüşündedir. Bu konuda verilen bazı özelgelerin özetleri aşağıdadır:
"Ticari kazancın tespitinde iki temel ilke geçerlidir. Bunlar "dönemsellik" ve "tahakkuk esası" ilkeleridir. Tahakkuk esası ilkesinde, gelir veya giderin miktar veya mahiyet itibariyle kesinleşmiş olması, yani geliri veya gideri doğuran işlemin tekemmül etmesinin yanı sıra, miktarının ve işlemden kaynaklanan alacağın veya borcun ödeme şartlarının da belirlenmiş olması gereklidir. Bu esas dikkate alındığında, bir gelir veya gider unsurunun özel bir düzenleme bulunmadığı sürece, mahiyet ve tutar itibariyle kesinleştiği dönem kazancının tespitinde dikkate alınması gerekmektedir. Buna göre, faaliyetlerinizin devamı açısından 3213 sayılı Maden Kanunu uyarınca ödenmesi gereken "Devlet Hakkı" payının, fiilen ödendiği yılın vergi matrahının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmaktadır." (MB. GİB. Uşak Defterdarlığı'nın 19.2.2013 tarih ve 52796708-193/03-1 sayılı Özelgesi)
"Maden Kanununun 14 üncü maddesi uyarınca ödenen devlet hakkının; ticari kazancınız ile ilgili olması ve kanuni zorunluluk kapsamında ödenmesi nedeniyle, fiilen ödendiği yılın vergi matrahının tespitinde gider olarak indirilmesi mümkündür." (MB. GİB. İstanbul VDB.nin 20/02/2013 tarih ve 62030549-125[6-2012/380]-230 sayılı özelgesi).
c) Değerlendirme ve Yapılması Gereken Uygulama
Yukarıda yapılan açıklamalardan da fark edileceği üzere, devlet hakkı payının muhasebeleştirilmesi ve giderleştirilmesi konusunda şirketler tarafından gerçekleştirilen uygulama, Maliye Bakanlığı tarafından kabul edilmediği gibi, tam aksi yönde de görüşler verilmektedir.
Kişisel görüşümüzde, dönem üretim maliyetlerine zamanında yansıtılabilmesi bakımından Devlet hakkı payının Maden Kanunu ve Yönetmelikte belirtilen esaslar çerçevesinde cari yıl içerisinde üçer aylık geçici vergi dönemleri itibariyle hesaplanarak ödenme şartı aranılmaksızın üretim maliyetlerine aktarılması gerektiği yönünde olmakla birlikte, ileride herhangi bir yaptırımla karşılaşılmaması bakımından Maliye Bakanlığı'nın görüşü çerçevesinde hareket edilmesi uygun olacaktır.
Bu konuda yapılacak bir diğer uygulama ise, Maliye Bakanlığı'nın görüşü çerçevesinde hareket edilmesi ancak buna ilişkin geçici vergi/kurumlar vergisi beyannamesinin ihtirazi kayıtla verilerek dava açılması ve dava sonucuna göre hareket edilmesidir.
Saygılarımla.
Tarih : 11.05.2015