Dolarizasyonu engellemek için icat edilen “Kur Korumalı Mevduat hesapları” ülkemizi büyük bir ekonomik yıkıma götürüyor. İktidar, döviz hesaplarını TL'ye çevirenlerden Kurumlar Vergisi almayarak “vergi harcaması” yolu ile sisteme girişleri teşvik etmeye devam ediyor.
“7407 Bankacılık Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 655 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” yayınlandı. Bu kanun ile özellikle Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından yapılacak şirket satışları gibi düzenlemeler yanında, tüzel kişilerin 31 Mart 2022 tarihli bilançolarındaki yabancı paraları TL'ye dönüştürmelerinden elde ettikleri kazançlara istisna uygulanmasına ilişkin Kurumlar Vergisi Kanunu'nun Geçici 14'üncü maddesinde değişiklik yapıldı.
ÖNCE TEBLİĞ SONRA KANUN
Merkez Bankası'nın 08.04.2022 tarihli ve 31803 sayılı Resmî Gazete'de yayınlanan 2022/16 sayılı tebliği ile yurt içi yerleşik tüzel kişilerin 31.12.2021 ile 31.03.2022 tarihleri arasındaki herhangi bir tarihte bankalarda mevcut olan ABD Doları, Euro ve İngiliz Sterlini cinsinden döviz tevdiat hesabı ve döviz cinsinden katılım fonu hesabı bakiyelerini kur korumalı mevduat kapsamına alabilmelerine olanak yaratılmıştı. KVK'nın geçici 14'üncü maddesi, kurumların 31.12.2021 tarihli bilançolarında yer alan yabancı paralara ilişkin istisnaları düzenlemiş ve 31.12.2021 ile 31.03.2022 dönemi hesaplardan elde edilen kazançlara istisna uygulanması mümkün değildi.
7407 sayılı Kanun'un 12'nci maddesi ile Kurumlar Vergisi Kanunu'nun geçici 14'üncü maddesinde yapılan düzenleme ile;
– 31.12.2021 tarihli bilançolarda yer almasa dahi 31.03.2022 tarihli bilançolarında yer alan yabancı paraların 2022 yılı sonuna kadar Türk Lirası'na dönüştürülmesi durumunda, bu kapsamda açılacak mevduata tahakkuk ettirilecek faiz ve kâr payları ile diğer kazançlar istisna kapsamına alınmıştır. Bu düzenlemede kur farkları istisna kapsamına alınmamıştır. Kanunu çıkartanlar, kur farkı geliri yaratacak kur yükselişinin olmayacağını düşünmüşler ama bugün itibarıyla ciddi kur farkı gelirleri oluştuğunu ve oluşacağını söyleyebiliriz.
– Kanun ile Cumhurbaşkanı'na 30.06.2022 tarihli veya 30.09.2022 tarihli bilançolarda bulunan yabancı paraların Türk Lirası'na dönüşümünde de istisnanın uygulanabilmesi hususunda yetki verildi. Bu demek oluyor ki, yıl sonuna kadar hem vazgeçilen vergi tutarı hem de kur yükselişi nedeniyle ortaya çıkan rakamlar devasa boyutlara ulaşacak.
– Eklenen diğer fıkrayla da Türk Lirası'na dönüşen bu hesapların 2022 yıl sonuna kadar geçerli olmak üzere, vade sonunda Merkez Bankası'nın düzenlemelerine uygun olarak yenilenmesi durumunda, istisna yenilenen hesaplara da uygulanacak.
KAZANANLAR VE KAYBEDENLER
Kur Korumalı Mevduat hesabında getiri yükü, banka ve Hazine arasında paylaşılıyor. Banka, hesaba uyguladığı %17 faizi mevduat sahibine kendi kaynaklarından öderken, ortaya çıkacak kur farkını da Hazine bütçeden ödüyor.
Kur Korumalı Mevduat hesapları nedeniyle ortaya çıkan kur farkları için bütçeden mart ve nisan ayında toplam 16.2 milyar TL ödeme yapıldı. Merkez Bankası'nın yaptığı bu ödemeler ve şirketlere Kur Korumalı Mevduat hesapları kapsamında tanınan vergi istisnaları ile birlikte bu mevduatların kamuya olan yükü şimdiden 40 milyar TL'ye yaklaştı.
Kurların, bu hesapların açılmaya başladığı seviyelere tekrar geldiği, yükselişin de devam edeceğini düşündüğümüzde; Kur Korumalı Mevduat hesapları, riski hesaplanamayan ve bütçede olağanüstü açık ortaya çıkaracak bir soruna dönüştü.
Her şeyden önce 24 Aralık 2021'de köşemde okumuş olduğunuz “Kur garantisi vergilerden ödenemez” başlıklı yazımda da ifade ettiğim gibi, kur garantisi Anayasa'nın 73. maddesi ve Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanunu çerçevesinde vergi gelirlerinden ödenemez. İleride yapılacak bir Sayıştay denetiminde, bu ödemelerin yapılmasına olur verenlere ödenen tutar kadar “zimmet” çıkartılacaktır.
Kur Korumalı Mevduat hesaplarının birinci kazananı bankalar oldu. Öyle ki, bankalar 1 yılda yaptıkları kârları ilk 4 ayda yaptılar. O kadar çok kazandılar ki, Kurumlar Vergisi oranının bu yıl %23'ten %25'e çıkarılmasına ve önümüzdeki yıldan itibaren de sürekli olarak %25 olarak uygulanmasına seslerini dahi çıkarmadılar.
Maliye, ilk kaybeden oldu. Vergileri kamu giderleri için harcaması gerekirken, bankalarda Kur Korumalı Mevduat hesabı açtırmış olan kişi ve kurumların kur zararlarını ödemek için kullandı.
İkinci kaybeden ise vergi ödeyenler oldu. Ödedikleri vergiler, bankalarda 1 milyon TL'nin üzerinde hesabı olan 350.000 kişiye kur garantisi olarak ödendi.
Dolarizasyonu azaltmak için ortaya atılan Kur Korumalı Mevduat hesapları, Türk Lirası mevduatı da dövize endeksleyerek, döviz mevduatını azaltmak yerine artırarak Türkiye'yi %72'lik bir dolarizasyon oranına taşıdı.
Kur Korumalı Mevduat hesabı uygulaması; ortaya koyduğu hiçbir amaca ulaşamadığı gibi hem bütçenin yükünü artırmış hem de fakirden alıp zengine vererek gelir dağılımını daha da bozmuştur. Riskleri ve ortaya çıkartacağı maliyet hesaplanamayan bu uygulamadan vazgeçmek yerine ısrarla vergi istisnaları yoluyla 2022 yılında da devam edilmeye çalışılmasının izahı, sadece çaresizliğin göstergesi olsa gerek.