Konutların net alan hesabına son nokta koyuldu!
Çok enteresan bir ülkede yaşıyoruz, her kurum kendi mevzuatını oluşturuyor, ancak kimsenin birbirinden haberi yok. Bazen aynı konuda öyle düzenlemeler yapılıyor ki, birbirine taban tabana zıt. Peki, bundan kim zararlı çıkıyor? Hemen cevap verelim; İlgili sektör ve vatandaş. Söz konusu düzenlemeler arasındaki aykırılığın giderilmesi ise, kesilen onca cezaya ve şikayete rağmen yıllarca sürebiliyor.
Farklı ve Zıt Düzenlemelerin En Güzel Örneği İnşaat Sektöründe Yaşandı
Bunun en bariz örneğini, konutların net alan hesabında gördük ve yaşadık. Konutlarda net alan hesabı neden önemli? Çünkü, net alanı 150 m2’nin altındaki konutlarda KDV oranı % 1, net alanı 150 m2 ve üzeri konutlarda KDV oranı ise % 18. Ayrıca, % 1 KDV’ye tabi konut teslimlerinde düşük KDV oranının yanı sıra, üste KDV iadesi de var. Konut inşaatı ile uğraşan herkes de, düşük KDV oranından yararlanmak ve üstüne de KDV iadesi almak amacıyla, inşa ettikleri konutların net m2 alanını 150’nin altında tutmaya çalışıyorlar. Zaten olayın püf noktası da burada başlıyor.
Konutların net alanının hesabı konusunda iki farklı düzenleme bulunuyordu: Birisi, Maliye’nin KDV Genel Uygulama Tebliği’nde yer alan net alan düzenlemesi, diğeri ise Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından çıkarılan Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği’ndeki net alan düzenlemesi. Her iki düzenleme arasındaki en bariz fark, Maliye’nin Tebliğine göre konutların net alanına dahil edilen bir çok alanın, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından çıkarılan Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğine göre konutların net alan hesabına dahil edilmemesi. Örneğin, balkon, teras kat, otopark, kat ve çatı bahçesi, kömürlük, depo vb. yerler Maliye’nin Tebliğine göre konutların net alan hesabına dahil edilirken, aynı alanlar Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğine göre konutların net alan hesabına dahil edilmiyor. Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinde yer alan hesaplama yöntemi, KDV Tebliği’ndeki hesaplama şekline göre net alanı 150 m2’nin üzerinde olan birçok konutun net alanının 150 m2’nin altında kalması sonucunu doğuruyor, konutlara uygulanacak KDV oranını da % 18’den % 1 veya 8’e indiriyor.
İnşaat Sektörünün Çatı Kurumlarından KONUTDER, Maliye’nin Düzenlemesine Karşı İptal Davası Açtı
Maliye, Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğindeki düzenlemeyi dikkate almadan, KDV Genel Uygulama Tebliği’nde konutların net alanının hesabı konusunda ayrı düzenleme yaptı. Bu düzenleme, sektörde ciddi sıkıntılara neden oldu.
Her iki düzenleme arasındaki bariz farklılıklar ve Maliye’nin düzenlemesinin Sektörde yarattığı sıkıntıyı dikkate alan sektörün 3 çatı kurumundan birisi olan KONUTDER, Danıştay’da KDV Genel Uygulama Tebliği’nin;
- Konutların net alanının nasıl hesaplanacağına ilişkin “2.1.3. Net Alan” başlıklı bölümü ile,
- “3.1.3 İade Hesabına Dahil Edilebilecek Yüklenilen Katma Değer Vergisi” bölümünün “3.1.3.1 Genel Olarak” alt başlığında yer alan “Örnek 2” deki “Bir arada bulunan bulunan konutların ortak kullanımına ait olan sosyal ve kültürel ihtiyaçları karşılamak üzere düzenlenmiş çocuk parkı, bahçe düzenlemesi, havuz, pergole, kamelya, çim ekimi, spor alanı, alışveriş merkezi gibi alanlara ilişkin konutun yapımı için zorunlu olmayan harcamalar nedeniyle yüklenilen KDV iade hesabına dahil edilmeyecektir.” şeklindeki düzenlemenin iptali istemiyle 16 Temmuz 2014 tarihinde yürütmeyi durdurma talepli iptal davası açtı.
Davanın Kronolojik Sıralaması
1- Danıştay 4. Dairesi 10/12/2014 tarihli ve E. 2014/4835 sayılı Kararı ile, söz konusu Tebliğin ilgili bölümlerinin yürütmesinin durdurulmasına karar verdi. Karar’da yürütmenin durdurulma gerekçesi özetle,
“KDV oranlarının belirlendiği Kararnamede, karar kapsamındaki mal ve hizmetleri tanımlamaya Maliye Bakanlığı yetkili kılınmış ise de, davalı idarenin düzenleme yetkisinin yasada ve kararnamenin uygulanması ve açık yetki verilmesi durumunda usule ilişkin hususları belirlemeyle sınırlı olmalı, KDV oranı Bakanlar Kurulu Kararı ile % 1’e indirilen mal ve hizmetlerin tanım ve kapsamı, genel hukuk kuralları içinde ve genel kabul gören uygulamalarda belirlendiği şekilde ele alınmalıdır. Net alanı 150 m2’ye kadar olan konutun tanımlanmasında, bu konuda teknik düzeyde düzenleme ve tanımlama yetkisi ve yeterliliği bulunan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yayımlanan Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği’nin dikkate alınması gerekir. Bu hususta teknik bilgi ve uzmanlığı olmadığı görülen Maliye Bakanlığı’na KDV oranlarının belirlendiği Kararnameyle her ne kadar tanımlama yetkisi verilmişse de, bu yetki sınırsız olmayıp uzman kuruluşlardan görüş alınması veya bu konuda teknik düzeyde düzenleme ve tanımlama yetkisi bulunan kurumların düzenlemelerinden yararlanılması “İdarelerin takdir yetkilerine giren işlemleri tesis ederken mutlak ve sınırsız hareket edemeyeceklerine ilişkin idare hukuku ilkesi"nin bir gereği olup, bu ilkeye aykırı düşen dava konusu düzenlemede hukuki uyarlık görülmemiştir.” şeklinde ifade edildi.
2- Hazine ve Maliye Bakanlığı, bu kararın iptali amacıyla konuyu Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu’na taşıdı.
3- Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu 23/05/2015 tarihli ve YD İtiraz No:2015/5 sayılı Kararı ile, Maliye’nin konutların net alan hesabı ile ilgili bölüme ilişkin olarak verilen yürütmeyi durdurma kararına karşı yaptığı itirazı reddetti, “Örnek 2”nin iptaline ilişkin yürütmeyi durdurma kararına yaptığı itirazı ise kabul etti.
4- Bu karar üzerine Danıştay 4. Dairesi, 02/03/2017 tarihli ve E.2014/4835, K.2017/2170 sayılı kararı ile, konu hakkında esastan karar verdi ve KDV Genel Uygulama Tebliği’nin her iki bölümünün de iptaline karar verdi.
5- Hazine ve Maliye Bakanlığı bu kez de, bu son kararın iptali için olayı yine Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu’na götürdü.
6- Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu konu hakkında verdiği 07/02/2018 tarihli ve E.2017/681, K.2018/50 sayılı Kararı ile,
a) Konutların net alan hesabının Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğine göre yapılması gerektiği görüşüyle Hazine Maliye Bakanlığı’nın KDV Genel Uygulama Tebliği’nin “2.1.3 Net Alan” başlıklı bölümünün iptaline ilişkin karara karşı yaptığı temyiz talebini reddetti.
b) Vergi indiriminin, barınma ihtiyacının karşılanması amacının gerçekleştirilmesine yönelik olduğu, yapı ve tesislerde kullanıcıların, çalışanların veya müşterilerin sosyal ve kültürel ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik olan çocuk parkı, bahçe düzenlemesi, havuz, pergole, kamelya, çim ekimi, spor alanı, alışveriş merkezi gibi mekanların yapımına ilişkin harcamaların konut yapımıyla doğrudan ilgili olmadığının açık olduğu, sosyal ihtiyaçların karşılanması amacıyla bu alanların yapılmasının zorunlu olmasına dayanılarak bu kapsamda yapılan harcamaların konutun inşasına yönelik olduğu sonucuna varılmasının yasal bir dayanağı bulunmadığı gerekçesiyle, Danıştay 4. Dairesi’nin temyize konu kararının Tebliğin “Örnek 2” bölümünün iptaline ilişkin kısmını bozdu.
Danıştay 4. Dairesi, VDDK’nın Kararına Uydu ve Nihai Kararını Verdi
Danıştay 4. Dairesi konu hakkında son olarak verdiği 30.05.2019 tarihli ve E.2018/5023, K.2019/4297 sayılı Kararında, Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu’nun bozma kararına uyarak, daha önce verdiği 02/03/2017 tarihli ve E.2014/4835, K.2017/2170 sayılı kararının
- Konutların net alan hesabına ilişkin kısmını, daha önce kesinleşmesi nedeniyle bu kararda değerlendirmeye almamış,
- Konutların ortak kullanımına ait olan sosyal ve kültürel ihtiyaçları karşılamak üzere düzenlenmiş çocuk parkı, bahçe düzenlemesi, havuz, pergole, kamelya, çim ekimi, spor alanı, alışveriş merkezi gibi alanlara ilişkin yapılan harcamalar nedeniyle yüklenilen KDV’lerin iadesinin yapılmayacağına ilişkin olarak Tebliğin “Örnek 2” bölümünde yer alan düzenlemede ise hukuka aykırılık bulunmadığını belirterek, buna ilişkin kısmını reddetmiştir.
Danıştay 4. Dairesi’nin İlk Kararında Israr Etme İmkanı Varmıydı?
Danıştay 4. Dairesi’nin, VDDK’nın kararına uymaktan başka çaresi yoktu, ilk kararında ısrar etmesi söz konusu değildi. Çünkü, 2577 sayılı Danıştay Kanununun 49. Maddesine göre, Danıştay Dava Dairelerinin ilk derece mahkemesi olarak verdikleri kararların VDDK tarafından temyizen bozulması halinde, ilk kararlarında ısrar etmeleri mümkün bulunmuyor. Yani, Danıştay dava dairelerinin ilk derece mahkemesi olarak verdikleri kararların temyizen bozulması halinde, ısrar olanağı tanınmamıştır.
Sonuç Olarak;
1) Danıştay 4. Dairesi’nin 30.05.2019 tarihli ve E.2018/5023, K.2019/4297 sayılı Kararı sonrasında, konutların 150 m2’lik net alan hesabının Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği’ne göre yapılması konusu artık kesinleşti, konu tamamen çözüme kavuşturuldu. Bu karar ile, inşaat sektörünün önemli sorunlardan birisi kat’i çözüme kavuşturuldu.
Danıştay'ın bu kararına göre, KDV uygulamaları bakımından konutların net alan hesabı artık KDV Genel Uygulama Tebliğine göre değil, Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğine göre yapılacak. Dolayısıyla, KDV Tebliği'nin yürürlüğe girdiği 1/5/2014 tarihinden sonra teslim edilen veya edilecek olan konutlarda;
- Açık çıkmalar, balkonlar, zemin, çatı ve kat terasları, kat ve çatı bahçeleri gibi en az bir cephesi açık olan mekânlar ile aynı katta veya farklı katta olup bağımsız bölümün eklentisi olan mekânlar (depo ve kömürlük gibi), otoparklar ile ortak alanlar,
- Genel giriş, merdiven, sahanlıklar ve asansör boşlukları,
- Fransız balkonlar ve teraslar 150 m2'lik net alanın hesabına dahil edilmeyecek, net alan bunlar dikkate alınmadan hesaplanacak.
2) Aynı Karar ile, konutların ortak kullanımına ait olan sosyal ve kültürel ihtiyaçları karşılamak üzere düzenlenmiş çocuk parkı, bahçe düzenlemesi, havuz, pergole, kamelya, çim ekimi, spor alanı, alışveriş merkezi gibi alanlara ilişkin yapılan harcamalar nedeniyle yüklenilen KDV’lerin iade edilmeyeceği hususu da netleştirilmiş oldu.
3) Dava süreci uzun sürmüş olsa da, bu karar ile, konut sektörü ciddi bir kazanım elde etti, bu karardan tüm inşaat sektörü kazançlı çıktı. Bu davayı açan, ısrarla takip eden ve kazanan KONUTDER’i tebrik ediyoruz.
Kararın tüm sektöre hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum.