Evet böyle olması gerekiyor. Ama ne yazık ki sistem bizde biraz ters çalışıyor. Yani tersten programlanmış. Sistem vatandaşın tüylerini nasıl daha fazla yolarız yönünde işliyor.
Hatırlanırsa çok yakın geçmişte OGS diye adlandırılan cihaz otoyol ve köprülerde geçiş için kullanılırdı. Vatandaş belirli bir bedel ödeyerek bankalardan bu cihazları aldı.
Kısa bir süre sonra aynı amaca hizmet eden HGS adında bir cihaz daha piyasaya sürüldü.
Bir süre bu iki cihaz birlikte kullanıldı. Daha sonra OGS kaldırıldı.
Ancak ödediğimiz OGS bedellerini ödediğimizle kaldık. Mecburen bu kez HGS de almak zorunda kaldık. Bu arada olan yine vatandaşı oldu.
Şimdi de piyasaya UTTS (Ulusal taşıt tanıma sistemi) adı altında bir sistem ortaya çıktı.
Değerli üstat Dr. Bumin Doğrusöz “nasıl bir ekonomi” gazetesinde konuya ilişkin çok ilginç tespitler yapmış.
Maliye Bakanlığının akaryakıt tüketimi kaynaklı 15 milyar TL gibi vergi kaybı olduğu biliniyor.
Bu vergi kaybının ortadan kaldırılmasına yönelik değişik tedbirler istenilen sonuç vermemiş olmalı ki, UTTS Sistemini devreye soktular.
Ancak görünüyor ki bu sistem, tamamen vatandaşın sırtına yüklenmiş görünmektedir.
Bugün itibariyle ülkemizde araç sayısı 31 milyondur. Bunun 6 milyon kısmı motosiklet olup, geriye kalan 25 milyon araç bu sisteme dahil olacaktır.
Vergi mükellefleri için son gün 28 Şubat olup, diğer vatandaşlar da Temmuz 2025 başında sisteme dahil olacaktır.
Kayıt ücreti 2.326 TL + KDV, yani yaklaşık 2.800 TL’dir. Ayrıca sisteme kaydolunmaması durumunda 7-28 bin TL ye kadar idari para cezası da var.
Bu sisteme 25 milyon araç girdiği düşünüldüğünde 70 milyar TL’nin üzerinde bir kaynak ortaya çıkmaktadır. 15 milyar vergi kaybının karşılığında vatandaştan 70 milyar tahsil edilecek olduğu anlaşılmaktadır.
İster istemez aklımıza bir sürü soru takılıyor.
Bir açığın kapatılması için aklınıza ilk gelen şey, vatandaşı soymak mı?
Akaryakıt istasyonlarına taşıt tanıma sistemi konularak sorun çözülemez miydi?
70 milyar TL’den kimler pay sahibi olacak?
Vergi kayıp kaçağını önlemek vatandaşın görevi midir? Niçin bedeli vatandaş ödüyor?
Bu yöntem sayesinde vergi kayıp kaçağı önlenecek ise, neden vatandaşa vergi kaybından daha fazla bir bedel ödettiriliyor?
Amaç vergi kayıp kaçağını önlemek mi, yandaşlara kaynak yaratmak mıdır?
Vatandaşı böyle bir külfete zorlamaya ne hakkınız var? Sorular! Sorular!