Vergi uyuşmazlıklarına taraf olan kişiler bu uyuşmazlığı çözmek amacıyla konuyu vergi yargısına taşırlar. Davanın aleyhte sonuçlanması durumunda taraflar, dava konusu parasal tutara bağlı olarak istinaf ya da temyiz kanun yoluna gidilebilirler.

Ancak parasal sınırların/tutarların tespitinde, davanın açıldığı tarihteki tutarların mı yoksa mahkemenin karar verdiği yıldaki parasal tutarların mı dikkate alınacağı sorunu herkesçe eleştirilmektedir.

Bu sorunu çözmek adına konu Anayasa Mahkemesi'ne taşındı ve sorun çözüldü şeklinde bir duyum geldi.

Önce sorunun özünü anlayalım isterseniz….

Üst mahkemeye gitmede parasal sınırlar

Vergi yargısında öngörülen parasal sınırlar/tutarlar 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (İYUK) Ek 1’inci maddesi uyarınca her yıl VUK mük.m.298’e istinaden Hazine ve Maliye Bakanlığı'nca tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranı kadar artırılarak sonraki yıl uygulanır.  

2022 yılı için uygulanan parasal tutarlar yüzde 122,93 oranında artırılarak 2023 yılı için uygulanmaktadır.

İYUK Ek m.1 uyarınca 2022 ve 2023 yılı için uygulanacak parasal sınırlar/tutarlar aşağıdaki tabloda gösterilmiştir.
Screenshot_1-13

Tek hakimle çözümlenecek davalarda 2023 yılında 20 bin TL’yi aşmayan davalarda verilen kararlara karşı İstinaf kanun yolu kapalıdır. Ancak konusu 20 bin TL’yi aşan davalarda ise İstinaf kanun yolu kullanılabilir. Daha basit bir ifadeyle dava ne zaman açılmış olursa olsun 2023 yılı içinde karar verilen konusu 20 bin TL ve altında olan davalara karşı istinaf kanun yoluna gidilemez, karar kesindir.

Öte taraftan bölge idare mahkemelerince (halk arasındaki adıyla istinaf mahkemeleri) 2023 yılı içinde verilen kararlara konu tutar (dava ne zaman açılmış olursa olsun) 581 bin TL’yi aşmazsa temyiz yoluna (Danıştay’a) gidilemez ve karar kesinleşir. Ancak bölge idare mahkemelerince verilen dava konusu tutar 2023 yılı için 581 bin TL’yi aşan (2022 yılı için 261 bin TL) kararlara karşı temyiz (Danıştay’a) yoluna gidilebilir.  

Sorun nerede peki?

Sorun, parasal sınırların/tutarların tespitinde, davayı açtığımız tarihteki tutarların mı yoksa mahkemenin karar verdiği yıldaki parasal tutarların mı dikkate alınacağıdır.

Örneğin 2022 Mayıs ayında 16 bin TL’lik bir vergi ceza ihbarnamesi tebliğ edilmiş olsun ve bunu da vergi mahkemesinde dava konusu yaptığımızı varsayalım. Olur da aleyhte karar çıkarsa dava konusu tutar (16 bin TL) 2022 yılında istinaf kanun yolunu kullanma sınırı olan 9 bin TL’yi aştığından istinafa gidilebilir.

Ancak vergi mahkemesi kararını 2023 yılı içinde örneğin 2023 Eylül ayında verir ve tebliğ ederse bu kez 2022 yılı için istinaf kanun yolunu kullanma sınırı olan 9 bin TL değil, 2023 yılı sınırı olan 20 bin TL uygulanacak. Daha basit bir ifadeyle 2022 yılı parasal tutara göre istinafa gidebiliyoruz ama 2023 yılı parasal tutara göre gidemiyoruz.

Aynı sorun temyiz aşamasında da vardır.

Örneğin konusu 300 bin TL olan bir davaya ilişkin 2022 yılında dava açtığımız tarihte temyize gitmede alt parasal sınır 261 bin TL iken 2023 yılında bu tutar 581 bin TL’dir. Bölge idare mahkemesi (istinaf) kararını 2023 Eylül ayında verirse dava konusu tutar (300 bin TL) 2023 yılı temyiz kanun yolunu kullanmadaki parasal sınır olan 581 bin TL’yi aşmadığından karar kesin olacaktır. Yani temyiz yoluna gidilemeyecektir.

Dava açtığımız tarih olan 2022 yılı parasal tutarlar dikkate alınsaydı temyiz yoluna gidilebilecekti. Ancak şu anki mevzuat hükmü uyarınca 2023 yılında karar verildiği ve temyize gitmede istinaf karar tarihi dikkate alınacağı için temyiz yolu kullanılamamaktadır. Enflasyonun hak arama hürriyetini gasp ettiğinin önemli bir örneğidir bu.
 

Bu sorun Anayasa Mahkemesi'ne taşındı

Yukarıda 2023 yılı için vergi yargısında uygulanacak parasal sınırları belirttim. Örneğin istinaf kanun yolunu kullanmada 2022 yılı için dava konusu tutarın 9 bin TL’yi aşması şart iken 2023 yılı için ise 20 bin TL’yi aşması şarttır. 

Ya da temyiz yolunu kullanmada 2022 yılı için dava konusu tutarın 261 bin TL’yi aşması şart iken 2023 yılı için 581 bin TL’yi aşması şarttır.

Bu sorunu gören Samsun Bölge İdare Mahkemesi 2.Vergi Dava Dairesi konuyu Anayasa Mahkemesi'ne taşıdı.

Sorunun AYM’ye taşınma şekli ise şöyle olur; mahkemelerde bir davanın devam etmesi durumunda taraflar konunun Anayasa’ya aykırılık iddiasıyla dosyanın itiraz yoluyla Anayasa Mahkemesi'ne gönderilebilir ki buna da somut norm denetimi denir. Başka bir ifadeyle bir davaya bakmakta olan mahkeme Anayasa'ya aykırılık tespit ettiğinde ya da taraflardan birinin ileri sürdüğü Anayasa'ya aykırılık iddiasını ciddi bulduğu takdirde dosyayı itiraz yoluyla Anayasa Mahkemesi'ne gönderilebilir ki buna da somut norm denetimi denir.

Samsun Bölge İdare Mahkemesi 2.Vergi Dava Dairesi temyiz kanun yolunun istinaf karar tarihî itibariyle değil davanın açıldığı tarihteki temyize ilişkin parasal tutara göre belirlenmesi gerektiği görüşüyle konuyu somut norm denetimi yoluyla Anayasa Mahkemesi'ne taşıdı.  

Ve aldığımız duyum ilgili hükmün iptal edildiği yönündedir. Yani aldığımız duyumu destekler mahiyetteki AYM kararı ilan edilirse, kuvvetle muhtemel ilan tarihinden itibaren istinaf kararının verildiği tarihteki parasal tutar değil artık davanın açıldığı tarihteki tutar dikkate alınacaktır.

Ayrıca bu karara binaen de vergi mahkemesine dava açıldığı dönemdeki istinaf başvuru tutarı dikkate alınacağı yönünde bir düzenleme yapılacağı kanaatindeyim.

Aldığımız duyum doğru çıkarsa vergi yargısında çok ciddi bir sorun olan hak arama hürriyetinin enflasyon yoluyla gasp devri sona ermiş olacaktır.

Emeği geçen herkese teşekkürler…